Toplumsal Çürüme Sahte itibarlar

Toplumsal Çürüme Sahte itibarlar
06-08-2025

Sahte diplomalarla yok edilen hayatlar, kaybolan itibarlar ve ölmekte olan insanlık... Bir ülkede sahte olan her şey çoğaldıkça, gerçek olanlar yalnızlaşır.

Diploması alın teriyle kazanılmış bir öğretmenle, masa başında bastırılmış bir sahte belgeyi taşıyan arasında artık bir fark kalmadıysa… O toplum çürümüş demektir.

Artık bir hekimin karşısına geçtiğimizde, “gerçek mi acaba?” diye düşünmeden edemiyoruz.

Bir akademisyenin unvanını duyduğumuzda içten içe kuşku duyuyoruz. Çünkü diplomalar satıldı. Unvanlar pazarlandı. İtibar, parayla satın alınabilir hale geldi.

Son yıllarda ülke gündemini meşgul eden ve emniyetin başarılı operasyonlarıyla deşifre edilen sahte diploma ve unvan çeteleri, yalnızca bir dolandırıcılık hikâyesi değil; bu ülkenin en derin ahlaki ve kurumsal yarasıdır.

 

Organize yapılar, sahte belgelerle insanlara doktorluk, öğretmenlik, mühendislik ve hatta akademisyenlik unvanları dağıtmışlar. Bu belgelerle nice insan işe girdi, makam sahibi olmuş, hayatlara dokundu ya da hayatları kararttı. Bir köy okulunda sahte diplomalı bir öğretmen, okuma yazma bilmeyen çocukları sınıf geçirerek hayata hazırlamış gibi göründü. O çocuklar büyüdü ama okuma yazmayı hâlâ tam öğrenemedi.

 

Bir hastaneye sahte belgelerle giren “doktor”, yanlış teşhisle hastaların hayatını tehlikeye attı.

Bir psikolog, ruh sağlığı arayan insanların iç dünyasını daha da kararttı. Bunlar münferit değil. Bunlar sistematik. Bu sadece “belge sahteciliği” değil, bu doğrudan insan hayatına kasttır ve her sahte belge, aslında bir cinayet belgesidir. İşin en acı yanıysa şu: İnsanlık öldü!

Gerçek bilim insanlarının, yıllarını vererek ün kazananların itibarı; cahil ama zengin kişilerin parayla satın aldığı sahte unvanların altında ezildi.

 

Gerçek akademisyenler, ekranları ve kürsüleri işgal eden sahtekârların gölgesinde görünmez hale geldi. Sosyal medyada üç cümle yazabilen, parayla konferanslara katılıp “akademik izlenim” yaratan insanlar alkışlandı, gerçek ilim adamları susturuldu. Artık ülkemizde "başarmak" değil, "satın almak" marifet ve bu, yalnızca eğitim sistemini değil, gelecek nesilleri de felç ediyor.

 

Devletin en mahrem ve üst düzey bürokratlarının e imzalarını kopyalayıp e devlette görülen gerçek, kayıtlı diploma, ehliye, sağlık raporu ve kimlik gibi kıymetli evrak yapmışlar, iddialar bu doğrultuda. Polisiye roman yazarı, araştırmacı yazar olarak sesli düşünüyorum bunları yapan sıradan para karşılığı yapmış ya peki bu işin uzmanları olan yabancı devlet istihbarat unsurları gibi eğitimli uzmanlar bunlardan önce bu açığı fark ettiyse!

 

Buradan bir vatandaş bir polisiye roman yazarı olarak sesleniyorum:

Ben dahil, bu ülkede son 20 yılda alınmış tüm diplomalar, ilkokuldan üniversiteye kadar tek tek araştırılsın. Kim gerçek, kim sahte ortaya çıksın. İsmi makamı ne olursa olsun derhal halkın huzurunda o makamı itibarı elinden alınsın. Çünkü bu temizlik yapılmazsa, bu topraklarda artık güven, liyakat ve adalet yaşayamaz. Polisimize, savcılarımıza ve bu çürümüş örgütleri açığa çıkaran tüm yargı mensuplarına yürekten teşekkür ediyorum. Onlar yalnızca suçluları değil, bu halkın hakikat duygusunu da kurtardılar ve biz biliyoruz:

 

Bu ülkenin hâlâ umudu var. Yeter ki hak eden kazansın, emek kazansın, gerçek kazansın. Allah’a ısmarladık hoşça kalın…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?