Siyasi Depreme Genç Bakış

Enes COŞGUN

1 yıl önce

Türkiye'de yaş sınırı gittikçe daha aşağılara düşmek kaydıyla hemen herkes siyasi konularda ahkam kesmeye çok yatkındır. Aslında bu durum bana çok üzücü gelse de biz gençler dahi ister istemez siyasetin içinde buluveriyoruz kendimizi! Siyasetten mümkün mertebe uzak durmaya çalışmak ile apolitik olmak farklı şeyler. Apolitik olmayı da çok doğru bulmuyorum açıkçası fakat bu denli siyasetin içine çekilmiş olmak da canımı acıtıyor. Biz neden bunları düşünelim, neden bunlara kafa yoralım? Yaşça yetişkin vatandaşlarımız toplumun motor kuvveti olarak siyasi konulara kafa yorsa ve doğru kararlar alarak mutlu mesut gençlik ortaya çıkarsa daha iyi olmaz mı? Diye kendi kendime sorup duruyorum! Ve kelli felli liderler, genel başkanlar olarak bize dayatılan ve yaşatılanları görünce "Bunların yaptığını çocuklar bile yapmaz!" diye hayıflanmadan edemiyorum.

Millet İttifakı, altılı masa, muhalefet bloğu, adına ne derseniz diyelim bir umut olarak dururken hasar görmüş ve yıkılmaya yüz tutmuş bir bina konumuna gelmedi mi? Buna hakları var mıydı? Valla hiç lafı eğip bükmeden, hiç çekinmeden bu konuda benim de söyleyeceğim şeyler var:

Millet İttifakı içerisinde Kılıçdaroğlu ve Akşener’in yaptıklarının birbirlerinden hiçbir farkı yok aslında. İkisi de çok APTALCA hareketler yaptılar.

CHP’nin en büyük sıkıntısı öngörüsüz olması. Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanma ihtimalinin düşük olduğunu yoldan herhangi birini çevirseniz size söyler zaten. Bu neyin akıl tutulması ki hala Kılıçdaroğlu’nun adaylığını tartışıyoruz biz. Birinci Aptallık tam bu işte!

İYİ Parti’nin masadan ayrılmasına gelirsek, bu da ikinci Aptallık!

Yahu bu neyin şovu! “Ya tarih olacağız ya tarih yazacağız.” Ne demek!

Madem bu kadar kahramanlık yapmaya meraklıydınız Memleket Partisi ve Vatan Partisi gibi “kahramancılık” oynayabilirdiniz. Bu aşamaya kadar gelip de böyle saçma sapan açıklamalarla masadan kalkmak tam bir Aptallık değil de ne?

Görünen o ki altılı masada son ana kadar adaylık falan konuşulmamış! Aylardır kısır bat, börek çörek yemeye oturulmuş o masaya! Ne yazık…

İYİ Parti’nin masadan “itilmesi” diye bir şeyin söz konusu olmadığını düşünüyorum. Bu saatten sonra o şekilde bir yorum ve mazeret, kabul görmeyecektir. Yemezler! Kimse itmedi İYİ Parti’yi. İYİ Parti, Akşener’in ve kurmaylarının fevri davranışının kurbanı oldu.

“Ben masadan kalksam bazıları kurban keser. Millet bize umut bağladı. Bu umudu söndüremeyiz. Bu yüzden o masadan kalkmak olmaz. Milletin umuduna ihanet edecek en son insan ben olacağım.” Dedikten sonra masadan kalkan Akşener’e bazı insanların “ihanet etti” demesi de gayet normal karşılanmalıdır.

Akşener'in masadan kalkmayıp, “Biz Yavaş ve İmamoğlu isimlerini önerdik ancak oy birliğiyle olmasa da oy çokluğu ile masadan Kılıçdaroğlu kararı çıktı. Milletimize hayırlı olsun.” demesi gerekirdi. Şahsen gençler uzlaşma arayışı içinde olanları seviyor ve seçiyor. Ayrıştırıcı, ötekileştirici ve parmak sallayan tipleri hazzetmiyor. Akşener İttifakı bozmasaydı hem kendisi hem de İYİ Parti gerçekten insanların gözünde yükselirdi.

Kılıçdaroğlu öyle ya da böyle seçimi kazanabilirdi de. Şimdi ne Yavaş’ın ne İmamoğlu’nun ne de Kılıçdaroğlu'nun bir garantisi yok.

Çok güzel oldu (!) Aferin size (!) Emin olun yaptığınızı çocuklar dahi yapmaz.

Artık bu aşamada herkes sükunetini korumalı. Ankara Büyükşehir Belediyesi önünde Mansur Yavaş’a “aday ol” diye bağıracağız gibi geri zekalıca hareketlere bulaşmadan mantıklı bir aday belirleyip belirsiz ve karamsar ortamın bir an önce aşılması lazım.

Ne diyelim, benim gözümde Kılıçdaroğlu da Akşener de siyaset bilmiyor! Allah sonumuzu hayretsin.

Hayati Hocamın paylaşımından sonra sıcak gündeme dair genç bakış olarak ben de görüşleri dile getirmek istedim. Şahsen ben de hocamın dediği gibi "Elimizdeki aday Erdoğan sanırım!" diye bitirmek istiyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI