Güzel Kıbrıs’ımızın bu günlere gelmesinde büyük emeği olan, büyük devlet adamı ve eski Cumhurbaşkanı,Rauf Denktaş’tan sonraki en önemli devlet adamı,Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ı KKTC Cumhurbaşkanlığı’nın yeni yerleşkesinde ziyaret ettik.Cumhurbaşkanı Sayın Tatar çok büyük bir nezaketle karşıladı bizi.Nezaket sahibi ve önemli bir şahsiyet.Kendisiyle kısada olsa bir süre sohbet etme şansı buldum.Aklımda olan ve kendisininde fikrini merak ettiğim bir kaç soru yönelttim ve çok önemli yanıtlar aldım.
“BÜTÜN DÜNYAYA VE GÜNEY KIBRIS’A,GEREKLİ MESAJLAR VERİLİR”Bu yıl KKTC’de organize edilen Teknofest 2025’i nasıl değerlendirdiğini veözellikle Akdeniz’de komşusu olan Güney Kıbrıs,Ege’de Yunanistan ve ABD hattında yansımalarının nasıl olacağını sorduğum Cumhurbaşkanı Ersin Tatar şunları söyledi:”Teknofest;Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük Havcılık uzay ve teknoloji festivali niteliğinde ve binlerce gencin,binlerce insanın katıldığı fevkalade büyük bir organizasyon.Dolaysı ile 11.’sinin KKTC’de olması bizler için büyük bir onurdur.Sayın Selçuk Bayraktar ve T3 Vafkına çok teşekkür ederim.Ben uzun yıllardır bütün bu gelişmeleri izliyorum ve Teknofest’in başarılarını yakından gören biri olarak iki yıl önce kendisini ziyaret ettim ve dedim ki “İnşallah ortam müsait olur ve siz de uygun görürseniz,bir Teknofest’i de KKTC’de yaparız.Orada da Ercan Havaalanının yeni bir terminali yapıldı,eski pist ve terminal binası bu organizasyona uygun.”Tüm bunlar değerlendirildikten sonra,bundan altı ay önce Sayın Selçuk Bayraktar;”Evet,yapalım ama hangi tarihte yapalım?” dedi.Kendisine”Okullar,üniversiteler kapanmadan önce yapalım ki gençlerimiz gelebilsin.” Şu anda belki yüzbinden fazla insanın,1-4 Mayıs arası KKTC’de yapılacak olan,Teknofest’ekatılacağı beklenmektedir.Hem Türkiye ‘den binlerce insan geliyor,hem KKTC’den ve belki farklı ülkelerdende gelecek olan misafirlerimiz olacak.Dolayısıyla bu hem KKTC’nin tanıtımı için,hem Mavi Vatan ve Doğu Akdeniz’de,bağımsız bir Türk Devleti olan KKTC için esas itibari ile buradada bütün bu teknolojinin,ilim,bilim,gereklerinin yapılmakta olduğunu…Çünkü biz geçmişte Geçitkale Havaalanını Türkiye Cumhuriyeti Devletine devrettik.Orada İHA’lar,SİHA’lar görev yapmaktadır.Akdenizin hakimiyeti,Türkiye Cumhuriyeti’nindir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’de ki varlığı,KKTC’nin varlığı ile uyumludur.O açıdan da değerlendirildiğinde,bir Teknoloji,Uzay ve Havacılık Festivali ama KKTC’de yapılıyor olması,benim kanaatim,buradaki Türk varlığınızda bir göstergesi olacaktır. Çünkü burada sergilenecek olan Aselsan,Roketsan ve Baykar’ın her türlü buna benzer, Savunma Sanayiinin kazandığı,büyük eserler ve teknolojinin harikaları,burada segilendiğinde,burada da bunların değerlendirilebileceği ve değerlendirilmekte olduklarını ,bütün dünyaya gösterip,Güney Kıbrıs’a da gerekli mesajlar verilir.