İslamcı Entelektüel

30-01-2022

Federal Almanya’da yardımcı hakimlik diye, bir uygulama var, bu uygulamada sivil vatandaşlar görevlendirilir ve hakimin vereceği karalarda ona yardımcı olunur.

Bu yardımcı hakimler daha çok siyasi partilerin teklifi ile Belediye meclisi tarafından yargıya bildirilir ve onlarda hakimle birlikte görev yaparlar.

Daha çok gönüllük esasına göre bu hizmetler yerine getirilir.  

Çok iyi bir uygulama çünkü bu yardımcı hakimler vatandaşlarla iç içe oldukları için, davaların kararlarında etkili ve çok faydalı oluyorlar.

Geçenlerde sosyal daire ile bir Türk vatadaşı arasında olan bir dava vardı.
Sosyal daire yardıma muhtaç Türk vatandaşıyla olan sorunu mahkemeye taşımıştı.

Dosyayı görünce Türk vatandaşı tanıdık birisi.

Sizlerinde yakınen tanıdığı eli kalem tutan, medyada yazılar yazan, bir kuruluşta danışmanlık hizmetini yerine getiren bir isim.

İslami konularda hassas, seminerler veren, dinin iyi anlaşılması için mücadele eden, doğruluk ve dürüstlük duruşları olan bir ağabey.  

Dosyaya bakınca yıllardır sosyal daireden yardım aldığı gözüküyordu, olabilir neticede bir gün hepimiz yardıma muhtaç hale gelebiliriz.  

Yardıma muhtaç kişinin sosyal daire ile davalık olmasının sebebi ise yıllardır yardım almasına rağmen herhangi başka bir yerden yardım almadığını ve geçinemediğini ileri sürerek bu yardımın uzatılması talebi olmuş ve sosyal daire bu talebi ret etmiş.

Banka hesapları incelenmiş herhangi bir yerde parası bulunamamış.

Fakat gelirin üzerinde bir yaşamı dikkat çekmiş, sosyal daire tarafından.

Arabası var, evinin mobilyası, giyim kuşamı, sürekli Almanya’da farklı yerlerde gezmesi.

Aldığı sosyal yardımla, yaşadığı yaşam tezat oluşturuyor ve dikkat çekmiş.

Ve sosyal daire bu yardım talebini ret ediyor.

Alman maliyesi bu vatandaşın gönülü olarak çalıştığı daha doğrusu danışmanlık ve yazılar yazdığı kuruma baskın yaparak bazı belgeleri ele geçiriyor ve o ele geçen belgelerde bin altı yüz euro her ay düzenli maaş aldığı ortaya çıkıyor.  

Çok daha enterasan olan bu kurumda çalışanların bir çoğu sosyal daireden yardım alanlar ve hiç birisi bildirimde bulunmuyor.

Yani aldığı parayı maaşını yıllardır ne maliyeye nede başka herhangi bir devletin kurumuna bildirmiyor ve yine sosyal daireden yardım almaya devam ediyorlar.

Bu vatandaşın arabası araştırılınca, arabasıda çalışan bir akrabasının üzerine kayıt yaptırılmış.

Hakim bazı sorular sordu İslam ve adalet anlayışı ile ilgili fakat bu entelektüel vatandaş hiç oralı olmadı.

Bu entelektüel İslamcı vatandaş İslam dünyasını kurtarmaktan bahseden yazılar yazan, hak hukuk, adalet, Hz. Ömer, Hz.Ali gibi İslam büyüklerini örnek gösteren birisi.

Ne yazıkki kendi hayatında bunların hiç birisi yok…

Bir Müslüman olarak kendimize dürüst ve samimi olamıyoruz, daha sonra İslam davası, hak, hukuktan bahsediyoruz.  

Günümüz İslamcıları örnek bir yaşam sürerek örnek olacakları yerde kamunun hakkını yiyerek İslamcılık ve Müslümanlık davası güdüyorlar.  

Geçenlerde yine bir vatandaş burası darül harb diyerek bazı haram ve yasak olan şeyleri yapabileceklerini ifade etmişti.

Bu yasalar beni takmaz ben ilahi adelete inanıyorum demişti.  

Müslümanlar olarak acaba ne kadar güven verebiliyoruz içinde yaşadığımız topluma, onların yasaları bize geçerli değilmi?

En tepedeki İslamcı entelektüel sosyal daireyi soyarken, en alttaki ne yapsın.

Bugünün insanları maalesef örnek olmaktan çok uzak ve daha kolay yoldan hayat süreriz derdindeler.

İslamı ise bir basmak olarak kullanarak, kendi dünyalıkları için inançlarını suistimal ederek,dinlerini kullanıyorlar.  


Ramazan Özdemir

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Hayati Yaman
Hayati Yaman 2 yıl önce
Çok çarpıcı ama yüz kızartıcı da aynı zamanda... Utandım!