Şifa Niyetine

Şifa Niyetine
07-10-2023

Yüzümü tuza yaslıyorum

Denizin şifa veren tadına

 

En iksirsiz duamla yakarıyorum

Sesimi bulut siyahlığına gark eden

Uzun ve yılgın dinlencelerime

 

Öteden beri

Öte den beri ye atılmış

Bir öte beri gibi duran kalbimi

Aşkın sarraf zarafetine terk ediyorum

 

Ellerim dokunduğu her şeyden

Yüzüm dönüştüğü her zeminden çark ediyor

Eşyanın doğal elenişine doğru

 

Her yıkıntıda kollarım kesilip

Her selde ciğerlerim suyla dolup

Bir enkaza dönüşürken

 

Ay gecemin siyah yüzündeyken

Kanarken kısa kemiklerim

Zamana ölüme ve tanrıya doğru

Yüzümü eksik yarım bir şifaya

Sesimi dolgun bulutlara yüklüyorum ki

İnzalden payıma af düşsün

Bir anlama bürünsün aşk-ı güzâfım

 

Gece kokulu adamların

Çökük kırçıl yüzlerinden

Ezgiler derlemeyi bilir çünkü

Ayağı suskuyla bağlı esaretim

 

Bir de kadınlar görseydi

Ayın sabahtan âr edişini

Denizin şifasız maviliğine

Dökülüşünü yıldızların

 

Bir de çocuklar bilseydi

Hayat tek bir düzlem üzre akıp gitmekte

Ve sersefil bir ihtiyaçla bağlıdır her anne

Gözyaşına

 

Bir de biz bilseydik

Gecenin

Tarumar bir endişeden ibaret olmadığını

İklimler deviren bir fetih

Bir yakamoz kokusu olduğunu ardı ardına

 

Ak yüzünde sabahın

Kısık sesli bir cücedir artık

Nemden ve iştahtan kesilmiş

Kuruyup çöle dönmüş keder

 

Ve şimdi ağlamak

Yaslanıp yas tepelerine

Yaslanmak zamanı ki

Tüm ışıklar suya kavuşsun

Tüm şarkılar

Zafer marşlarına

 

Kalbimi suya çiziyorum

En tuzlu bakışına nakş ile

 

Kalbimi

Bir erkek haykırışın tuvaline

Bir inleyişin ince zarına

Işığın aşka dönüştüğü

O girift zemine çiziyorum

 

Uzak sesler kesilsin

Artık yarım yamalak bir söylevdir

Elimizden hücrelerimize dökülen huruf

 

Andolsun melek kanatlarına ki

Ben tanrının nefesiyim

Benim de babamdır Habil’in babası

Hüznüm annemin kalbinden tevarüs

Kılcallarıma kadar direniyorum

Zamanda eskimekten

Akşamın vedasına

Passız şarkılar sunmaktan kaçınıyorum

 

Vukû-u gayr-i kabil bir cinayetim zira

Habil’in babasıdır benim de babam

 

Andolsun yerin çatlayan zeminine ki

Ben kuruyup çöle dönüşene dek

Gökte ay çizimleri kadar mavi

Yerde arz resimleri kadar yeşil

Suda saydam bir geçirgenlik kadar şeffaf

Olana dek

 

Sustalı bir susmanın

Kurulmuş mekaniğiyim

 

Hangi kıyısında sussam gecenin

Diğer kıyıdan çığlığım yükselir

 

Bedelsiz isyanları geçtim

Ebabil pençesinde taş olsam yeter

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?