Almanya’da Aşırı Sağın Toplumsal İşlevi Üzerine

Almanya’da Aşırı Sağın Toplumsal İşlevi Üzerine
13-12-2025

‘Almanya için Alternatif’ partisi siyasete etkisini gittikçe arttırıyor.  Bu aşırı sağ ve milliyetçi oluşumun en önemli stratejisi toplumun ortasına yönelmesidir.  Bu uzun zamandır milliyetçi ve aşırı sağcı akımların ortak yönüdür. Çünkü Toplumun ortası olumlu veya olumsuz siyasi hareketlerin başarısını belirler.  

İnsanların ülkeyi helak etmiş ve dünya’ya büyük acılar yaşatmış bir ideolojiyi hala çekici bulması  anlaşılabilir mi? Bunun için toplumsal işlevi üzerinde durmalıyız.   Bahsedilen aşırılık kimin işine yarıyor? Toplumsal türdeşlik efsanesi, toplumsal türdeşlik inancı ve günah keçisi arama gibi mekanizmalar birer maske midir? Öyleyse neyi gizliyor? Bu soruları cevaplamak gerekiyor.

Tarihsel olarak Nazi dönemine bakarak bugünü kavramaya çalışalım. Nazi rejimi geniş halk kitlelerinin hareketiydi. Toplumun ortası Nazilerle birlikte hareket etti ve tüm olanları görmezden geldi.  Orta sınıftan gelen destek olmasaydı Naziler iktidarını emniyete alamazlardı.  Nasyonal Sosyalizm neden desteklenmiştir? Pasif çoğunluğun türdeş Alman toplumu efsanesine veya  fanatik Nazi  kuruntularına  kapılıp erimesi,  bunlara inanmasından  kaynaklanmıyordu. Ardında bir çıkar örgüsü vardı.  Toplumun ortasından büyük  sermayeyi ve  siyasi gücü elinde tutanlara tepki yöneltiyordu.  Zira, Naziler iktidara gelirken Alman toplumu dünyanın en gelişmiş topluluklarından biriydi. İnsanlığın gelişimine önemli kültürel katkılar sunmuşlardı. Ancak Birinci Dünya Savaşı neticesinde oluşan aşağılanmışlık, işsizlik ve dünyadaki büyük ekonomik buhranın  etkileri geniş kitlelerin huzurunu kaçırmıştı. Fakat, Nazi yönetiminin işini kolaylaştıran asli etken Kayzer dönemi ve Weimar Cumhuriyeti altında yapılan eğitim atılımlarından faydalanan geniş kitlelerin oluşudur. Eğitilmiş bu  kitleler toplumsal yükselme beklentisi içindeydiler. Ancak  iş bulamıyorlardı. Büyük sermayeyi  sefilliklerinin sorumlusu olarak  görüyorlardı. Özellikle başarılı konumlarından dolayı musevi azınlığı günah keçisi yapmaya hazırdılar.  Ayrıca ,  esnaf ve zanaatkarlar gibi küçük burjuvaların da yaşadığı ekonomik zorluklar hareketin başarısında etkili oldu. Naziler kitlelerin mutsuzluğunu kendine yakıt yaptı. İktidarlarını perçinleştiren  bir dizi  soygun ve  cürüm  sistemi kurdular. Yapılanı mistik efsane ve kuruntularla meşruiyet kazandırdılar. Temelde Musevilerin mallarına el koydular ve savaşlarda elde ettikleri ganimetler sayesinde sosyal politikalar uyguladılar. Bu sayede Alman orta sınıfını disiplinize edip ideolojilerinin  ortağı yaptılar. Özetle orta sınıflar kendilerine engel  gördüğü büyük sermayedarların hegemonyasını kırıp ikame etmek gayretindeydi. Rejimin işlediği suçlarından sıradan insanlar ve geniş kitleler çıkar sağlamıştı.

Antisemitizm ve Shoa gibi dramların geçmiş toplumsal işlevine dikkatimizi yönelterek güncel gidişatı daha iyi anlayabiliriz. Bilindiği gibi aşırı sağın günümüzdeki  en önemli yakıtı islam karşıtlığıdır. Toplumun ırkçılık konusunda iç disiplinini sağlayan anlatılan efsaneler değildir. Efsaneler gizil işlevlerin maskeleridir. Islam karşıtlığının  işlevi  aşağıdan yükselmeye çalışan azimli yeni toplum kitlelerine karşıtlıktır.   Onların mevcut statü, varlık ve  siyasi gücü değiştirme ihtimaline karşı gelmektir. Adalet için toplumda  gerekli olan yeniden güç dağıtımına karşı tepkili olmaktır.  Yüzeyde gördüğümüz dini ve kültürel farklılık tartışmaları derininde yatan bu kök sorunu maskeleyen mekanizmalardır.   Bir başka yazımda bu tezi açmaya çalışacağım.  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?