Türkiye ve Beka Meselesi

Türkiye ve Beka Meselesi
31-05-2023

Birinci dünya savaşı öncesi Osmanlı imparatorluğu dünya siyasetini iyi değerlendiremediği ve okuyamadığı için hazin bir sonla karşılaştı ve yıkıldı.

Keza yine ikinci dünya savaşında Türkiye yine batı ülkelerinin safrasındaydı.
Rusların boğazlar ve Çanakkale talepleri vardı.

Türk liderleri uluslararası sistemin dışında kalmaya özen göstererek sıcak bir savaşın dışında kaldılar.
Rusların taleplerini inisiyatif alarak savuşturmadılar, o günkü batılı liderler Rusların isteklerini yerine getirmeyerek, Rusya’nın daha da güçlenmesini önlemeye çalıştılar ve bu talepleri reddettiler.

Türkiye hiç bir zaman rahat bırakılmadı ve sürekli gözetim altında tutuldu.

Halbuki uluslararası sistemde devlet adamları sistemi iyi analiz ederek inşa edilen sistem içerisinde kendisine uygun politikalar belirlerler.

Bölgemizde gelişmekte olan olaylar
asırlık olaylardır.
Asırlık planlardır.

Bölgede, bağımsızlığına düşkün iki köklü ülke vardır, Rusya ve Türkiye.

Son iki yüzyıldır Türkiye ile Rusya sürekli karşı karşıya geldiler.
Kırım savaşı, Rusların Balkanlara müdahalesi ve Rusların Çatalca’ya kadar gelmeleri, boğazlar talebi gibi.

Ruslar bugün batının karşısında tek başına mücadele veriyor ve Ukrayna’da sıkışmış durumda.
Rusya, kendi bekasına ilişkin şer planlar karşısında, ”nükleer silahlar" kartını ileri sürerek batıyı tehdit ediyor.
Bununla kısa vadede bekasını muhafaza edebilir ancak orta vadede beka tehdidini ortadan kaldıramaz.

Türkiye ise çevresinde kuşatılmaya çalışılıyor ve tehdit ediliyor, kısa vadede birlik ve beraberliği ile tehdidi yavaşlatabilir. Lakin Türkiye’ye karşıda bir hile düşünülmüştür mutlaka.

Orta vadede, Türkiye'mizin beka problemi daha da büyüyecektir. Çünkü "şer hesaplar"a karşı koyacak maddi bir gücümüz yoktur.

Önümüzdeki süreçte, Rusya ve Türkiye bağımsızlıklarını korumak istiyorlarsa, birlikte hareket etmek mecburiyetindedirler.
Bu bir politik tercih değil, siyasi bir mecburiyettir.
Tarihimizde örnekleri mevcuttur.
Bu aşamada detaylara takılmamak gerekiyor.
Stratejik uzmanlar ve analistler Türk- Rus işbirliğinin gelmekte olan tehlike karşısında bu direnç gösterebilecek güce sahipler mi, sorusuna şimdilik cevap veremiyorlar.

Türk devleti bu tehditi tek başına karşılayabilecek güce sahip sorusu açık duruyor.
Bu konularda "devlet"in,
zamanında ve gereken adımları atmaması veya atamaması
ödenmesi imkansız bedeller doğurur.
Tereddüt, kayıptır.
Acilen tedbirler alınması elzemdir…

Türkiye birinci ve ikinci dünya savaşında belirleyici güç olamamıştır.
Bugün Rusya ile ortak hareket etmek veya yönümüzü batıya çevirmek ne kadar sağlıklı belirsiz.

Dünya yeni bir sisteme geçiyor ABD, Avrupa, Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya kurulacak bu yeni düzende söz sahibi olmak istiyorlar.

Türkiye içerisindeki Kürt meselesi ve komşularıyla sorunları olan bir ülke, bilhassa Kürt sorunu dış mihraklar tarafından sürekli Türkiye’ye karşı kullanılıyor.

Suriye ile barış görüşmeleri derhal hayata geçirilmelidir.
Almanlar birinci ve ikinci dünya savaştıkları Fransa ile bugün dostluk ve barış içerisinde yaşıyorlar.

Türkiye acilen Suriye meselesini çözmek zorunda, evet dün hatalar yapılmış olabilir, bugün bunu telafi etme fırsatı var.

Türkiye’ye tehdit Suriye ve Irak üzerinden yapılıyor.

Dün savaşan Almanya ve Fransa barışıyor da biz neden Suriye ile barışmayalım???
Söz konusu devletimizin bekası.

Henry Kissinger dediği gibi analistler risk almaz.
Vardığı sonuç yanlış çıkarsa başka bir inceleme yazısı yazar.
Fakat devlet adamlarının tek bir tahmin yapmaya izni vardır çünkü yaptığı yanlışın geri dönüşü yoktur.
 
Türkiye’nin yanlış yapma lüksü yok, mesele ülkenin geleceği ve beka meselesi.

Cumhurbaşkanın Külliyede balkon konuşmasında Mustafa Kemal’ın kalpaklı resmi ile dünyaya bilhassa batıya bir mesaj verdiğini düşünüyorum.
Türk devleti önümüzdeki yıllarda beka meselesini çok ciddi olarak gündeme almalıdır.
Bugünlerde Moskova üzerinde Droneler uçuyor ve bunlardan ders çıkarmalıyız.

Tehlike uzak değil…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?