Sorgun

25-08-2022

                   Bugün sizlere doğup büyüdüğüm şehir olan Yozgat’ın Sorgun ilçesinden bahsetmek istiyorum.

 

                   Ülkemizin tam ortasında yer alan Sorgun ilçesinin, tarihi boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yaptığını biliyoruz. Bir kaplıca şehri olan Sorgun’da eşi benzeri olmayan şifalı sulara rastlamanız mümkündür. Bunun yanı sıra tarım, el sanatı ürünleri, linyit işletmeleri, uranyum yatakları da önemli yer tutmaktadır.                     Kaplıcalar bölgesi, çevre ve diğer illerden şifa amaçlı gelen misafirler konuk etmektedir. Bu ziyaretler şehrin ekonomik yapısına oldukça fayda sağladığı gibi canlılık da getirmektedir.

                 Zengin kömür yatakları ve jeotermal kaynakları ile ünlü olan Sorgun, aynı zamanda 7000 tonla Türkiye’nin en zengin uranyum yataklarına sahiptir.

                 Sorgun, İç Anadolu Bölgesi’nin Orta Kızılırmak bölümünde, Yozgat, Sivas karayolu üzerinde kurulmuş bir ilçedir. Denizden yüksekliği yaklaşık olarak 950m. Ve yüzölçümü 1769 kilometrekaredir.

                Sorgun, toplamda 100.000 civarındaki nüfusuyla Yozgat’ın en büyük ilçesi sayılmaktadır. Yozgat İl Merkezine’ne uzaklığı 35 kilometredir. İlçenin doğusunda Akdağmadeni ve Saraykent, batısında Yozgat Merkez İlçesi, güneyinde Sarıkaya, Kuzeyinde Aydıncık ve Çekerek İlçeleri yer almaktadır.

              İlçe sınırları içinde büyüklü küçüklü çok sayıda gölet vardır. Bunlar; Dişli, Yaycılar, Doğankent, Karakaya ve İkikara göletleridir. Gelingüllü Barajı da yine Sorgun ilçe sınırları içerisindedir.

           Sorgun’un biraz tarihinden bahsedecek olursak Sorgun toprakları, 1071 Malazgirt zaferinden sonra Türk yurdu olmuştur. 1905 yılında belediyelik hüviyetini kazanmış, 26 Haziran 1926 yılında da ilçe olmuştur. 1928 yılında Köhne-i Kebir (Büyük Köhne) olan ismi Sorgun olarak değiştirilmiştir. Bir ara ilçeye Yeşilova dendiği de bilinmektedir.

              Türkiye’nin Doğusunu batısına bağlayan E-88 karayolu ile kuzeyini güneyine bağlayan Samsun –Adana karayolu kavşağı üzerinde bulunmaktadır.

              Kerkenez Kalesi, Alişar Höyüğü, Çadırhöyük ve Hapis boğazı harabeleri olmak üzere ilçe sınırları içerisinde 21 adet sit alanı bulunmaktadır.
              Bölge ilk çağlardan itibaren sırasıyla Hitit İmparatorluğu’na merkezlik etmiş, ardından Frigya ve Pers hâkimiyetini tanımış, bir ara Roma Eyaleti olmuş, Helenistik devirde ise Orta Anadolu’da etkin olan Galatlar’ın eline geçmiş, daha sonra Bizans’ın hâkimiyeti altına girmiştir.

               1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türk yurdu bölgede, Önceleri Kayseri Beyliği’nin sınırları içerisindeyken, 1127’den sonra Anadolu Selçuklu Devleti topraklarına katılmıştır.

                Şeyh Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin Halifelerinden Emirci Sultan (lakaplı Şerefüddin) adı ile anılan Osman Efendi, bu dönemde gelerek bölgenin İslâmlaşmasında büyük hizmetler etmiştir.

               Sorgun isminin nasıl konulduğundan bahsedecek olursak; Sorgun,(Sorkun) Sorkunlu ismine Yörük  taifesinden olan bir cemaat ismi olarak rastlıyoruz.

               Osmanlı arşivindeki belgelerde ise Sorgun (Sorkun), Sorkunlu ismi, Türkmen Cemaatinin adı olarak karşımıza çıkmaktadır. Belgede idari birim olarak Sorgun (Sorkun)’a 1530 yıllarına ait kayıtlarda rastlamaktayız.

              Sorkun cemaati,1530 yılarındaki idari yapılanmada     Bozok kazası sınırları içerisinde kalmaktadır. Zakirlü Kabilesine bağlıdır. Kabilenin Sorgun mezrasını ekip biçtikleri anlaşılmaktadır.

               Sorgun, Anadolu da yaygın olarak kullanılan söğüt ağacının bir türüne verilen isimdir. Sultani söğüt, ban ağacı, sepetçi söğüdü adı da verilir.

               Doğup büyümüş olduğum Yozgat’ın Sorgun ilçesinden biraz bahsetmiş oldum. Sorgun yukarıda da yazıldığı gibi E-88 karayolu üzerinde bir ilçe olduğundan ulaşım oldukça kolaydır. Ankara ile arası yaklaşık 250 kilometredir. Yozgat ile arası 35 kilometre olup diğer ilçelerde oldukça yakın durumdadır. Son yıllarda oldukça göç alan Sorgun ilçemizin değişen çehresini mutlaka gezip görmenizi, kaplıcalarından yararlanmanızı, süslü kahvehanesinde bir bardak çay içmenizi tavsiye ederim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?