Sahipsiz Topluluk Türkler

Sahipsiz Topluluk Türkler
31-03-2024

30 Ekim 1961 Almanya-Türkiye arasında yapılan iş gücü anlaşması, Almanya`daki Türk toplumu açısından geriye dönüp bakıldığında pek başarılı sayılmaz.

Almanya'ya ilk giden birinci nesil Türk işçileri misafir işçi olarak kayıtlara geçmişti, bu insanlar bir süre çalıştıktan sonra memleketlerine geri dönecekleri düşünülmüştü.

Oysa bugün itibarıyla Almanya'daki Türk varlığı 60 yılını doldurmuş ve geri dönmeye de hiç niyetleri yoktur.

Birinci nesil Türklerin dil, kültür ve konaklama gibi sorunları varken

İkinci neslin iki kültür arasında kalmışlık ve üçüncü neslin de aidiyet sorunu ön plana çıkmaktadır.

Türk toplumun birçok sorunu var maalesef bu sorunlar çözülememiş ortada duruyor, en başta gelen sorunları ise aidiyet, kimlik, din dil, kabul görülmeme gibi sorunları bir türlü çözüme kavuşturulamadı bekleniyor.

Bu sorunlar çözülemediği gibi ilgi ve alaka gösterende yok, bunları gündeme getirende yok.

Türk toplumun gerçek temsilcisi yani onları temsil edecek kurum ve kuruluşlar kimler bilinmiyor?

Demokratik bir platform oluşturulamadığı için temsil noktasında bir sıkıntı yaşanıyor.

Alman devletinin karşısında Türk toplumunu kimler temsil edecek, onların hakkını ve hukukunu kimler hangi şekilde temsil edecek belirsiz.

Alman siyasi partilerinin Türklere yaklaşımı çok duyarsız ve ikircikli gerekli adımları atmaktan imtina ediyorlar.

Diğer taraftan Türk STK´lar ve dini cemaatler ise bu konuda çok yetersiz ve hazırlıksızlar çünkü onların dünyasında çok farklı bir Türk toplumu bulunuyor.

Bir toplumun geleceği söz konusu fakat bu konuda çalışma yapan kurum ve kuruluşlar kimler bilinmiyor?

Türk toplumunun beklentilerini, geleceklerini, onları geleceğe hazırlama onların din ve kültür dünyası nasıl inşa edilecek bilinmiyor. 

50 veya 100 sene sonra Almanya`daki Türk toplumu nerede olacak, hangi kimlikle yaşayacak bilinmiyor, bunun endişesini ve tasasını taşıyan kurum, kuruluş veya insanlar var mı oda bilinmiyor?

Türklerin Almanya' daki yaşamları bir gün sona ermeyecek, aksine yıllar geçtikçe Türk nüfusu aratarak devam edecek, öyleyse tedbirler alınmalı onların din, dil, yaşam kültürleri yasal bir güvenceye kavuşturulmalıdır.

Dünya bir değişim ve dönüşüm geçiriyor, bizlerde bu değişimden çok etkileniyoruz ve bu dönüşümden en az zararla geçmek istiyoruz.

Fakat Almanya'daki Türk toplumu olarak çok hazırlıklı değiliz...

Demokratik bir seçim yapılarak Türk toplumunun gerçek temsilcileri belirlenmeli ve onların öncülüğünde siyasi bir yol haritası çizilmelidir.

Esas olan demokratik temsil olunmalıdır.

Artık sahipsiz bir topluluk olmak değil, ortak paydası olan bir topluluk olmak zorundayız. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?