Saarland eyaleti seçimlerinde SPD partisinin başarılı olması, Almanya’da siyasi denklemleri ve hesapları değiştirdi.
Bu sene yine üç Eyalete yapılacak seçimler için partiler yeni bir durum değerlendirmesi yapmak durumunda kalacaklar gibi.
Bilhassa Almanya’nın nüfus olarak en büyük eyaleti olan NRW seçimlerinin etkisi çok büyük olacaktır.
Federal düzeyde yeni hükümetin ilk ciddi sınavı gözüküyor.
Genel seçimlerden sonra SPD partisi , Kuzey Ren-Vestfalya, Schleswig-Holstein ve Aşağı Saksonya eyalet seçimlerini de kazanmayı umuyor.
SPD partisi Saarland seçimlerindeki başarıyı gösterebilir, iyi bir sonuç alırsa federal hükümet rahatlar, yoksa hükümeti zor günler bekliyor.
Ukrayna savaşı, Pendemi ve hayat pahalılığı toplumda büyük sıkıntılar meydana getirmiş durumda ve halk ekonomik yükün hafifletilmesi beklentisi içerisinde.
NRW’deki Kamuoyu araştırmalarında CDU partisi önde gözüküyor fakat yeni başbakan Hendrik Wüst, Armin Laschet‘en boşalan koltuğu doldurabilmiş degil.
Seçim parolası NRW'deki CDU’da daha fazla eğitim,öğretmen ve daha fazla polis sözü veriyor.
SPD partisi ise adil eğitim ve iyi bir gelecek vaat ediyor.
Bütün bu seçim vaadleri içerisinde göçmenler için ciddi bir vaat yok.
Göçmenlerinde seçimlere ilgisi çok az.
Birçok şehirde göçmen kökenli adaylar olmasına rağmen bu kadar ilgisiz kalınması hayret verici.
Türk kökenli milletvekili adayları iyi bir seçim kampanyası yürütüyorlar fakat Türkler buradaki seçimlerden çok 2023’de Türkiye’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanmış durumdalar.
Türk toplumunu buradaki yaşantıdan koparıp, Türkiye sorunlarına yöneltenlerin çok büyük bir veballeri vardır.
Bütün toplantılarında Türkiye iç siyaseti konuşanlar, bu topluma çok büyük bir kötülük yapmaktadırlar.
Geçtiğimiz günlerde SPD başbakan adayı Thomas Kutschaty ile bir araya geldiğimizde gördüm ki bizler bu seçimde mutlaka olmalıyız, çünkü bilhassa sivil toplum kuruluşları ile ilgili iletişim kanaları açık degil halbuki çok büyük nüfusa sahibiz.
Zaman geçmiş degil 15 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde Türk toplumu olarak iyi bir diyalog geliştirmeliyiz.
Önümüzdeki yıllarda vatandaşlık yasasında yeni bir düzenlemeye gidilecek veya İslam dini ile ilgili yeni bir proje hazırlığı düşünülüyor, bilhassa imamlar konusunda.
Bütün bu sorunlar ancak sağlıklı bir işbirliği ve diyalog ile çözüme kavuşur.
Türk toplumu derneklerini ve camilerinin kapısını açarak bu işbirliğini önayak olabilirler.
Ramazan Özdemir
