Avrupa‘da Ramazan 

Avrupa‘da Ramazan 
19-04-2023

Kültür olarak hala Türkiye’den istifade etsek de içinde yaşadığımız toplumda artık kendi değerimizi inşa etmeye çalışıyoruz. 

Özellikle bu mübarek ramazan ayında, mahallemizde, çevremizde, şehrimizde, eyalet bazında ve federal düzeyde çok katılımlı iftarları beraber yaşadık.  

Ramazan ayının güzelliklerini Hıristiyan bir toplumda, her türlü inanç sahibi insanlarla beraber bir ramazan kültürü oluşturma gayreti içerisindeyiz.  

Bu güzellikleri inşallah gelecek günlerde çok daha farklı alanlarda birlikte hayata geçiririz, ben bu konuda çok ümitliyim.  

Sofralarımızı, gönüllerimizi, kalplerimizi daha çok açma gayreti içerisinde olursak, rabbim bize çok daha kapılar açacaktır. 

Almanya eski cumhurbaşkanı, eyalet başbakanları, bakanlar, milletvekilleri, polis müdürleri, belediye başkanları komşularımız çok büyük bir katılımla iftarlarımıza katıldılar. 

Eyalet başbakanları bizzat kendileri Müslümanlara iftar verdiler ve Müslümanların verdiği iftarlara katıldılar, keza yine belediye başkanları da şehirlerinde Müslümanlara iftarlar verdiler.  

Bunları çok önemsemeliyiz, neticede bizler bu toplumun bir parçasıyız, farklı inançlara sahip olsak da birbirimize karşı hoşgörü ile yaklaşmalıyız.  

Öyle bir dil geliştirmeliyiz ki buradaki komşularımız bizden emin olsunlar, bizde onlardan emin olalım. 

Avrupa’nın bu hoşgörü diline ihtiyacı var, ramazanın bize verdiği huzur, sükûnet, yardımseverlik gibi duygulara batılının daha çok ihtiyacı var. 

Ramazan’ın bereketine ve hoşgörüsüne dünden çok ihtiyacımız olduğunu artık görelim.  

Ramazan ikliminin, bereketinin burada yaşayan herkesi sarması kadar güzel ne olabilir?

Peygamber efendimizin bir hadisinde buyurduğu gibi.

“Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!” (Buharî, 3:72)

Yine bir hadisinde peygamber efendimiz, 

“Allah’a yemin ederim ki, senin sayende Allah’ın bir tek kişiye hidayet vermesi senin için, kırmızı develerin olmasından daha hayırlıdır.” 

(Buhari 7/3468, Müslim 2406/34)

İçinde yaşadığımız ülkede, birçok Müslüman ramazan ayı vesilesi dini hatırladı ve bu vesile ile camilere koştu.  

Bir tek kişinin bile bizim yanlış bir davranışımız veya hareketimiz yüzünden, İslam’ın dışına savrulması nasıl bir vebal olur, bunu iyi düşünmeliyiz.  

Ramazan’ın daralan ruhlarımızı teskin etmek, bunalan gönüllerimize, iç rahatlığı vermesi için eşsiz bir fırsattır.

Kapalı bir toplum ve gettolarda yaşamak biz Müslümanların geleceği olamaz, yeni bir ruh ve yeni anlayışla ayağa kalkmanın mücadelesini vermeliyiz.  

İşte mübarek ramazan ayı bize bu fırsatı veriyor.  

Farklı inanç gurupları ile beraber yaşamanın yollarını hep beraber bulmalıyız.  

Öyle görünüyor ki altmış yıllık göç serüvenimiz farklı bir evreye girmeye başladı?

Ramazanının bize verdiği güzellikleri, ramazan ayı dışında da yaşarsak bu mübarek aydan istifade etmiş oluruz, yok ramazan ayı çıktıktan sonra eski ve kötü alışkanlıklarımızı devam ettirirsek demek ki biz ramazandan hiçbir almamış ve boşuna yaşamış oluruz?

Avrupa’da her yönü ile coşkulu bir ramazan yaşadık, Hatim okumaları, iftar çadırları, Enderun usulü teravih namazı kılmaları, şehir meydanlarında topluca beraber iftar açmalar, ev süslemeleri, komşularımızla beraber iftarlar, daha birçok güzelliği hep beraber yaşadık. 

Camiler cami cemaati ile doldu taştı.  

İnşallah gelecek sene daha çok hoşgörülü, farklı bir ramazan yaşarız çünkü mübarek ramazan bereketi ile geliyor.  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Metin Polat
Metin Polat 1 yıl önce
Avrupa Türklügünün milli ve kültür degerlerini yasamasi ve yasatmasi, ayni zamanda diger toplumlarla da uyum icinde yasamasi hakkinda güzel ve etrafli bir tesbit/analiz yazisi olmus. Tebrikler...