Çünkü biz artık komşuluk işlerine önem veriyoruz,biz ayrı bir Cumhuriyet olarak bütün bu mücadeleyi sürdürürken,bu noktada Türkiye Cumhuriyeti ile bu ilşkilere çok önem veriyoruz.Türkiye Cumhuriyeti’nin böylesine büyük teknoloji festivalinin burada gerçekleşiyor olması bizler için çok anlamlı ve değerlidir.” ”KARDEŞ DEVLETLERİMİZ,BİRAZ DAHA DİKKATLİ OLMALI!”1 ve 2 Mayısta Türk Devletleri Teşkilatının toplantısının KKTC’de yapılacağını ve bu konudaki değerlendirmelerini merak ettiğimiz Cumhurbaşkanı Tatar’a,Avrupa Birliği,Orta Asya’da bulunan beş Türk Devletine,ticari yönden,12 Milyar Euro’luk destek verilmesi karşılığında,ardından KKTC varlığını tanımayarak,Güney Kıbrıs’ta Büyükelçi atamalarıyla ilgili ise Tatar:”Biz kendimize bakıyoruz.Netice itibari ile biz Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde gözlemci üyeyiz.Semerkant’ta 11 Kasım 2022 yılında oy birliği ile kabul edildik ve burada Türkiye Cumhuriyeti ve Saygıdeğer Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük gayreti vardır.Netice itibari ile ilişkilerimizi o çerçevede son üç yıldır her düzeyde geliştirdik.Yapılan toplantılara KKTC kendi Bayrağı ile katılmaktadır.Türk Devletleri Teşkilatı içerisinde her türlü kurum ve kuruluşla bir dayanışma var.Ekonomik konulardan tutunda kültürel olarak,dil birliğine kadar uzmanların katıldığı farklı toplantılarda KKTC herzaman yer alıyor.Malesef Güney Kıbrıs 1963’ten bu yana Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınmaktadır.Böyle bir haksızlığa karşı yaşadı Kıbrıs Türkü ve onlara göre Kıbrıs Cumhuriyeti esas buranın hükümdarıdır,ve Kuzey Kıbrıs bir geçiş dönemidir,bu geçiş döneminden sonra bir anlaşma olacak ve anlaşmadan sonra bir takım şeyler değişecek,O;onları baglar.Avrupa Birliğinin Rum yönetimini dürtmesiyle,oralara kadar gidip,bizim kardeş Türk Devletlerine bir takım şeyler önermeleri ve onların AB ilişkileri bağlamında,böyle bir noktaya gelmeleri,bizi üzmüştür ancak onlar bizim kardeş devletlerimizdir.Kardeş devletlerimizin biraz daha dikkatli olmalarını söyleyebilirim.Ama karşılığında iki devlet siyaseti yürüten biz ve Türkiye Cumhuriyeti’nin,onlardan beklentisi,bizlerle olan ilişkilerini zaman içerisinde arttırmalarıdır.Neticede güneydede bir devlet var ve biz bunu inkar etmiyoruz.Ama bizimle olan ilişkilerinide yükseltmeleri lazım.Statümüzü daha fazla arttırmaları lazım ki,o denge sağlansın.Bunun zaman içerisinde yapılması gerekmektedir ve bu bağlamda Sayın Binali Yıldırım’ın Türk Devletleri Teşkilatı ve Aksakallılar Başkanı olarak,heyetiyle birlikte buraya yapacağı ziyareti önemsiyorum.Çünkü o heyette bu Türk Devletlerine ait eski Başbakanlar,Cumhurbaşkanları ve Dış işleri Bakanlığı yapmış kişiler var o heyette.Onlarında gelmesini bekliyorum.Geldiklerinde mutlaka sohbet imkanımız olacak.Onlar aracılığıyla Hükümetlere,Cumhurbaşkanlarına buradan mesaj ileteceğiz KKTC olarak.Doğu Akdeniz’de hepimizin Akdeniz’e açılan bir kapısıdır.Aramızdaki tarihi gönül birliği ve bağlarının,güçlenmesi gerektiğini ve Güney Kıbrıs’la ilgili olarak,Avrupa ile ilişkileri bağlamında,zorlanmış oldukları bir konu olduğuna inanıyorum.Ama daha dikkatli olunması gerektiğini çünkü böyle bir durumun bize bir takım sıkıntılar yaratmakta olduğunu ve siyasi davamıza,dolaylı olarak bir yararı olmadığı şeklinde değerlendirilmelidir.Fazla ileri gitmemek lazım.Bu hassasiyetimizi belirtmek lazım ki, aramızdaki bağların,dahada giderek güçlenmesini temin edebilelim.” ”ARTIK HERKES MESAJI ALSIN!”