
Kaliteli yalnızlıkları severim
Birde uzayıp giden akşamları
Ruhuma dolan bu cehennem
Bu cennet kimin eseri
Bırakın toprak sarsın beni
Gök kubbe kutsasın
Dağ anlasın beni, bulut ağlasın
Varlığıma üzülenler karalar bağlasın
Ben bu toprakların öksüz çocuğuyum
İsa’ya benzerim Tanrı’nın oğluyum
Kör kuyularda çaresiz Yusuf’um
Sonsuzluğa uzanan bir metaforum
Ne vakit yüreğime dokunsanız
Cam kırıkları batar hücrelerime
Dokunamazsınız soğuk ellerime
Sonra bir ay doğar gecelerime
Yalnızlığın hükmü dolar bedenime
Cellat kesilir uykusuz gece
Ve kellem giyotinlere gebe
Ruhum seni bekler huzurun dinginliğinde
Şimdi deniz umarsız
Martılar sessiz ve çaresiz
Dalgalar durgun ve hareketsiz
Ve irinli çağ bereketsiz.