
Başkentimiz Ankara… Cumhuriyet’in kalbi, geniş bulvarları, sakin parkları, sabahın erken saatlerinde Kızılay’da koşuşturan adımlar, Kuğulu Park’ta kuğulara simit atan yaşlı amcalar… Şehir, ilk bakışta güvenin ve huzurun adresi memur şehri gibidir.
Ama biz biliriz ki Türkiye’de hiçbir şehir bu huzurun mutlak sahibi değildir. Yerin metrelerce altında, görünmeyen bir sessizlik var! Fay hatlarının sessiz bekleyişi.
Son haftalarda Ankara’da en çok sorulan sorulardan biri şu: “Büyük Ankara depremi yakın mı?”
Bilim insanları net konuşuyor: Yakın zamanda büyük bir deprem beklenmiyor. Bu cümle kulağa rahatlatıcı gelse de arkasında gizli bir uyarı var: Risk sıfır değil. Türkiye’nin en ufak sarsıntısından etkilenen şehirdir Ankara.
Çünkü Ankara, doğrudan aktif bir fay hattı üzerinde olmasa da çevresinde Kuzey Anadolu, Tuz Gölü, Eskişehir ve Akpınar fayları gibi hareketli damarlar bulunuyor. Bu damarlar, şehrin kalbini doğrudan hedef almasa bile, onun damarlarında korkunun dolaşmasına yetiyor.
Hatırladığımız Sarsıntılar
23 Kasım 2022 sabahı, 188 kilometre uzaklıkta, Düzce açıklarında meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremi hatırlayın.
Sabahın köründe yataklarımızdan kalkıp “Bu Ankara’da mı oldu?” diye birbirimize sorarken aslında hepimizin aklında tek bir düşünce vardı: Ya bu sadece başlangıçsa?
Ardından 17 Şubat 2025’te Yenimahalle merkezli 3,5’lik küçük sarsıntı geldi. Kimimiz oturduğu sandalyeden kalkmadı bile, kimimiz panikle kapıya koştu. Deprem büyüklüğü küçük olabilir, ama hatırlattığı gerçek büyüktü: Deprem, Ankara’ya uzak değil, sadece bir an meselesi.
Bilim insanları yıllardır aynı cümleyi tekrarlıyor: “Deprem öldürmez, bina öldürür.”
Ankara’da binlerce bina, 1999 öncesi yönetmeliklere göre inşa edildi. Kimi mühendislikten yoksun, kimi malzemeden çalınarak yapılmış, kimi ise kaçak katlarla ağırlaştırılmış.
Fay hattı şehrin altından geçmese de bu binalar için küçük bir sarsıntı bile felaket anlamına gelebilir ve gerçek şu ki; bu tehlike, fay hattından bile daha sessiz ve daha yakındır.
Asıl Soru Ne Zaman Olacak?
Hepimiz “Büyük Ankara depremi ne zaman olacak?” sorusunun cevabını merak ediyoruz.
Oysa doğru soru bu değil. Çünkü cevabı bilinemeyen bir soruya takılıp kalmak, bizi hazırlıksız yakalanmaya mahkûm eder.
Doğru soru şudur, “Biz ne kadar hazırız?” Hazırlık sadece afet çantası hazırlamak değildir.
Hazırlık; Oturduğun binanın depreme dayanıklılığını sorgulamaktır. Gerekirse kentsel dönüşüm için adım atmaktır. Ailenle deprem tatbikatı yapmaktır. Mahallende toplanma alanını öğrenmektir.
Ankara’nın hikâyesi, yalnızca devlet binaları, geniş caddeleri ve politik kararlarla yazılmadı. Bu şehir, zor zamanlarda gösterdiği dayanışmayla, komşuluk kültürüyle, kriz anlarında birbirine koşan insanlarıyla var oldu.
Deprem senaryosu da bu hikâyenin bir parçası olabilir. Ama bu kez hikâye, enkazın altından değil, öncesinden başlamalı.
Belki de yıllar sonra torunlarımız “O yıllarda Ankara büyük bir deprem yaşamadı” derken, bunun sebebi şans değil, bugünden attığımız bilinçli adımlar olur.
Deprem, ne zaman geleceğini söylemez. Ama biz, onun geleceğini biliriz tahmin ederiz ve hazırlık dediğimiz şey, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorumluluktur. Büyük İstanbul depremi olacak korkusuyla Ankara’ya taşınanlar ve 2 Şubat depremi sonrası evleri yıkılan vatandaşlarımızın sığındığı güvenli liman Ankara.
Eğer biz bugünden harekete geçersek, Ankara’nın geleceği sadece korkunun değil, güvenin de başkenti olabilir. Çünkü bu şehir, tıpkı bir insan gibi; geçmişi, bugünü ve geleceğiyle bir bütün. Biz onu korursak, o da bizi korur.
Tarihte Ankara’ya Etki Eden Depremler
15 Ağustos 1668 – Amasya–Tokat Depremi, Ankara Kalesi ve Beypazarı’nda ciddi yıkım yaşandı; taş duvarlar, evler ve surlar zarar gördü. Kayıtlara göre 2 kişi hayatını kaybetti.
19 Nisan 1938 – Kırşehir (Keskin) Depremi, Kahramanbaşı mahalleleri dahil, Ankara’nın bazı bölgeleri etkilenmiş. Resmî kayıtlarda 149 ölü, 211 yaralı, 3,860 yapı yıkıldı.
1 Şubat 1944 – Bolu-Gerede Depremi Bu büyük deprem, Ankara’yı doğrudan etkiledi: Ankara il sınırları içinde 125 kişi hayatını kaybetti, 158 kişi yaralandı. Yaklaşık 1,450 yıkılan yapı ve 2,716 ağır hasar görülen bina bildirildi.
1938 – Akpınar Depremi Ankara’ya yakın bölgede: 158 kişi hayatını kaybetti. 3,000’den fazla.
Ankara, doğrudan büyük fay hatları üzerinde olmasa da çevresindeki sarsıntılardan etkilenmiş hem can hem yapı hasarı yaşanmış. Özellikle 20. yüzyılın ilk yarısındaki büyük depremler, Ankara’da belirgin etkiler yarattı. Modern zamanlarda doğrudan can kaybı yaşanmamış olsa da bu tarihsel örnekler “deprem riskine karşı hazırlıklı olmanın önemini” açıkça göstermektedir. Özellikle Ankara’nın taşralarında kerpiç, çamur ve ilkel sistem yapılar fakirlikten dolayı çok tercih edilmektedir. Kentsel dönüşüme Ankara’nın taşrasından yani köylerinden, mahallelerinden başlanmalı, geçmişte bu köylerde çok yıkımlar oldu, bir daha olmasın… Allah’a ısmarladık hoşça kalın.