
Yaklaşık bir hafta on gündür yoğun orman yangını haberlerine muhatap olmaktayız.
Orman yangınları dünya devletlerinin de maruz kaldıkları bir durum. Yıllarca yetişmiş ağaçların bir anda alevlerin arasında kül olması bizleri derinden üzmektedir. Orman demek yağmur demek, orman demek temiz hava demek, orman demek oksijen demek, orman demek kâğıt demek, orman demek mobilya demek, orman demek ısınmak demek, orman demek hayvanların barınağı demek, orman demek inşaat demek vs. Hayatımızın her alanında orman ürünlerinin insanlığın hizmetine sunulduğunu görmekteyiz ve bizzat yararlanmaktayız. Onun için ormanların kıymetini anlatmaya belki sayfalar yetmez.
Peki, bu kıymetli ve hayatımızın birçok alanında insanların yaşamlarında yeri olan ormanlarımızı yeterince koruyabiliyor muyuz?
Ormanlardaki yangınları önlemek için yukarda bahsettiğim hususları uygulamak çok zor olmamalı!Herşeyden önce yangın söndürme uçağımız olmalı,vatandaşlarımız el birliğiyle canla başla elindeki tüm imkanları kullanarak yetersiz kalıyor, izledikçe ciğerlerimiz yanıyor. Ancak her yıl bu orman yangınlarına maruz kaldığımıza göre bu önlemlerle biraz daha yangınları azaltabiliriz. Azaltmalıyız çünkü bir ağaç 10-15 yılda belki daha uzun sürede yetişmektedir. Ama yangınlar sayesinde yarım saatte kül olup gitmektedir. Dikkatsiz insanlar uyarılmalı, kasten yakanları görüyorsak Emniyet yetkililerine haber verilmelidir. Yoksa ciğerlerimiz yanıyor, ne yazık ki…