Vuslata Bir Ümit

Vuslata Bir Ümit
18-05-2023


01.
(Sürrealist bir çizim üzerine)

Beyaz karton üzerine siyah tükenmez ile çizdiğim bu sürrealist (gerçeküstü) resmi çizerken neler düşündüm, neler hayal ettim, neler yaşayıp nereye ulaştım. Genellikle sürrealist resimlere başlarken; şu noktaya varacağım diye bir hedef konsa bile bazen ressam, başka bir sonuca ulaşır ve genellikle yeni varılan noktadan da memnun olabilir.

A 4 Boyutunda olan bu kartona önce yerleştirmek için göz kararı ile neyin nerede olacağını zihinde ve beyinde yerleri ayarlanır ve karton üzerinde çok silik, ya da hafif çizgiler ile belirtilir. Bu işlemler yapılırken ışık gölge durumu kararlaştırılır. Çizilecek resim kâğıt üzerine yerleştirilir. Kompozisyon dediğimiz bu yerleştirme çok önemlidir. Kimisi bütün şekil ve nesneleri bir köşeye, ya da ortada fakat çok küçük olarak çizilirse; resim bitince görüntü göze hoş gelmez. Kompozisyonda en önemli noktalar; perspektif, sıralama, yerleştirme, renk perspektifi, ışık - gölge ve karalama - çizgi teknikleridir.

Gerçek bir obje (nesne) amaçlanıyorsa; o müsait olan bir yere çizilir. Esas vurgulanmak gerek nesneler, çizgi, karalama, ışık - gölge ve renklerle desteklenerek göze ilk görünmesi gereken bir şekilde tasvir edilir. Yardımcı bölümler ve öğeler, görev alacakları yerlere yerleştirilir.

Bu izahattan sonra siyah tükenmez kalemle bir resme başladım. Resmi yukarıdan aşağı gözle ikiye ayırdık. Dik tuttuğum kartonu dar kenarından tamlamasına beşe bölüp resmetmek istediğim nesneye üç bölüm, alt kısma da iki bölüm bıraktım. Ters armut biçiminde bir motifi üsteki üç bölüme yerleştirdim. Alttaki iki bölüme de hem zemin ve sanki toprağa basıyormuş gibi bir yaklaşımla yerleştirdim.

Bütün bu çizimler yüzeyseldi. Sanki kesilmiş olan motiflerin bir yere yapıştırılmış hissini veriyordu. Artık yavaş yavaş derinlik ve gözü başka motiflerle meşgul etmeliydim. Bunun için en alt kısımda dereler tepeler çizerek yüzeysel olan yerlere derinlik hissini yerleştirmiş oldum.

Karalama; ışık gölge karalamalarını yaparken en çok düşündüğüm çizginin durumuydu. Eğer ben gerginsem; haksızlığa uğradığımı düşünüyorsam, kalemimden genellikle sert ve köşeli çizgiler çıkıyordu. Haleti ruhiyem dingin ve rahatsa; çizgiler daireseldir. Adeta buz havuzunda bale yapanların; pisteki buzlar üzerine de ayakkabılarındaki demir patentlerle yaptıkları izler gibidir. Ressamın elindeki kalem sanki buz havuzunda dans eden balerinin çıkardığı izleri karton üzerine kalemin ucuyla çizer.

Sert ve kırık çizgiler resme yumuşaklık vermediği gibi bir de renk ve kalınlık olarak ekseri aynı tondadır. Yumuşak ve eğri çizgiler bazı yerlerde ince veya görünmez şekilde olunca; gölgeleme ve dalgalı motifler ortaya çıkardığı gibi ışık - gölge ile değişik derinlik ve hacim denemelerini de meydana getirir.

Bu resimdeki ortadaki motif kimine göre hiçbir şeye benzemez, kimine göre sanki bir çiçek ya da enginarı andırır. O enginar gibi sert ve koyu çizgilerle adeta dikenlerin hissi verilmiş olur. Çiçek veya enginar motifinden uzaklaşmak için deformasyon yani esas şekilden uzaklaşmaya, ya da o şekli bozup yabancılaştırmaya başlanır. Merkezdeki enginar motifinin sağ tarafı; sanki çöldeki kum tepelerini andırırken, soldaki içinde bir hilal bulunan kumaş şekline dönüşmüştür. Sağdaki kum tepelerini andıran yerlerde fazla detay yoktur ve düzlemsel bir bölge bırakılmıştır. Göz orada fazla detay aramaz. Fakat, karşı taraftaki bölümde göz ve algı yanılması çok fazladır. Gözler o bölgeye defalarca bakarlar ve her baktıklarında kendilerine göre yeni bir şey görürler. Burada sanki biçimlendirme konusunda bir macera yaşarlar. Kumaş gibi kıvrılmış olanların alt kısmı derinlik hissi vermek için gerçeğe uymayan duvar veya bayırları andırır.

Resimde düz ve köşeli motifler olduğu gibi yuvarlak şekillerden de yararlanılmıştır. Resmin sağ üstündeki düz çizgiler sanki resme giriş kapısını andırır. Oradan resme yani ressamın dünyasına girmiş oluruz. Kapının hemen yanında başka çağrışım yapmak için çeyrek yuvarlak çizilmiştir. Düz çizgiler, bu çeyrek küre ile dengelemek istenmiştir. Öbür üst köşede ise sanki çöl tepeciklerini kesen yuvarlak metaller dönüyormuş hissini verecek tarzda çizilmiştir. Resmin alt orta kısmında üçte biri görünen adeta kumaş kıvrımının arkasına saklanmış sanki yumurtayı andıran bir şekil daha vardır.

Resimdeki bilye şeklinde ve tam yuvarlak olarak iki küre görülür. Birisi kumaş arkasındadır ve aşağıya doğru gitmek ister ama göz dikkatli bakınca farklı engelleri görür. Aşağıya kadar yuvarlansa bile ötekinin yanına ulaşması zor veya imkânsız gibi görünür. İkinci tam yuvarlak resmin alt sınırını belirler. Başka yerlerde gezinen gözü oraya da çeker.

Ressamın iç dünyasındaki iki nokta yan yana gelebilirlerse; ayrılık bitmiş ve vuslat olmuş olur. Ressam yaşadığı ve yaşattığı macerayı burada hemen bitirmek istemez ve bu resmi bir başka ilginç heyecanlara yolculuk için vasıta kılıp yeni çalışmaya yönelir. Zihninde ve beyninde bir başka gerçeküstü çizim için fikirler üretip kalemiyle, fırçasıyla eserine geçirmenin zevkini yaşar.

Bu gerçeküstü çizime bir başkası baksa; gayet haklı olarak başka yorumlar yapabilir. Yerden göğe kadar haklıdır: zaten bir resme baktığınızda ne görüyorsanız çözüm de odur. Herkes bir gerçeküstü resme baktığında görme özelliği kadar, algılama ve şekillendirme yeteneği ile sanat bilgisi, kelime haznesi kadar yorumlayabilir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?