Fatiha Suresi

Fatiha Suresi
01-05-2023

KURAN’IN ÖZÜ

Ufacık çocukların ezbere bildiği, vakit namazlarında her rekâtta okuduğumuz, duaların arkasına eklediğimiz Fatiha suresinden bahsedeceğim biraz. Fatiha'yı zaten biliyoruz diyebilirsiniz. Biliyorum dediğimiz şeylerin biraz derinine inince içinde farklı hazineler sakladığına şahit olmuşuzdur. Başta Fatiha olmak üzere, Kuran'daki bütün sureler böyledir. Kuran'daki sureler okudukça, öğrendikçe ve anladıkça insanın iç derinliğini artırır.

Kuran'ı ilk açtığımızda bizi Fatiha suresi karşılar. Fatiha ‘açan’ anlamına gelmektedir. Kelime anlamı ve Kuran'da bulunduğu yer uyum içindedir. Fatiha’ya Kuran'ın özü de denilmiştir. Şimdi buradaki ayetleri yakından inceleyelim.

Elhamdülillahi Rabbil âlemin. İlk ayet hamd ile başlıyor. Müminler olarak günlük hayatımızda Elhamdülillah demeyi dilimizden düşürmeyiz. Ayette hamdin Rabbül Âlemin olan Allah'a  ait olduğunu belirtiyoruz. Allah'ın Rab ismi  yaratan, yaşatan ve yöneten anlamlarına gelmektedir. Rab yarattıktan sonra biz kulları yalnız ve başıboş bırakmamıştır. Havası, gıdası, suyuyla en küçük hücremize kadar yaşatmaya devam etmektedir. Bu süreçte mevsimlerin oluşması, günlerin birbirini takip etmesi, yağmurun yağması, ağaçların çiçek açması da onun kontrolündedir. Buraya kadar olanları herkes kabul eder. Mümin ya da müşrik olsun herkes Allah'ın canlı cansız her şeyi yarattığını ve doğa olaylarını kontrol ettiğini kabul eder. Yönetme işine geldiğimizde inanan ve inanmayan ayrımı burada başlar. Allah emir, yasaklar ve ibadetlerle insanların sosyal hayatını, karşılıklı ilişkilerini ve kendisiyle olan münasebetlerini yönetendir. İnananlar bunu kabul eder ve gereğini yapar. İnanmayanlar ise Allah'ın bu yönünü hiçe sayar. İstediğim gibi yaşarım, istediğim gibi davranırım diyerek ibadetleri ve hesap gününü reddeder. İnananlar ruhlar âleminde söyledikleri “ Elbette ki Sen bizim Rabbimizsin” sözünü dünyada da teyit ederler. Ayrıca bundan dolayı  şükrederler. 

Bu şükür çok kapsamlıdır. Mesela doyduk Elhamdülillah derken insanın aklına yemeği yiyebilmesi, ona erişmesi ve açlığının gitmesi gelir. Oysa doymak  fiili bu kadar basit değildir. Yemeğin önüne gelmesi için arka planda çalışan binlerce insan, onu sindirmek için içimizde çalışan binlerce hücre ve yapı vardır. Besinlerin yetişmesi için güneşe, havaya, suya, toprağa ihtiyaç vardır. Şükrederken bu kadar ayrıntıyı düşünmesek de ‘Elhamdülillah’ kelimesi ulaştığımız nimetin bize gelene kadar geçirdiği tüm süreçlere şükrü kapsamaktadır.

Errahmânir'rahim.  Başta okunan Besmelenin de içinde geçen Rahman ve Rahim isimleri ikinci defa tekrar edilir bu ayetle. Rabbimiz Kitab’ı açar açmaz üst üste iki kere kendisini Rahman ve Rahim olarak tanıtıyor bize. Allah 99 ismi içinden özellikle bu ikisiyle başlıyor söze. Merhamet eden anlamına gelen iki ayrı isimdir bunlar. Rahman ismi ile Allah yarattığı bütün kullara merhamet eder. Bütün kullarının ihtiyaçlarını temin eder.  Kulları için kendisiyle iletişim kuracak, kendisine götürücü yollar yaratır. Rahman ismiyle Allah kapısını her kula açmaktadır. Bunların arasından inananlara, müminlere özel göstereceği rahmetini ise Rahim ismiyle belirtmiştir. Biz de sevindiğinde de, korktuğunda da annesine sığınan yavrular gibi her zaman Rahman ve Rahim olan Allah'a sığınmalıyız.

