TOPRAĞA ATILAN TOHUMU KENDİ KADERİNE BIRAKMAMAK LAZIM

Nurdoğan AKTAŞ

2 yıl önce

İnsanların ideolojilerine, fikirlerine farklılıklarına, partisine göre ötekileştirilmesine şiddetlekarşı çıkan ve tanıdığım günden bu yana bu görüşünü her fırsatta dile getiren “farklıgörüşlerin ve çeşitliliğin topluma zenginlik kazandırdığına inanan” Yazar Mahmut Aşkarsavunduğu bu tezini son yazdığı ŞEHİRLİ DERVİŞ isimli bu romanında okuyucularınaaktarmaya çalışmıştır.Bu roman farklı görüş, fikir, değer yargıları yüzünden ötekileştirilen, dışlanan insanlarınyaşadığı zorlukları ve çözüm arayışlarını, DAVAM isimli bir kurum ve romanın başkahramanıİbrahim üzerinden okuyucusuna, okurseverlere sunmayı hedeflemiştir.Romanda bahsi geçen DAVAM isimli kurumda, görevini hakkıyla icra etmek yeterli değildir.Başkana itaat etmek en önemli unsur haline gelmiştir. Başkanın ekibindekiler “kahraman”muhalifler “hain” olarak nitelendirilmeye başlamıştır.Yukarıdan gelen emir ve talimatlara göre formatlanmış kafaların yetki sahibi olmasına artıkkatlanamayan İbrahim, kardeşim dediği, ekmeğini bölüştüğü dava arkadaşlarıyla farklı değeryargılarına sahip olmasından ötürü ötekileştirilmiş ve bu ortama daha fazlakatlanamayacağından baba ocağına dönmeye karar vermiştir.Burada küçük bir kitapçı dükkanı açmış ve kitap okumayı en azından kendi çevresinesevdirmeyi hedeflemiştir. Bu küçük sahaf, ilçenin kitap okuyan memuru, öğretmeni,öğrencisinin uğrak yeri olmuş adeta sohbetler edilen bir Ocak haline gelmiştir.İbrahim’in sohbetleri görüş ve fikirleri dikkat çekmeye başlamış, kulaktan kulağa çevre illerekadar ulaşmıştır. Böylece çevresi oldukça genişlemeye başlar. Bir süre sonra İbrahim vearkadaşları “İnsan amaçtır, araç değil” sloganıyla bir sivil oluşum başlatırlar. Bu oluşumülkenin her köşesinden ve birbirinden farklı kesimlerden destek görür, lidersiz, partisiz yenibir anlayışın doğuşunu müjdeler.Bu slogan DAVAM yöneticileri ve eleştiriye açık olmayan, İbrahim’i ötekileştirip ayrıştıranzihniyete korku salmıştır.Elbette onlarda boş durmayacak ve karalama yöntemiyle işe koyulacaklardır.Son sayfayı devirip kapattığınızda -belki kendinizin de bizzat şahit olduğu- yeri geldiğindebüyük laflar eden, vatan kurtaran kahraman edasıyla boy gösteren bazı şahsiyetlerin, şahsiikballeri için nasıl da taklalar attıklarına şahit olacaksınız.Eleştiriye “ihanet” yeni bir şey söyleyene “hain” gözüyle baktığımız müddetçe toplum olarakilerleyemeyeceğimiz kanaatindeyim.Değerli dostum Mahmut Aşklar’ın vurguladığı üzere: “Toprağa atılan tohumu kendi kaderinebırakmamak lazım.” Özetle hepimiz üzerimize düşen görevi, vicdan terazimizle tartıp, değeryargılarımızla biçimlendirebilirsek; ektiğimiz tohumu, fikri, düşünceyi yeşertebiliriz diye umudediyorum.

Mahmut Aşklar’ı cesurca eleştiren üslubu ve milletin evlatlarına cesaret veren buromanından dolayı tebrik ediyorum.Hayırlı olsun.

Nurdoğan Aktaş

YAZARIN DİĞER YAZILARI