İlintili olarak Tatar’a herkesin merak ettiği o soruyu sordum.Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan,Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan,hatta biraz geriye gidersek Eski Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun KKTC’nin tanınması ile ilgili önemli çalışmalar yürütüldügünü,Türkiye’nin kalbi meselesi olduğu ve bu konuda sona mı gelindi ? Federasyon Dönemi bitti,bir ada iki devlet dönemine mi girildi?Tatar oldukça önemli olan şu cevabı verdi:”Biz dört senedir iki devletli siyaseti sürdürüyoruz.Egemenliğimizin kabul edilmesini bekliyoruz.Eger bir görüşme süreci tekrar olacaksa,egemenlik temelli olması lazım.Rum tarafı,”Egemenlik bizimdir,siz bizlere tabisiniz.”şeklinde bir siyaset yürütmektedir.Federasyondan onların anlayışı odur.Bizim burda bazı muhalif gruplar farklı anlamaya çalışıyor.Zaman içersinde özellikle Annan Planı zamanı ve 2017’de Kanaz Montana görüşmeleri ortaya çıkmıştı ki,Rum tarafının,federasyon görüşmelerinde temel hedefi,bizleri bir azınlık durumuna indirgemek.Çünkü o bağlamda sıfır asker,sıfır garantide ısrar ediyorlardı,yani Türkiye’nin burdan çıkması garantisinin ortadan kalkması,Böyle olunca buradaki Türkler,haliyle yalnız kalacaklar.Tüm AB içerisinde.Kuzey,Güney AB içerisine girecek.Rumların egemen olduğu yapı içerisinde,bizim varlığımızı etkin bir şekilde sürdürmemiz mümkün değil.Zaman içerisinde bizi eriteceklerdi,ben öyle görüyorum.Dolayısıyla iki devletli siyaset bizim için vazgeçilmez siyaset.Federasyon tezine geri dönmemek lazım.Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti Anavatandır,garantör ülkedir.Bu bölgenin en büyük,en güçlü nesli böyle diyor.Türkiye Cumhuriyeti;”Kesinlikle iki devletlilikten,taviz yok.Federasyon dönemi kapanmıştır.”dedikten sonra artık herkes mesajı alsın.“MUHALEFET: TATAR’A SARAY MI YAPIYORLAR?”Yeni Cumhurbaşkanlıgı Yerleşkesi,Meclis binası,Millet Bahçesi…Ve bilen bilir ki Güney Kıbrıs Rum Kesimi Metehan Kapısından geçecek olanların görevi ilk yapılar…Eski tarihi misyondan yeni bir vizyon ve yeni bir yönetim anlayışıyla ilgili olarak ise Tatar:”3 Mayıs Cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla buranın resmî açılışı yapılacak.Dört yıllık bir proje.Dört yıl önce gündeme geldi.Eski,İngiliz Döneminden kalma büyük binanın,ömrünü artık yitirdigini ve yetersiz kaldığını ve bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a;”Bize bu konuda yardımcı olabilir misiniz?”dedigimde,kendisi;”Bir arazi bulursanız,bizde yardımcı oluruz.”dedi.Biz bu araziyi bulduktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız talimat verdi.Türkiye Cumhuriyeti’nin en iyi mimarları,mühendisleri geçmiş tecrübeleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi devlet binalarından yola çıkmak suretiyle,tasarlayıp,projelendirdiler.O zaman bazı muhalefet çevreleri;”Okulumuz yok,hastahanemiz yok,buna ne gerek var?Tatar’a saray mı yapıyorlar ?”