?>

İlahi Dinlerde Türkçe İbadetin Tarihçesi

Uğur UTKAN

12 saat önce

Türkler tarihsel olarak hep kendi ana diliyle yaratıcısına yakarma çabasında olmuştur. Hangi dine inanırsa inansın ibadetini kendi ana diliyle yapmanın gayretinde olmuştur.

Mesela Ural Dağları’ndan gelen Slav taarruzlarına karşı direnerek Orta Asya’nın Slavlaşmasını engellerken Maveraünnehir’de Hz. Osman döneminden başlayarak Emevilerin sonlarına değin Müslüman Arap ordularının akınlarına karşı gösterdiği direnişle İslâm’ın Orta Asya içlerine kadar girmesine mani olan ve ilk Musevi Türk devleti olan, Talmud Museviliğini değil Tevrat hükümlerine dayalı bir Museviliği resmi din seçen Hazarlar kendilerine göre bir Türkçe oluşturmuşlar, İbrani alfabesiyle yazıp Türkçe konuşmuşlardır. Tevrat’ı da Türkçe’ye tercüme ettirerek Tevrat meali çalışmaları yapmışlardır. 

Yine Bizans ordusunda paralı asker olarak yer alıp zamanla Hristiyanlaştırılan, 1923 mübadelesine kadar da Anadolu’da yaşamış olan Uz, Peçenek, Karamanlı ve Kuman Türkleri de genelde Türkçe konuşmuşlar, İncil alfabesi olduğundan dolayı Grek alfabesiyle yazıp Türkçe konuşmuşlardır. 

1630’lu yıllarda Kamaniçe Kalesi’nin zaptı esnasında Osmanlı ordusuna esir düşüp İstanbul’a getirilen Leh asıllı Wojciech Bobowski, eğitimli olduğu için saray hizmetine alınmıştır. Topkapı Sarayı’nda padişahın hizmetine girdikten sonra Müslüman olarak Ali ismini almış ve sonradan yazdığı şiirlerde kullandığı Ufki mahlasından dolayı Ali Ufki adını alan bu zat, 1662 yılında Kutsal Kitap’ın Türkçe meali çalışmalarını yapmaya başlamıştır. 

1664’te çalışması biten bu meal örneğinin basımı ancak 1827’de gerçekleşebilmiştir. 

Milli Mücadele yıllarında Fener Rum Patrikhanesi’nin Yunanistan yanlısı tavırlarına karşı bayrak açan Papa Eftim lakaplı Yozgatlı bir papaz Milli Mücadele’ye destek verdiğini açıklamıştır ki adı Pavlos Karahisaridis olan, sonradan adını Zeki Erenerol olarak değiştiren nam-ı diğer Papa Eftim, kendisinin Türk dostu olduğunu, Hristiyan olmasına rağmen Müslüman Türkler gibi Türk oğlu Türk olduğunu söylemiştir. Milli Mücadele kazanıldıktan sonra destekçileriyle birlikte Türk Ortodoks Patrikhanesi’ni kurmuş, İncil’in Türkçe meali çalışmalarına ağırlık vermiştir. 

İlk Müslüman Türk devletlerinden biri olan Karahanlılarda da Kur’an-ı Kerim’in Türkçe meal çalışmaları ilk defa gerçekleştirilmiş olup bu bu meal çalışmalarında kullanılan Türkçe dini terimlere günümüzde Kutadgu Bilig ve Dîvân-ı Lügati’t-Türk gibi eserlerde rastlamak mümkündür. 

Hatta Uygur alfabesinden etkilenen Babür Şah, bu alfabeden oluşan bir yazı oluşturmuş ve oluşturduğu yazı ile Kur’an yazılmasını istemiştir. 

Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan döneminde Türkçe tefsirler hazırlanmıştır.

Yine 17.yüzyılda Osmanlı topraklarında Kur’an-ı Kerim’i Türkçeleştirme çabaları olmuş, Osmanlı’ya matbaa geldikten sonra 1840 yılında Türkçe meal basımı ilk defa gerçekleştirilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan sonra Atatürk’ün talimatı ile artık Kur’an-ı Kerim’in Türkçe’ye tercümesi devlet politikası haline getirilmiştir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI