Anadolu'da ve Avrupa'da AK Parti hakkında yazı yazmak gerçekten çok zor. Çünkü yazılan yazının eleştiri olarak görülmesinden ziyade, hakaret olarak görülmesidir.
Halbuki eleştiri, doğruyu bulmak için bulunmaz bir fırsattır.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde AK Parti hükümetlerinin başarılarını görmek için eserlerine bakmak yeterli. Hakikaten ülkemizin makûs tarihini değiştirerek insanlarımızın gönlünde ve kalbinde yer tuttu.
Kurulduğu günden beri vatandaşlarla kurduğu ilişkiler ile çok farklı bir anlayışı ülkemizde hayata geçirdi ve çokta başarılı oldu.
AK Parti Türkiye'yi yeniden inşa etmiş bir partidir.
İnsanlarımızın hayat standartları oldukça yükselmiş ve getirilen hizmetler vatandaşlarda özgüven oluşturmuştur.
Fakat AK Partinin kurulduğu gündeki yöneticileri ile bugünkü yöneticileri arasında çok farklılıklar bulunmaktadır,özellikle Anadolu'da.
Partinin kurulduğu günlerdeki yöneticilerinin bir davası vardı, ülke için hedefleri ve gayeleri vardı.
Türkiye insanının geri kalmışlık sendromunu yıkarak, onlara özgüven kazandırarak farklı bir anlayışı hayata geçirdiler.
Cumhurbaşkanımız, "Biz bu millete efendi değil, hizmetkar olmaya geldik" diyor; insana ve insanımıza bakışı böyle anlatıyor.
Fakat Parti yöneticiliği kavramı artık çok farklı algılanıyor, dava adamlığından veya hizmet etme noktasından bir hayli uzaklaşmış görünüyor.
Türk siyasetinin geçmişte yaşadığı hastalığa Ak Parti de tutuluyor.
Hükümetler, hukuk, adalet, özgürlük, ekonomi alanlarında reformları yeterli ve istenilen seviyede genişletemiyor; sıkıntılar baş gösteriyordu.
Vatandaşa tepeden bakan, kibir, gurur, ben bilirim tavrı, bütün hizmetleri getiren benim havası, bazı parti yöneticilerini etkisi altına almış ve yüksek dağları ben yaratım havası vermiş.
Neticede vatandaşla parti arasındaki ilişki aşınmaya başlamış.
Öyle ki, Parti yöneticileri ile vatandaşların arasındaki mesafe her geçen gün açılıyor.
AK Partinin yöneticileri veya taraftarları hoşlanmadıkları insanları ya tehdit ediyorlar veyahut vatan hainliği ile susturmaya çalışıyorlar.
Öyle bir kitle var ki, onları anlatmak çok zor.
En ufak bir eleştiriye bile tahammül edemiyorlar ve hakaret etmeye başlıyorlar.
Ne Anadolu irfânı, ne Yunus Emre hoşgörüsü bunların heybelerinde yok.
Ak Parti yöneticileri ve taraftarları şu alttaki nasihatikendilerine felsefe edinseler insanlara bakış açıları değişir.
Şeyh Edebali'nin Osman Gaziye nasihati:
"Beysin!
"Bundan sonra öfke bize, uysallık sana... Güceniklik bize,gönül almak sana... Suçlamak bize, katlanmak sana... Acizlikbize, yanılgı bize; hoş görmek sana... Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adâlet sana... Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana..."
"Öfken ve nefsin bir olup, aklını mağlûp eder. Bunun için dâima sabırlı, sebatkâr ve irâdene sahip olasın!.."
AK Parti kurulduğu günkü felsefesinden oldukça uzaklaşmış durumda ve partiyi güç aracı gören insanlar yüzünden, çok zor durumda kalıyor.
Siyaset yapan insanlar hizmet etmekle yükümlü. Size hakaret edilmediği müddetçe vatandaşların sorunlarını dinlemelisiniz ve çözmeye çalışmalısınız.
Gönüllere ve kalplere dokunmazsanız, vatandaşla gönül bağını kuramazsanız.
Parti üzerinden makam ve mevki sahibi olanlar, ufak bir sıkıntıya gelemiyorlar.
AK Partinin acilen bu gibi insanlardan kurtulması gerekiyor.
Benim gözlemlerim Anadolu'da ve Avrupa'da AK Parti kendi felsefesine ve değerleri ile barışık insanlarla yol yürümelidir.
Tabi bunu bugün için hayata geçirmek zor, çünkü yetişmiş insan sıkıntısı yaşanıyor.
Bilhassa sosyal medyada Ak Parti taraftarı gibi gözüken insanlar kimin vatan haini, kimin vatansever olduğunun çetelesini tutuyorlar.
Eleştiri ve kritik yapan insanlara hakaretler yaparak onları susturmaya çalışıyorlar.
Bu tip insanlar Ak Partiye çok büyük zarar veriyorlar.Partinin bu insanlarla yol yürümesi gelecek için çok riskli ve bir handikap.
Eğer tedbir alınmazsa, yarınlarda Ak Parti, taraftarı gibi görünen bu insanlar yüzünden çok zor durumda kalabilir.
