Müstesna bir değerdi.
Çok yönlü bir politikacıydı.
Örnek bakanlarımızdandı.
Eşi ender görülür bir toplum önderiydi.
Kendisini Türklüğe adamıştı.
Hayatı çetin yollarda yürümek ve yol açmakla geçti.
1960'lardan itibaren mücadele adamıdır.
Türk'ün yüksek kültürüne, kabiliyetine, asaletine inanmışlar arasında yeri önlerdeydi.
Türk'ün tarihi misyonununu temsil eden yüksek bir karakterdi.
Hiçbir durumda ümitsiz olmadı.
Hiçbir durumda yılmadı.
Her zaman idealistti.
Kendisi için yaşamadı.
Son nefesine kadar memleketi ve Türklüğü düşündü.
Dört gün önceki ziyaretimde sesi çıkmıyordu.
Gözü kapanıyordu.
Tâkati kalmamıştı.
Fakat yine de bir şeyler söylemek istiyordu.
Zar zor işitilen kırık dökük sözleri, gücünün kalan zerreleri de yine Türklük derdiyle yanıyordu.
Kanserle güreşirken, bu muazzam inanışın derdiyle kıvranarak etrafını yönlendirmeye devam etmesi üzerinde özellikle durmak lazım.
Bu inanış, bu güç, erişilmesi güç bir değerdir.
Sadi Somuncuoğlu böyle bir insandı.
Son büyük eseri Millî Düşünce Merkezi'dir.
Siyasetten ayrıldıktan sonra, bu merkezi kurdu.
13 yıl içinde bu merkezden, kültür-sanat ve siyaset adamlarımızla memlekete ışık saçtı.
En zor zamanlarda öne çıkarak siyaseti, toplumu uyardı.
Anayasa'dan Türk ibaresi çıkarılmak için harekete geçildiğinde 300 aydın Bildirisi olarak tarihe geçen üç maddelik ültimatom metnini yayınladı.
O bildiri televizyon kanallarında tartışıldı.
Millet sahip çıktı.
Ankara Sürmeli Otel'de okunduktan sonra yaşanan bu uyanışla Türk ibaresinin Anayasa'dan çıkarılamayacağı anlaşıldı.
Sadi Somuncuoğlu, örneği azalan yeni hayatımızın parlayan insan örnekleri arasında gösterilecek bir ömür sürdü.
Türk çocukları Sadi Somuncuoğlu çıkaran bir milletin evladı olmakla da övünebilirler.
İsmi yaşayacak ve tertemiz hayatı örneklik etmeye devam edecektir.
Aziz Ağabeyimin aziz rûhu şâd olsun!
Vefâkâr eşi, yol arkadaşı Mübeccel Abla, kızı Gökçen, oğulları Tümen ve Tuğrul başta olmak üzere dostlarının ve asıl manasında Türk Milleti'nin başı sağ olsun!
