Yazma Ya da Yanma Süreci

27-02-2022

Yazmak… Canlı bir olgudur bana göre yazmak. Bir süreç barındırır. Öncesi, sırası ve sonrası mevcuttur. Bir acıyı, hüznü, sevinci, ayrılığı, yokluğu, hasreti yaşamadan nasıl yazabilir ki insan? Acı iliklerine işlememişse, yanmamışsa için için, içinde bir şeyler uhde kalmamışsa ne yazabilir ki? Kurgu nereye kadar taşır sırtında insanı?

 

 Demlenme vakti vardır bir de bu hislerin. Gönülde yer etmesi, orada koza örme aşaması vardır. Bunu her zaman fark etmez insan. Özellikle bu hisleri yaşarken fark etmez. Belki günler, belki aylar, belki de yıllar sonra yazı olarak açığa çıkar. Bu herkes için böyle olmasa da, benim yazı yazma sürecim böyle ilerliyor diyebilirim.

 

 Bazen dışarıdaysam eğer toprak eşelemeyi çok severim oturduğum yerden. Elimde bir çubuk oyalanırken, bir taş denk gelir çubuğun önüne. Etrafını temizlemeye başlarım. Bir iki ittiririm çubukla, taş topraktan ayrılır gibi olur. Ben kendime iş bulmuşluğun hevesi ile daha fazla ittiririm taşı. Kaldıraç gibi kullanıp o çubuğu, taşı sökmek için yerinden yine taşın kendisinden destek alırım. Bazen bu aşamada taş yuvalandığı yerden çıkar. Tabii küçükse. Bazen de büyük taşlar denk gelir. Ben çıkarmak için çabaladıkça o da nazlanmaya başlar. Daha sıkı sarılır toprağa. Ben etrafını daha fazla oyarım, daha fazla oyalanırım. İnat ettiysem de o taşı oradan çıkarırım. Durduk yere kazanılmış, hiç yoktan elde edilmiş, sabrıma boyun eğmiş bir başarıdır elimde tuttuğum.

 

 Yazmak da buradaki gibi bir süreç ya da duygu durumu. Elimde kalem; içimi, etrafımda olup bitenleri eşeleyip durmak gibi. Yüreğime oturmuş taşları tek tek sökmeye çalışmak gibi. İşte şimdi bu sürece sizleri de dahil etme zamanı. Ben taşları yerinden oynatmaya çalışırken bu çabama dahil olmak istemez misiniz? Bunu yaparken şiirlerden, türkülerden, şairlerden, yazarlardan, onların yazdıklarından yola çıkacağım. Bazen de yolu alıp onların eserlerinin önüne bırakacağım.

 

 Mimar Sinan'ın Kanuni Sultan Süleyman ile yaşadığı bir hikâye geldi aklıma. Belki bilirsiniz. Mimar Sinan'ı çekemeyen bazıları; ne var yaptığında, biz de yaparız, ne olacak ki manalarında sözler sarf etmişler. Sultanın kulağına da gitmiş denilenler. Söyleyenleri ve muhatabı bir gün huzura çağırmış sultan. Elinde de misket benzeri küreler varmış. Bunları demiş, hanginiz üst üste durdurabilir? Sırayla denemişler, çabalamışlar, kafa yormuşlar ama nafile. Mimar Sinan ise elindeki yüzükleri çıkarmış. Bir yüzük, bir küre şeklinde üst üste dizmiş. Diyenler dediğine pişman, ayrılmışlar huzurdan.

 

 Bu hikaye benim emeğe saygı başlığında hep aklımda tuttuğum, kendime hatırlattığım bir hikayedir. Etrafımda Mimar Sinan’ın taşla yaptığını, kelimelerle yapan üstatlar, usta yazarlar var. Onları okuyup ben de yazarım ne olacak, diyenlerden değilim. Olmamayı dilerim. Haddimi bilerek ve iddiasız çıktığım bu yolda karşılaştığım güzellikleri parça parça sunmak niyetindeyim.

 

 Erdem Beyazıt şiirlerini topladığı kitabının başında okuyucusuna; “Şiir diye bir ömür tüketerek yazdıklarım iki saatte okunuyor. Bundan ucuz ne olabilir havadan başka?” diye hitap ediyor. Kitabı açar açmaz, şiirlerini çok seven bir okuyucusu olarak içime işlemişti bu yazdıkları. Üzülmüştüm, hüzünlenmiştim. Şimdi düşünüyorum da benim yazdıklarım iki saat bile değil, iki üç dakikada okunacaklar. Benim ömrümde yer etmiş, beni etkilemiş, oyalanmış, üzmüş, savurmuş, sevindirmiş şeyleri iki dakikada okuyacaksınız ama gönülden yazdıysam gönlünüzde bir iz bırakacak, bir yer edecektir diye umuyorum.

 

 Daha önce bu niyetle yazdığım yazılarım; Aydos, Teferrüc, Şehir ve Kültür, Dilhane, Gözlük, Yitiksöz gibi dergilerin çeşitli sayılarında yayınlandı. Burada da beni yalnız bırakmayacağınızı umuyor, beraber yürümeyi diliyorum. Belirtmek gerekir mi bilmem ama Denizli’de Fen Bilimleri Öğretmeniyim. Evli ve iki çocuk annesiyim. Sevgilerimle… 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Ibrahım
Ibrahım 2 yıl önce
Çok guzel basarilarinizin devamını dilerim
Hümeyra
Hümeyra 2 yıl önce
Teşekkür ediyorum İbrahim Bey
Hayati Yaman
Hayati Yaman 2 yıl önce
Süper.
Harika bir anlatım tekniğiniz var Hümeyra Hanım. O kadar naif, o kadar iç ısıtıcı ve o kadar tevazu dolu cümlelerle yüreklere dokunuyorsun ki anlatamam!.. Rabbim sesinizi değil de sözünü gür eylesin.


Birlikte aynı mecrada kalem oynatma şerefi kazandım. Ne denli isabetli bir buluşma olduğuna bütün kalbimle mühür vurmak istiyorum. Aramıza hoş geldiniz...
Hümeyra
Hümeyra 2 yıl önce
Çok teşekkür ediyorum hocam. Lisedeyken de ben yazdıklarımı okudugum bir gün siz, belki bir gün seni köşe yazarı olarak görürüz demiştiniz. O gün bu günmüş. Vesile olduğunuz için ben teşekkür ediyorum. Sizinle aynı yerde yazıyor olmak büyük mutluluk.