7 Ekim 2023 Tarihinde, bir grup Hamas militanının demir kubbeleri aşarak İsrail, Filistin savaşının fitilini ateşlemesinin ardından İsrail'in durmaksızın yapmış olduğu misilleme saldırıları neticesinde Gazze yaralı, biçare ve naçar kalmıştır. İsrail'in Amerika'yı da arkasına alarak başlattığı topyekûn işgal harekâtı sonucunda insanların yaşayıp, hayata tutunmaya çalıştığı yerleşim yerlerini, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri yoğun bombardıman ateşine tutup, ardından bölgeye tanklarını ve özel yetiştirilmiş ölüm timlerini göndermiştir. Bu son savaşta, İsrail Gazze’yi işgal etmekle kalmayıp, Gazze’nin tüm yaşam alanlarını sıfırlayarak, can damarlarını kesmiş ve bu bölgede yaşayan masum sivil halkı açlığa, zulme ve sefalete mahkum bırakmıştır. Viraneye döndürdükleri Gazze'yi canice talan etmişlerdir. İsrail, tüm dünya devletlerinin kabul ettiği uluslararası insancıl hukuk sistemini, savaş sırasında uygulanacak olan hukuk sistemini ve Cenevre sözleşmesinin tüm kuralları ihlal edilerek yok sayılmıştır.
Yaşanılan bu durumu Gazze’yle sınır komşusu olan ülkeler başta olmak üzere İsrail ve Amerika’nın bu insanlık dışı tutumları protestolarla dünyanın her yerinde başlatılan ateşkes çağrılarına ve tüm dünyayı ayağa kaldırarak dev protestoların yapılmasına yol açtı. Henüz ölmeyen, bir insanlık tarafından savaş adı altında yaşanan bu trajedi ve zulmün bitirilmesi yönünde yapılan tüm çağırılar sayesinde ve medya yayınları ile dünyanın gözleri önünde yaşanan bu zulme, çatışmalara ve saldırılara uluslararası insani örgütlerin dikkatlerinin yeniden çekilmesine neden olmuştur.
Bu son savaşta, yaşanan bunca katliam ve zulmün ardında İsrail’in asıl hedefi Akdeniz’de İsrail ve Güney Kıbrıs kıta sahanlığı arasında bulunan doğalgaz rezervlerine tek başına ulaşma isteği olabilir mi? İsrail'e destek veren bir ülkenin son dönemde yapmış olduğu enerji savaşlarını da göz önüne alınca aklıda tek bir soru kalıyor. Enerji gelirinden tek başına faydalanmak ve güçler birliği içinde söz sahibi olarak, büyük Ortadoğu projesi içinde kendilerince oluşturmak istedikleri kutsal ve büyük İsrail hedefleri nezdinde yaptırım gücüne kavuşmak isteği olabilir mi?"
Tüm olanlara rağmen susan batı, yapılan protestolarla ve savaş bölgesinden savaş muhabirlerinin canları pahasına yaptığı yayınlar neticesinde sesini yükselterek savaş artık dursun, barış, artık barış diye çığlık, çığlığa seslenmektedir. Görülen o ki, büyük batı medeniyeti medyanın gücü sayesinde yeniden Filistin’e destek vermeye başlamıştır.
Bu savaşın artık durdurularak iki devletli bir barış için batının desteği ile Türkiye’nin garantörlüğünde bir Filistin devletinin tüm dünyada tanınması en büyük temennimizdir. İnsanlık ve barış için bağımsız, insanlığa dair dramların, yaşanan zulümlerin son bulacağı, güçlü diplomasileri ve barış içinde demokratik bir ortamda yaşayan Ortadoğu tek hayalimiz olmuştur.
İsrail, Filistin Arasında Yaşanmış Savaşların Kronolojisi
Tarihin farklı zamanlarında ve geniş bir coğrafya içinde dünyanın farklı yerlerinde zulme uğrayan öz amca oğulları İsrail tarafından acımasızca katledilip, zulme uğratılarak topraklarından göç edilmeye zorlanan çaresiz Filistin halkından yaklaşık olarak 12 milyon insan dünyanın çeşitli ülkelerinde yurtsuz bir şekilde yaşam mücadelesi vermektedir.
