
ASSOS ANTİK KENTİ: EGE’NİN SESSİZ BİLGESİ
Kuzey Ege’nin masmavi sularına bakan bir tepenin üzerine kurulmuş Assos Antik Kenti, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda felsefe, tarih ve mimariyle iç içe geçmiş zengin geçmişiyle de dikkat çeker. Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyünde yer alan Assos, bugün olduğu gibi antik çağlarda da hem düşüncenin hem de estetiğin merkeziydi.
Assos’un tarihi M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanır. Antik çağda Aiol kolonistleri tarafından kurulan bu kent, kısa sürede Ege'nin önemli liman kentlerinden biri hâline geldi. Ancak Assos'u farklı kılan yalnızca konumu değil; burası aynı zamanda ünlü filozof Aristoteles’in de bir dönem yaşayıp ders verdiği yer olarak bilinir. Bu yönüyle Assos, Anadolu topraklarının ilk felsefe okullarından birine ev sahipliği yapmıştır.
Kentin en etkileyici yapısı, kuşkusuz Athena Tapınağı’dır. Antik akropolün zirvesine kurulmuş bu tapınak, hem Tanrıça Athena’ya duyulan saygının bir simgesi hem de olağanüstü bir manzara noktasının merkezidir. Tapınaktan bakıldığında Midilli Adası net biçimde görülebilir; bu görkemli manzara, antik dönemin de bugünün de ziyaretçilerini büyülemeye devam eder.
Assos’un şehir surları, agorası, amfi tiyatrosu ve nekropol alanı, kent yaşamının sosyal, kültürel ve dini boyutlarına dair önemli ipuçları sunar. Özellikle tiyatro, Ege Denizi’ne bakan konumuyla antik dünyada estetik anlayışın nasıl doğayla bütünleştirildiğini gözler önüne serer. Bugün Behramkale köyüyle iç içe geçmiş olan Assos, ziyaretçilerine sadece taş yapılardan ibaret bir harabe değil, zamanın durduğu bir mekân hissi sunar. Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürürken geçmişin ayak seslerini duymak, güneşin batışında
Athena’nın sessizliğini hissetmek mümkündür.
Assos, tarih meraklıları, doğa severler ve dinginliği arayan ruhlar için eşsiz bir buluşma noktasıdır. Ege’nin maviyle, taşın tarihle kucaklaştığı bu antik kent, her ziyaretçisine başka bir çağdan fısıltılar sunar.