şeklinde sloganlar atarak eylem yaptılar.Telleri yırtarak kırarak inşaat alanına girip,bizi protesto ettiler.Bu muhalefetin ardından;”Alanımız yeterli,birde Cumhuriyet Meclisine bina yapsak,muhalif Milletvekilleride geleceği için belki biraz yumuşarlar.” O da uygun görüldü.Muhteşem bir yer halne geldi CB Yerleşkesi ve Cumhuriyet Meclisi.Karşımızda Milli Park olacak.Bu eserler tarihi bir anlam taşımaktadır.KKTC’nin ve KKTC Türk halkının geldiği aşamada bütün bunlar bağımsızlığımızın,özgürlügümüzün,ve hürriyetimizin simgesi haline gelmiştir.Önemli olan bir işi başlayıp bitirmektir ve iş bitmiştir.Şu anda muhalif çevrelerde bütün bunları hayranlıkla izliyor diye düşünüyorum.Ayrıca Metehan sınır kapısından Ergün binlerce insan Güney Kıbrıs’tan gelip geçiyor.Hergeldiklerinde,her baktıklarında herhalde bir kez daha silkeleniyorlar ve silkelenmeye devam edecekler.Diyecekler ki;”Artık KKTC diye bir devlet var,bu Devletide biz artık inkar edemeyiz.Dolayısıyla komşuluk ilişkileri ve iki devletin anlaşma çerçevesi düzenlenirse,hepimiz burada barış,huzur ve güvende yaşayabiliriz.”
“EGEMENLİĞİMİZİ TANIMADAN,GÜNEY KIBRIS’LA GÖRÜŞMELERİM GAYRÎ RESMÎDİR”Son olarak ilki Mart ayı sonunda Cenevre’de gerçekleşen Güney Kıbrıs yönetimiyle 5 Mayıs Pazar günü gerçekleşecek görüşmenin başlıklarını sordum.Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar bu konu da ise:”iki devletin işbirliği ile farklı konularda bir takım beklentilerimiz var ama kendileri pek adım atmıyorlar.Kapılar konusunda,buradaki yogunluğu herkes biliyor.Dolayısıyla Lefkoşa’nın doğu bölgesinde,Haspolat’ta açılması için önerilemiz var ama tam yanıt alamıyoruz.Bunun dışında ortak bir arazide,ara bölgede yenilenebilir enerji,meselesi,mayınların temizlenme meselesi gibi bir takım farklı projelerde gündemdeyiz ama biz Türk tarafı olarak,iki devletin işbirliğine yönelik,ne gibi çalışmalar yapılabilir?Çünkü Kıbrıs meselesi çözülemiyor,zaman istiyor.Belki gün gelecek Kıbrıs meselesi çözülecek.O güne kadar iki yapı,iki otorite veya devlet arasında işbirliginin olması gerektiğine inanıyorum.O nedenle kaçmak yerine görüşmelere sıcak bakıyorum.Kaçmak yerine,diyalog eksikliği ve onun altında ezilmek…Çünkü neticede içerde de, dışarıda da görüşmek lazım dediklerinde ancak bu şekilde görüşürüm.Gayrî Resmî ve çeşitli,farklı işbirlikleri için görüşebilirim.Onlar hala bizim egemenliğimizi tanımamakta ısrar ediyor,halbuki biz onlar kadar egemeniz…Onu biz onlardan almadan Resmi müzakere sürecine geçmemiz mümkün değildir.”dedi.
Haberin İngilizce ve Almanca linki:https://www.eura24.com/haber/n-a-111471.html