- 1900'lü yılların başında İngilizlerin Yahudiler için bir ülke kurmak amacıyla Siyonist hareketi teşvik etmesiyle bu günkü savaşların başlangıcının ilk adımını oluşturmuştur.
- 1917 yılında İngiliz hükümetinin yayınladığı Balfour deklarasyonu ile İngiltere'nin o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetimi altında olan Filistin'de Yahudi halkı için ulusal bir yurt kurulması vaadini açıklıyordu.
- 28 Temmuz 1914 tarihinde başlayıp, 11 Kasım 1918 tarihinde sona eren 1. Dünya savaşının ardından Filistin bölgesi Osmanlı İmparatorluğu'na verilmişti. Ancak Milletler Cemiyeti'nin mandası ile tekrar İngiliz yönetimine devredilmesiyle Yahudiler Filistin’e akın, akın göç etmeye devam ettiler.
- 1939-1945 Tarihleri arasında devam eden 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi zulmüne uğrayan Yahudilerin Filistin topraklarına toplu olarak göç etmesine yol açmıştır.
- 1947 Yılının şubat ayında Birleşmiş Milletler bölgedeki Filistinli Arapların muhalefetine rağmen, Filistin'i iki devlet olarak sınırlarını belirledi. Kudüs'ü ise BM vesayeti altında bir Arap Devleti olduğu yönünde karar aldı. Pek çok grup için dini öneme sahip olan Kudüs, Birleşmiş Milletler tarafından yönetilen uluslararası kontrol altında kalacaktı. Filistinliler kararı tanımayı reddettiler ve her iki grup arasındaki şiddetli çatışmalar kıyasıya devam etti. Günümüzde İsrail'in temel kanunları, Kudüs'ü İsrail'in bölünmez başkenti olarak kabul eder. Ancak Uluslararası toplum, son işgali kabul etmeyip Doğu Kudüs'ü, İsrail işgali altında olan Filistin Devleti'nin sınırı olarak tanımlamıştır.
- 15 Mayıs 1948'de İsrail bağımsızlığını ilan etti. Böylece beş Arap devletinin İsrail, Arap Savaşı başladı. Dış güçlerin desteklediği İsrail, bu savaşı kazandı ve İsrail, Batı Şeria ve Gazze Şeridi olarak bölge üç parçaya bölündü. Mısır ve Ürdün, sırasıyla Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın kontrolünü 1967 Tarihine kadar elinde tuttu.
-1967 İsrail ile Arap komşuları arasında 5 Haziran 1967 Tarihinde altı gün savaşı başladı. Savaş sonucunda İsrail, Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze ve Sina Yarımadası'ndaki Filistinli arap topraklarını ve Suriye'nin Golan Tepelerini de ele geçirdi.
- 1987 Yılında İlk Filistin ayaklanması meydana geldi.
- 1993 yılında, İsrail'in o zamanki Başbakanı İshak Rabin ve Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat ve FKÖ'yü Filistin halkının temsilcisi olarak ilan eden ve İsrail'in haklarını tanıyan Oslo anlaşmalarını imzalamasıyla sona erdi.
- 2000 - 2005 Yılları arasında Filistin halkı Batı Şeria ve Gazze üzerinde bulunan özerk bölgenin kontrolünü ele geçirdi. Ancak, Ertesi yıl Hamas, Gazze Şeridi'ni kontrol etmek için yapılan seçimi kazandı ve FKÖ temsilcilerini görevden aldı.
- 2007 yılında Gazze'nin Hamas tarafından silahlı olarak ele geçirilmesi İsrail'in Gazze'yi abluka altına almasına yol açtı.
- 2008 Kurşun Dökme adlı Operasyonu,
- 2012 Savunma Sütunu harekatı,
- 2014 yılında Koruyucu Kenar operasyonu,
- 2023 Yılında 7 Ekim cumartesi günü başlayan, Hamas'ın İsrail'e yaptığı saldırı.