Mâliki yevmiddin. Din gününün sahibidir.  Merhamet ve şefkat özelliği her daim önde olan Allah, din gününü hatırlatarak insanların bu şefkat karşısında kendini salmasını engelliyor. Rehavete kapılmasını istemiyor. Allah'ın merhametine güvenmeliyiz ancak yapıp ettiklerimizden dolayı hesap vereceğimiz duygusu hep içimizde olmalı. Bu duygu insan ilişkilerimize ve ibadetlerimize yansımalı. Bir hesap günü olduğunu bilmek ona hazırlık yapmayı da gerektirir. Aynı zamanda dünyanın geçici olduğunu hatırlatır.

İyyâke na'budu ve iyyâke neste'în. Yalnız Sana kulluk eder, yalnız Sen’den yardım dileriz. Allah'ın âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve din gününün sahibi olduğunu kabul eden kul; ibadetin yalnız O’na yapılacağını belirtiyor. İbadet edebilme hususunda yine O’ndan yardım istiyor. Allah ibadet şekillerini kendisi belirleyip bunu Kuran ve Peygamberimiz aracılığıyla bize bildirmiştir. İnsan ibadet yaparken nefis ve  şeytan işi zora sokup araya engeller koyar ve kişiyi vazgeçirmeye çalışır. Vazgeçmemek için yardım isteyeceğimiz merci yine Rabbimizdir. 

Yalnız Sana kulluk ederiz ifadesi tevhidin açıklaması gibidir. Allah'a kulluk etmek başka ilahları reddetmek demektir. Günümüz insanı başka ilah olarak çeşitli figür, heykel ya da eşyaya tapmaz zaten. Bu  ilahlaştırma nefsimize, makama, paraya, evlada yönelik olabiliyor. Verilen bu nimetlerden hiçbirini Allah'ın sevgisinin yerine ya da önüne koymamalıyız. O zaman rahatça yalnız Sana kulluk ederiz deriz.

İhdinessirâtal mustakîm. Bizi doğru yola ilet. Bu bir dua cümlesidir. Burada ve bir önceki ayette ben değil biz zamiri kullanıyoruz. Bu önemli bir husus. Allah'a dua ederken hepimiz adına istiyoruz. Hepimiz sırat-ı müstakim üzerine olalım diyoruz. İslam birlikten, beraberlikten, bütünlükten yana bir dindir. Namaz kılarken, dua ederken, hacda cemaat halinde hareket etmek ibadetin sevabını artırır ve sosyal bağları kuvvetlendirir. Biz zamiriyle gelen ayetlerde buna vurgu yapılmıştır.

Ayette geçen sırat-ı müstakim dosdoğru yol anlamına gelmektedir. Doğru kavramı kişilere, ülkelere, kültürlere göre değişir. Rabbimiz ise doğru yolu peygamberleri ve Kuran aracılığıyla bizlere bildirmiştir Bir de vicdan gibi bir mekanizma yerleştirmiştir içimize. Doğru kavramını Kuran, sünnet ve hadisler ışığında oluşturmalıyız. Diğer türlü kişi sayısı kadar doğru çıkar meydana.

Sirâtallezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn. (Amin) diyerek Rabbimizden bizi nimete erdirdiklerinin yoluna iletmesini dalalete düşenlerin yoluna saptırmamasını niyaz ediyoruz. Nimete erdirilenler; peygamberler, şehitler, sıddıklar ve salihlerdir. Fatiha ile her seferinde bu gruptakilere dâhil olmayı niyaz ediyoruz. Bunu sadece kendimiz için değil tüm Müslümanlar için de istiyoruz. İnişli çıkışlı hayat yolculuğunda hiçbir zaman delalete uğrayanlardan, gazaba uğrayanlardan olmak istemiyoruz. Bu tür insanlar ya da topluluklar Allah'ı yok sayarak yaşayıp kendilerine ve etrafına zarar veren insanlardır. Daha kötüsü bunun farkında da değillerdir. Fatiha'yı okuyarak bunun önüne geçmeyi ve uyanık olmayı diliyoruz.

Şükrederek başladığımız Fatiha'yı dua ederek sonlandırıyoruz. Burada yazdığım hususlar bu konuda okuduğum yazılar ve dinlediğim sohbetlerden derlediğim kadarıdır. Kısadır, özdür, kendi anladığım kadardır. Daha fazla bilgi için aşağıda vereceğim kaynakların incelenmesini rica ederim. 


1. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/sure/1-fatiha-suresi

2. https://www.kuranvemeali.com/fatiha-suresi/7-ayeti-tefsiri
3. a)

    b)

4. (bu seridekilerin bazılarını izledim.)

5. Süleyman Emre, Namazın Hayati Özellikleri, Anadolu Gençlik Dergisi Yayınları,2002

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?