Trump’ın “Avrupa İçin Boşanma Kâğıdı”: Kıta Yok Oluşun Eşiğinde mi?
ABD’nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi (NSS), Avrupa başkentlerinde şok etkisi yarattı.
33 sayfalık belge; ortak değerler, müttefiklik ve liberal düzeni bir kenara bırakıp Avrupa’yı “çöken bir medeniyet” olarak niteliyor. Brüksel bu metni “strateji değil, ideolojik manifesto” olarak görüyor. Türkiye ise, büyüyen bölgesel güç ve ortak dolaylı olarak da vekil görünüyor!
Washington’dan Sert Tez: “Avrupa Çöken Bir Kıta”
ABD yönetimi, tarihinde ilk kez Avrupa’yı bu kadar karanlık bir tabloyla tanımlıyor.
NSS belgesine göre:
- Avrupa’nın ekonomik düşüşü,
- ve “medeniyetinin yok olma ihtimali”
kıtanın geleceğini tehdit ediyor. Devam eden göç trendlerinin 20 yıl içinde Avrupa’yı “tanınmaz hale getireceği” ifade ediliyor. Mesaj net: Avrupa artık göçü durdurmak zorunda. Özellikle de Müslüman ülkelerden gelen göçü.
Bu ifadeler, Avrupa’da geleneksel olarak göç karşıtı olan kesimlerde bile “radikal bir kırılma” olarak değerlendiriliyor.
ABD – Avrupa Değerler Birliği Çöküyor
NSS, önceki Amerikan yönetimlerinin temel aldığı şu üç sütunu neredeyse tamamen reddediyor:
- Ortak demokratik değerler
- Çok taraflı ittifaklar
- Yakın savunma çıkarları
Yerine konulan yeni öncelikler:
- Ulusal kimlik
- Etnik homojenlik
- Ekonomik çıkarcılık
Berlin’de özellikle bir bölüm dikkat çekiyor: Metin, adı geçmese de AfD’ye dolaylı destek anlamı taşıyor. Trump ekibi “patriotik partileri destekleyeceğini” açıkça belirtiyor. Alman bürokratlar bu durumu “resmî evrak üzerinden siyasi müdahale” olarak niteliyor.

Trump, Avrupa’da Popülist Partilere Seçim Desteği mi Verecek?
Belgede kullanılan ifadeler, Trump ve yardımcısı JD Vance’in; AfD, Le Pen, Orbán ve benzeri Avrupa’daki sistem karşıtı partilere örtülü destek vereceği yönünde yorumlanıyor:
“Avrupa ulusları içindeki mevcut yönetime karşı direnci destekleyeceğiz.”
Bu ifadeler Avrupa başkentlerinde diplomatik deprem etkisi yarattı.
ABD, Orta Doğu’ya Karışmayacak – Ama Avrupa’yı Yönlendirecek
Washington; Orta Doğu’ya demokrasi götürme iddiasından tamamen vazgeçiyor:
- Demokrasi teşviki yok.
- Liberal toplum modeli ihracı yok.
- Bölge artık sadece yatırım alanı.
Ancak aynı ABD, Avrupa’ya “kendi yolunu seçme özgürlüğü” tanımıyor.
Brüksel’e şu direktifler veriliyor:
- Amerikan sınır güvenliği standartlarını benimseyin.
- Göçün kültürel risklerini minimize edin.
Bir Amerikalı akademisyen çelişkiye şöyle dikkat çekiyor:
“Orta Doğu için kültürel özerklik isteyen bir metin, Avrupa’dan kültürel uyum talep edemez. Bu strateji değil, ideolojidir.”
NATO’nun Önemi Azalıyor: “Seçenekli Platform”
Belgede NATO sadece “gerektiğinde kullanılacak araç” olarak tanımlanıyor. Bu, daha önce hiçbir ABD strateji metninde görülmemiş düzeyde bir küçümseme.
- NATO üyeleri, “kültürel mirasını terk etmekle” eleştiriliyor.
- Ülkelere GSYH’nin %5’ini savunmaya ayırma şartı dayatılıyor.
- Bir başka sinyal: NATO genişlemesine kapı kapandı.
Strateji, yük paylaşımı kavramını da değiştiriyor: Artık “yük aktarımı”ndan söz ediliyor.
Belgenin Üç Ana Hedefi Tepki Çekti
Uzmanlara göre NSS üç alanda “tehlikeli bir gerçeklik sapması” içeriyor:
- Rusya, belgede neredeyse tali bir mesele olarak geçiyor;
Ukrayna savaşının sorumlusu olarak “Avrupa elitleri” işaret ediliyor.
- Çin, sistemik rakip değil, sadece “ekonomik zorluk” olarak sunuluyor.
- Göç, ulusal güvenlik açısından bir numaralı tehdit olarak tanımlanıyor.
Tarihçi Timothy Snyder değerlendirmesi:
“ABD’nin gerçek güvenlik riskleri Moskova, Pekin ve siber saldırılardır. Bu metin bunları ikinci plana itiyor.”
Çeşitlilik, Güvenlik Tehdidi Olarak Gösteriliyor
NSS, Trump ekibinin imzasını taşıyan bölümlerde:
- Çeşitlilik,
- Adalet,
- Kapsayıcılık
gibi kavramlar “kurumsal çöküşün nedeni” olarak sunuluyor.
Göç için kullanılan ifadeler dikkat çekici:
- “Maksimum sınır güvenliği”
- “Kitleselgöç (Massenmigration) döneminin sona ermesi”
- “Göçün suç ve sosyal çöküşün tetikleyicisi olduğu”
Bu yaklaşım ABD içinde bile Cumhuriyetçi çevrelerde bölünmeye yol açtı.
Washington Avrupa’dan Uzaklaşıyor Mu?
ABD Kongresi’nde:
- Demokratlar metni “anti-Avrupa propaganda” olarak görüyor.
- Ilımlı Cumhuriyetçiler diplomatik sonuçlardan kaygılı.
- Trump’a yakın isimler ise “dilin sert olduğunu” kabul ediyor.

Orta Doğu’nun Ayrılmaz Bir Parçası Olma Stratejisi
Çatışma, Orta Doğu'nun en sorunlu dinamiği olmaya devam ediyor, ancak bugün bu sorun, manşetlerin bizi inandırabileceğinden daha az şey ifade ediyor. Bölgenin başlıca istikrarsızlaştırıcı gücü olan İran, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in eylemleri ve ABD’nin Haziran 2025'te İran'ın nükleer programını önemli ölçüde azaltan Geceyarısı Çekici Harekatı nedeniyle büyük ölçüde zayıflatıldı. İsrail-Filistin çatışması dikenli olmaya devam ediyor, ancak ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması sayesinde daha kalıcı bir barışa doğru ilerleme kaydedildi. Hamas'ın baş destekçileri zayıflatıldı veya geri çekildi. Suriye potansiyel bir sorun olmaya devam ediyor, ancak Amerikan, Arap, İsrail ve Türkiye'nin desteğiyle istikrar kazanabilir ve bölgede ayrılmaz, olumlu bir oyuncu olarak hak ettiği yeri yeniden alabilir.
Bir Fransız güvenlik danışmanı durumu şöyle özetliyor:
“Bu bir strateji değil, boşanma belgesi. Üstelik başvuru Washington’dan geldi.”
Kaynak: Berliner Morgenpost
