Holokost ve Hükümet 

26-08-2022

Federal Şansölye bayan Merkel benimde katıldığım bir parti toplantısında İsrail’in güvenliğinden sorumlu başbakan olarak takdim edilmişti.  

Filistin devlet başkanı Mahmud Abbas Almanya’ya yaptığı ziyarette, Federal başbakan Olaf Scholz ile beraber yaptıkları basın toplantısında İsrail’in Filistinlilere yaptıklarını Holokosta benzetti.  
Mahmud Abbas, "İsrail 1947'den bugüne kadar 50 Filistin köyünde 50 katliam gerçekleştirdi. 50 katliam, 50 Holokost" olarak adlandırdı.  

Başbakan Scholz basın toplantısı esnasında Filistin devlet başkanı Mahmud Abbasın bu benzetmesine anında tepki vermediği için çok büyük eleştirilere maruz kaldı. 

Bir Almanya Başbakanı Alman topraklarında bir konuğun Yahudi Soykırımını inkar etmesine, veyahutta herhangi bir şekilde insanlık tarihinin en ağır suçunun anısını kirletmesine asla izin vermemeliydi denilerek çok ağır suçlanıyor.  
Altı milyon Yahudi’nin anısına saygının korunması halen Alman hükümetinin sorumlulukları arasında görülüyor. 

Mahmud Abbas'ın bu ifadelerine basın toplantısında sözlü olarak herhangi bir karşılık vermeyen Scholz, daha sonra Alman basınına yaptığı açıklamada, Holokost dehşetinin önemsiz gibi gösterilmesinin, özellikle de Almanlar için "hoşgörülemez ve kabul edilemez" olduğunu açıkladı. 

Berlin Eyaleti Kriminal dairesi ise Mahmud Abbad hakkında soruşturma açmak istiyor fakat bu soruşturma nasıl sonuçlanır belirsiz.  

Almanya düşük profilli politikacılar tarafından yönetildiğinin en bariz örneği işte bu olaydır.
Geçmişte İsrail ile ilgili herhangi bir eleştiri veya kritik yapmak imkansızda ve anında afaroz edilirdiniz.  

Olaf Scholz’un tepkisinin gecikmesi bazı şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyor yani 
Almanya başbakanın anında tepki vermemesi ise çok manidar.  

Seçimler sonrası kurulan üçlü koalisyon hükümeti Alman toplumunda bir türlü güven tesis edemedi. 

Hükümetin karnesine baktığımızda hiç bir yerde başarı göremiyoruz. 

Ukrayna savaşında barış için insiyatif almaktan aciz. 
Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı altı aydır sürüyor ve Alman hükümeti, müzakere edilmiş bir barışı sağlamak için diplomatik çabalara başlamak yerine Kiev'e daha fazla silah sağlamaya devam etmekten başka bir şey düşünemiyor. 

Ekonomi her geçen gün kötüye gidiyor.  
Gıda ürünlerinin fiyatlarına zam üstüne zam yapılıyor. 
Yenilebilir katı ve sıvı yağlar önemli ölçüde pahalıydı (yalnızca tereyağı yüzde 47,9 daha pahalı), et ve et ürünleri yüzde +18,3, süt ürünleri ve yumurtalar yüzde +24,2, ekmek ve tahıl ürünleri yüzde +15 daha pahalandı.

Enerji krizi kapıya dayandı çözüm üretilemiyor ve hükümet 1 Ekimde Gaz vergisi getirerek sorunu çözmek istiyor?
Evinin yan masrafları için aylık 250 €uro ödeyen bir aile 2023 senesinde en az 650 €uro ödeyecek. 

Havalimanları üçüncü dünya ülkelerinin havalimanlarından farkı yok tatiliniz bitiyor bavulunuz geliyor ve havalimanları düzensizlikten, pislikten geçilmiyor.  

AB içerisinde birlik ve bütünlük sağlanamıyor. 

Dünyadaki siyasi ve jeopolitik gelişmelere karşı duyarsız ve çok sessiz kalınıyor.  

Hükümet ABD’nin peşine takılmış ve Çin'e karşı Hint-Pasifik'teki savaşı prova etmesi, tam bir delilik olarak görülüyor. 
Alman askerlerinin Hint-Pasifik'teki askeri manevralara katılması Washington'u memnun etmekten başka bir şey değil ve hükümetin ABD'nin Çin politikasına destek vermesi bölgede barış, güvenlik ve istikrara ne kadar katkı saglayabilirki.

Velhasıl Almanyanın siyasi alanda çok sıkışmış olduğunu görüyoruz. 

Eğer siyasi ve politik alanda çözüm odaklı politikalar üretemezse Avrupa’yı ve Almanya’yı çok zor günler bekliyor.  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?