Ölümden Sonra Yaşam

12-12-2021

Ölümden Sonra Yaşam
 

Ölüm bizler için çok tedirgin edici, aslında ne olduğunu asla bilemediğimiz ve üzerine düşünmeyi reddettiğimiz kavram. Belki de insanı en çok korkutan düşünce. Ölümün kendisi bu kadar korkutucuyken ölümden sonra ne olduğu düşüncesi bizi daha da tedirgin eder. Bu konu hakkında birçok teori vardır. Bazı inanışlara göre ölüm bir son değildir. Öldükten sonra başka bir vücutta yaşamaya devam ederiz ya da dünyaya bir kelebek bir çiçek olarak yeniden geliriz. Bazılarına göre öldükten sonra ruhumuz bu dünyada sevdiklerimizin yanında kalır. Bazılarına göre ise ölüm sadece bir sondur, karanlıktır, hiçliktir. 

Reenkarnasyon ruhun göçü olarak tanımlanır. Ölümün bir son olmadığını anlatan en güçlü kavramdır ve günümüzde milyonlarca insan reenkarnasyonun varlığına inanır. Birçok dinde desteklenir ve tarihler öncesine dayanır. İnanan kadar inanamayanda vardır, bu kavramı komik bulanların sayısı diğerlerine göre daha çoktur. İnanlar dışında bunu yaşadıklarını iddia eden insan sayısı çok fazla bve bunun en ünlü örneklerinden biri; ABD’nİn Louisiana eyaletinde dünyaya gelen James Leininger 2 yaşına kadar mutlu bir çocukluk sürdü. Ancak 3 yaşına basmasına birkaç hafta kala kabuslar görmeye ve “Uçak alev aldı! Düşüyorum” diye çığlıklar atarak uyanmaya başladı. Rüyasında James Hustonisimli bir pilot olduğunu gören James, uyurken “Jack Larsen, Natoma, Corsair, küçük adam” gibi isimler sayıklıyor ve çırpınıyordu. Küçük çocuk, bir gün oyuncakçıda gördüğü uçak için “Bu bir Corsair” dediğinde annesi Andrea büyük bir şok geçirdi. James’in kabuslarında uçağının Japonlar tarafından vurulup düştüğünü anlatması üzerine annesi oğlunun 2’nci Dünya Savaşı’nda ölen bir pilotun reenkarnasyonu olduğuna inanmaya başladı. Babası Bruce ikna olmadı ve ona uçağının nereden kalktığını sordu. James, tereddüt bile etmeden “Natoma” diye cevap verdi. Natoma, 2’inci Dünya Savaşı’nda kullanılan bir uçak gemilerinden birinin ismiydi. Küçük çocuk sonra bir kitapta Iwa Jima adasının resmini gördü ve babasına “İşte uçağım burada düştü” dedi. Jack Larsen ise en yakın arkadaşı olan bir başka pilottu. Bruce, oğlunun hikayeyi uydurduğunu kanıtlamak için Larsen’i bulmaya karar verdi. Natoma gazilerinin toplantılarına katıldı ve Larsen’i buldu. Ancak görüştüğünde acı gerçeği öğrendi. 1945’teki Iwo JimaSavaşı’nda yalnızca bir pilot ölmüştü ve o da terhis olmadan önce son kez göreve giden 21 yaşındaki James Huston’du. Huston’un uçağı Japonlar tarafından vurulmuş ve aynı oğlunun anlattığı gibi okyanusa çakılmıştı. Bruce son olarak James’in yaşayan son akrabası 84 yaşındaki kardeşi Anne’ibuldu ve oğluyla bir araya getirdi. Anne 2 yaşındaki çocuğun anlattıklarını dinledikten sonra büyük bir şok geçirdi ancak onun kardeşinin reenkarnasyonu olduğuna inandığını söyledi.

Benim için doğru veya yanlış olması önemli değil ama öldükten sonra hala hayatta olma fikri içimi rahatlatıyor.  Sevdiklerimizi kaybettiğimizde bir boşlukta olduklarından ziyade hala bizimle oldukları düşüncesi acılarımızı biraz dindirmeye yardımcı oluyor. Öbür türlüsünü düşünmek bana çok daha korkutucu geliyor ve acı veriyor. Peki sizce ölümden sonra yaşam olması mümkün mü?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?