?>

Bir Kıbrıs Seyahatinin Ardından -1

Mehmet Ali KALKAN

16 saat önce

1 Ağustos ile 4 Ağustos arasında Türk Dünyası Lefkoşa Şiir Akşamları vardı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığından şu açıklama yapıldı program sonrası.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk Dünyası Yüksek Hizmet Ödülü ve Türk Edebiyatı Vakfı Ahmet Kabaklı Ödülü’ne layık görüldü.

Türk Edebiyatı Vakfının, Türk Dünyası’nın kültürel bağlarını güçlendirmek ve ortak edebi mirası yaşatmak amacıyla düzenlediği “Türk Dünyası Lefkoşa Şiir Akşamları”, etkinliği Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinde gerçekleştirildi.

Etkinlikte, Türk halklarının ortak kültür mirası olan Dede Korkut anlatılarını görsel ve yazılı belgelerle tanıtan, içerisinde Saba Jafari Kabaklı ve Oktay Öksüzoğlu’nun eserlerinin de yer aldığı 

“Türk Dünyası Dede Korkut Sergisi” açıldı.

Etkinlikte daha sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanı sıra Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan Makedonya, Kosova, Başkurdistan, Tataristan ve Kerkük’ten gelen şairlerin, kendi ülkelerinin diliyle şiirlerini seslendirdiği Türk Dünyası Şairleri Şiir Takdimleri’nin ardından Bünyamin Aksungur Konseri gerçekleştirildi.

Etkinlikte ayrıca Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin senato kararıyla aldığı karar doğrultusunda Kenan Çarboğa tarafından Cumhurbaşkanı Tatar’a Türk Dünyası Yüksek Hizmet Ödülü verilirken, Türk Edebiyatı Vakfı Ahmet Kabaklı Ödülü, Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı tarafından takdim edildi.

Cumhurbaşkanı Tatar’a Türk dünyasından gelen şair ve yazarlar kendi ülkelerine özgü hediyeler takdim etti. Cumhurbaşkanı Tatar da etkinlikte katılımcılara Türk Edebiyat Vakfı adına plaketlerini sundu.

Cumhurbaşkanı Tatar, etkinlikte yaptığı konuşmada, Türk Dünyasından gelen şair, yazar ve sanatçıları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde görmenin mutluluğunu yaşadığını ifade etti.

Türk Dünyasının ortak duygularını, kültür ve sanatını yansıtan sergiden dolayı duygulandığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Türk Devletler Teşkilatı’nın en güneydeki bağımsız bir Türk Devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden Türk Dünyası’na selam olsun” dedi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kıbrıs’tan ayrılmasının ardından İngiliz İdaresi altında zor şartlarda Kıbrıs Türkü’nün kendi kültürü ve sanatını geliştirmek için çalışmalarını yürüttüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, ileriki yıllarda Rum- Yunan ikilisinin Kıbrıs Türkü’nü yok edip Yunanistan’a bağlamak için gerçekleştirdiği saldırılarına ise direndiğini vurguladı.

Kültür, sanat, müzik ve edebiyatın direnişin bir dayanağı olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün var olmak için diline, dinine milli ve manevi değerlerine sahip çıktığına dikkat çekti,  bu değerleri nesilden nesle aktaranları yad etti.

Günümüzde yaşayan nesillerin şanslı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle Türk dünyası ile yakınlaşıldığını kaydetti. Türk Dünyasının 300 milyonluk nüfusunun olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, yakınlaşma ve dil birliğininin kurulmasıyla bağların güçleneceğini ifade etti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle, devletin bağımsızlığının ve özgürlüğünün ifadesi olan Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Yerleşkesi ve Doğa Parkın yapıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanlığındaki salonların halka açıldığını ve kültürel etkinliklerin yapıldığını vurguladı.

Ülkedeki üniversitelerde de benzer olanakların bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, ülkede örenim gören ve ders veren Türk Dünyasından gelen öğretmen ve öğrencilerin Kıbrıs Türkü ile buluşmasının ülkeleri yakınlaştırdığını kaydetti.

...

Açıklama böyle. 

Ben de kendi yolculuğumu ve orada yaşadıklarımı, gördüklerimi, duyduklarımı yazayım istedim. Bir kaç gün sürer herhalde.

...

"Beş Parmak Dağı sıra,

Ot sarılmış mısıra..." 

Kıbrıs Türküsü

Türk Edebiyatı Vakfı'ndan İmdat Avşar Bey aradı, 1 Ağustos ile 4 Ağustos arası Kıbrıs'ta Türk Dünyası Lefkoşa Şiir Akşamları varmış.

Daha önce Kıbrıs'a gitmek kısmet olmamıştı.

Eskişehir'den önce Ankara'ya, sonra Kıbrıs'a gidilmeliydi. Uçak 07.30 da idi ama ne olur ne olmazdı, gece yarısı yola çıktım.

Arabayı havaalanı yakınlarındaki otoparka bıraktım. Epey önce varmıştım ama zaman önemli idi, geri gelmeyendi. Vaktinden önce gitmek de insanı rahatlatıyordu.

09.00 civarı Ercan Havaalanında idim. Diğer arkadaşlar Türk Dünyasından ve bizim çeşitli şehirlerimizden geliyordu.

Programı düzenleyenler arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, TİKA ( T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk İş birliği ve Koordinasyon Ajansı), Türk Edebiyatı Vakfı, TÜRKSOY, Final Üniversitesi, Limit Grup ve AKÜ vardı.

Fehmi Ercan ,20Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtında, 20 Temmuz 1974 gecesi, Rumların roket saldırısında şehit oluyor.

Ağır yaralı halde Rumlarla savaşıyor.

Akşam saatlerinde düştüğü yere yakın bir çocuğun üzerine siper ediyor kendisini. Kendisi şehit oluyor, çocuk ise kurtuluyor.

Fehmi Ercan Balıkesirli. Şehit olduğu köye Balıkesir, yakınındaki havaalanına da Ercan adı veriliyor.

Gezerken bastığın toprakların öncesini hatırlamak, gördüklerinin, yaşanmışlıkların, isimlerinin ne olduğunu, nereden geldiğini bilmek insani değerlerimizi diri tutuyordu.

İndiğimiz havaalanın adı da böyle bir hadiseye dayanıyordu.

 

Devam edecek...

YAZARIN DİĞER YAZILARI