Bilgi, Sayı Üstünlüğünü Egale Edebilir mi?

Bilgi, Sayı Üstünlüğünü Egale Edebilir mi?
12-10-2025

Bir toplulukta ortak bir karar alınması gerektiğinde, çoğu zaman oylama yöntemine başvurulduğunu defalarca görmüşsünüzdür. Oylamada sayı üstünlüğü devreye girdiğinde, azınlık taraf her zaman dezavantajlıdır, öyle değil mi?

Aslında, her zaman değil.

Bilgili azınlığın, bilgisiz çoğunluğu egale edebileceğini iddia eden Moskova Üniversitesi psikoloji öğrencisi Dimitry Davidoff, bu durumu bir deneyle test etmek istedi. Günümüzde çoğumuzun bildiği Vampir Köylü oyununu kurgulayan kişi olan Davidoff, önce fakültedeki arkadaşları olmak üzere küçük gruplara bu oyunu oynattı.

Bilmeyenler için oyunun mantığını özetleyelim: Oyuncular arasından birkaç kişi “vampir” ve diğerleri “köylü” olarak gizlice seçilir. Herkes yalnızca kendi rolünü bilir. Ardından, vampirlerle köylüler arasında kıyasıya bir tartışma başlar. Her tur gözler kapanır, vampirler gözlerini açar ve aralarından bir köylüyü öldürür. Sonrasında herkes gözlerini açar ve bolca manipülasyon, taraflaşma, güven oyunları arasında bir kişiyi oylayarak astırmaya çalışırlar. Bu kişi bir köylü de olabilir, bir vampir de.

Davidoff bu oyunu oynatırken rolleri not aldı, oyuncuların tepkilerini ölçtü. “İnsanlar nasıl yalan söyler?”, “Manipülasyonun etkisi nedir?”, “Sürü psikolojisi kararları nasıl etkiler?” gibi soruları gözlemleyerek analiz etti ve deneyin sonunda dikkat çekici bir sonuca ulaştı: Çoğu zaman vampirler, azınlıkta olmalarına rağmen oyunu kazanıyordu.

Vampirler bilgili azınlık oldukları için; manipülasyon, güven oluşturma, hedef şaşırtma gibi konularda her zaman daha avantajlıydı. Bilgisiz çoğunluğu temsil eden köylülerde ise durum çok daha farklıydı. Bir iddia ortaya atıldığında, bu iddiaya inanan birkaç kişi etrafında kümelenme başlıyor; ardından, diğer oyuncular da kendi fikirleriyle örtüşmese bile sürü psikolojisiyle ikna oluyordu. Bu da, oylama sürecinde asılsız iddialarla hedef gösterilmiş bir köylünün asılmasına yol açıyordu.

Yani Davidoff haklıydı: Bilgili azınlık, bilgisiz çoğunluğu egale edebiliyordu.

Bu deney, ilk bakışta basit bir oyunun parçası gibi görünse de, aslında hayatımızın insanlarla kesişen, karar mekanizmalarının devreye girdiği pek çok alanında birebir yaşadığımız bir dinamiği yansıtıyor. Örneğin siyasette bilgili azınlık devlettir, bilgisiz çoğunluk ise halk. Bir iş ortamında bilgili azınlık yöneticilerken, bilgisiz çoğunluk çalışanlardır. Sosyal medyada sıkça karşılaştığımız “linç kültürü” dahi, kimi asacağımıza topluca karar verdiğimiz sanal bir oylamaya dönüşmüş durumda.

Beş yılda bir sandık başında toplanan oylar…

İş yerinde kimin yükseleceği ya da kimin kovulacağı…

Tez savunmasında jüriyi ikna etmeye çalışan öğrenciler…

Tonlarca suçlama ve savunmanın yapıldığı mahkeme salonları…

Tüm bunlar, aslında hayatımızın farklı sahnelerinde oynanan birer Vampir Köylü oyunu. Bu devasa oyunun içinde bazen bilgili azınlık, bazen de bilgisiz çoğunluk olacağımız türlü senaryolarla baş başa kalacağız. Güç sürekli el değiştirecek. Kimileri manipülasyonla hedef şaşırtacak, kimileri güven oluşturarak arkasında taraf toplayacak. Bazıları ise yalnızca oylamanın kaderini değiştiren bu insanların birer aracı olacak.

Hayatın her anı, bir Vampir Köylü oyununun parçası. Bu yüzden, hayatta karşılaştığınız her yeni oylamada önce rolünüze bakın. Gözlem yapın. Ve gidişatı değiştirebilecek doğru hamleleri yapmak için hazır olun. Çünkü sayısal üstünlük, bazen sadece bir illüzyondur; gerçek zafer, bilgiyi kullanabilme yeteneğinde yatar.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?