DÜNYANIN DENGESİ Mİ ŞAŞTI?

DÜNYANIN DENGESİ Mİ ŞAŞTI?
04-08-2025
Merhaba Sevgili okuyucu,
Hiç şunu düşündünüz mü: "Bahar geldi derken kar yağdı, ardından bir baktık kavurucu sıcaklar bastırmış." Eskiden mevsimler sanki bir düzene bağlıydı. Mart kapıdan baktırır, Nisan yağmurları olur, Mayıs'tan itibaren havalar ısınır, yaz da yaz gibiydi. Peki şimdi? Artık nisan ayında kar yağmasını, temmuzda 45 dereceleri görmeyi sıradan karşılamaya başladık. İşte bu yazıda, Ankara'dan size gözlemlerle dolu, ama aynı zamanda bilimsel gerçeklerle destekli küçük bir yolculuk sunacağım.
Ankara'da bu yılın başında, özellikle Nisan ortasında kar yağdı. Üstelik öyle hafif bir örtü değil; bazı yerlerde kalınlık ölçülebilecek seviyedeydi. Aynı dönemde kiraz, erik, badem gibi meyve ağaçları çiçek açmıştı bile. Tahmin edersiniz, don vurdu ve o güzelim çiçekler kuruyup döküldü. Birçok üretici için ciddi zarar demekti bu. Şimdi ise Temmuz-Ağustos aylarında kelimenin tam anlamıyla kavruluyoruz. Gölge altında bile nefes almak zor. Ne oldu da mevsimler böylesine dengesizleşti?
Bu durumu sadece "tesadüf" ya da "hava biraz garipleşti" diye açıklamak artık mümkün değil. Yaşadığımız şeyin adı çok net: iklim krizi. Evet, küresel ısınma ya da iklim değişikliği kavramlarını artık sadece haberlerde değil, penceremizin dışında da birebir yaşıyoruz.
Küresel ısınmanın temel nedeni, sera gazlarının atmosferde birikmesi. Özellikle fosil yakıt kullanımı, ormansızlaşma ve sanayi faaliyetleri yüzünden karbondioksit, metan gibi gazlar atmosferde ısıyı hapsediyor. Bu da dünyanın ortalama sıcaklığını yavaş yavaş değil, artık hızlıca artırıyor. Ama mesele sadece "hava sıcak" olması değil. Bu ısınma, mevsim döngülerini bozuyor. Kışlar kısalıyor, yazlar uzuyor. Ama en tehlikelisi: mevsim geçişlerinin ani ve dengesiz hale gelmesi.
Bilim insanları "ekstrem hava olayları"nın artacağını yıllardır söylüyordu. Şimdi ise tam olarak o noktadayız. Bir hafta içinde yazdan kışa, kıştan yaza geçebiliyoruz. Ve bu sadece Türkiye'de değil. Fransa'da temmuz ayında seller yaşanırken, İspanya aynı gün 44 dereceyi gördü. Almanya'da bazı şehirlerde arka arkaya "yüzyılın sıcaklığı" rekorları kırılıyor. Yani bu bir ülkeye ya da bölgeye özgü bir sorun değil; gezegenin genel dengesi bozuluyor.
Peki, "dünyanın sonu mu geliyor?" sorusunu sorduğunuzu duyar gibiyim. Hayır, henüz değil. Ama doğa bize çok güçlü mesajlar veriyor. "Benimle daha fazla oynamayın" diyor adeta. Eğer biz insanlar bu uyarılara kulak vermezsek, doğa kendini dengelemek için çok daha sert yollar seçecek. Kuraklık, sel, fırtına, tarımsal verimsizlik, su savaşları gibi sorunlar kapıda.
Ancak hâlâ geç değil. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde yapabilecek çok şey var. Enerjiyi verimli kullanmak, geri dönüşümü ciddiye almak, plastik tüketimini azaltmak, fosil yakıtlardan uzaklaşıp yenilenebilir kaynaklara yönelmek... Ve en önemlisi: Doğaya saygı duymak.
Biz Ankara'da nisan ayında kar yağarken hayretler içinde kaldık; şimdi ağustos sıcağında sokakta yürüyemez haldeyiz. Ama bu ikisi arasında aslında çok net bir bağ var. O bağ, doğanın dengesi. Eğer bu dengeyi biz bozduysak, düzeltmesi de yine bizim elimizde. Yoksa sadece mevsimler değil, geleceğimiz de donacak... ya da kavrulacak.
Sevgiyle ve umutla,
Özlem GÜRBÜZ
Bilimsel Notlar ve Kaynakça:
1. IPCC Raporu (2023):
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), küresel ortalama sıcaklığın sanayi öncesi döneme göre 1.1°C arttığını ve bu artışın doğrudan insan kaynaklı olduğunu net olarak ortaya koymaktadır.
2. Türkiye Meteoroloji Genel Müdürlüğü Verileri (2024):
Ankara ve çevresinde 2024 ilkbaharında mevsim normallerinin 7-10 derece altında sıcaklıklar ölçülmüş; nisan ayında kar yağışı bazı bölgelerde 1980'lerden bu yana ilk kez görülmüştür.
3. Avrupa İklim Gözlemevi (Copernicus, 2025):
2025 yılı, Avrupa kıtasında kayıtlara geçen en sıcak ilkbahar ve yaz geçiş dönemlerinden biri olarak değerlendirilmiştir.
4. Harvard Climate Initiative:
"Mevsim geçişlerinin bozulması, tarımsal verim, su döngüsü ve insan psikolojisi üzerinde doğrudan etkilidir."
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?