Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyen Almanya’daki Türklere bir tavsiyem var.
Türkiye’ye gittiğinizde lütfen ekonomiyle ilgili yorum yapmayın. “Bilmiyorum, ben Türkiye’de yaşamıyorum” deyin ama yorum yapmayın.
Tepki alıyorsunuz. Ve gelen tepkileri ırkçılık olarak değerlendiriyorsunuz. Türk’ün Türk’e yaptığı ırkçılık nasıl oluyor onu da anlamış değilim ama neyse…
“Türkiye’miz cennet, kurulu düzenimiz olmasa biz de döneceğiz. Şükredin, şımarıklık yapmayın” gibi beylik cümleler kurmayın.
Türkiye’de asgari ücretle bir ay geçinmeyi denememiş bir insanın Türkiye ekonomisini değerlendirme yetkisini kendinde görmesi insanları sinirlendiriyor.
Ya da anlamaya çalışın…
Örneklendirmeye çalışın…
Nasıl yapacağınızı anlatayım. Youtube’da Sade Vatandaş kanalının sahibi Mehmet Koyuncu’nun fikriydi. Hoşuma gitti bu şekilde anlatmak.
Şimdi Türkiye’de güncel asgari ücret net 5500 Türk Lirası değil mi? Tamam.
Almanya’daki maaşınızın 5500 Eur olduğunu düşünün.
Kiralık bir evde oturduğunuzu düşünün bir de.
Kiralık ev arama sitelerinde kısa bir tur attığınızda Beylikdüzü’nde ortalama 2+1 ev kiralarının 5500- 6000 TL olduğunu görüyorsunuz.
Yani siz onu 5500 – 6000 Eur gibi düşünün.
Üsküdar’da ise bu fiyatlar 8000 TL’ye çıkıyor. 8000 Euro gibi düşünün…
Migros’un internet sitesinde 1 kilo kıymanın fiyatı 117,75 TL. Yani 117,75 Euro…
Sütün litresinin 11 Euro olduğunu hayal edin.
2013 model Volkswagen 2013 1.6 TDI aracın 373.000 Euro olduğunu hissedin iliklerinizde.
Yalvarırım Euro – TL çevirimi yapmayın. O daha da sıkıntılı durum. 18 lirayı geçmiş durumda. İnsanlar kahroluyor. Hayat pahalılığın en büyük nedeni zaten devletin bilinçli olarak dövizi düşürmemesi onu da ayrıca belirteyim.
Şimdi fiyatlar böyle olsaydı Almanya’da yaşamınız nasıl olurdu? Nefes alabilir miydiniz? Hükümete öfkelenmez miydiniz?
Hatta çift vatandaş olup oy verebilenler de şunun cevabını versin.
Olaf Scholz giderse kim gelecek? Gidip Katolike mi oy verelim der miydiniz? Yoksa “ Fransa ile İngiltere’nin oyunu bunlar, yoksa Olaf reis onlara haddini bildirecek mi derdiniz?”
Veyahut “Şükretmeliyiz. Burkina Faso gibi de olabilirdik” mi derdiniz? Ya da Türkiye’ye mi dönerdiniz tam tersi bir ekonomik durum halinde?
Erdoğan’ı ve hükümeti başka sebeplerle beğeniyor olabilirsiniz ancak yaşamadığınız, ekonomik sıkıntılarını hissetmediğiniz bir ülkede ekonomi değerlendirmesini yapmayın. Hele ki kimseye “Ülkemiz cennet, kıymetini bilin demeyin”.
Türkiye cennet. Ama parası olana cennet.
Boş duygusallık yapmanın hiçbir faydası yok. Almanya’daki Türkler olarak bizler Türkiye’ye 1000-2000 Euro parayla gelip tatil yapıyoruz. Düşünmüyoruz bile şu kaç paraymış bu paraymış diye. Yalan mı?
Hoşumuza gidiyor hatta zaman zaman Euro’nun değerlenmesi. Bireysel baktığımızda paramıza para katmış oluyoruz çünkü. Biriktirdiğimiz her Euro Türkiye’de daha değerli hale geliyor.
İtiraf edin. Böyle düşünüyorsunuz zaman zaman siz de!
Türkiye o zaman cennet elbette. Ama çocuğuna mama alamayan, o güzel tatil köylerinin dibinde yaşayıp iki, üç işte çalışmak zorunda olduğundan denize bile giremeyen, kaliteli beslenemeyip sadece makarna yediği için obez ve kısa boylu olan çocukların annelerinin yüzüne bakıp böyle yorumlar yapmayın lütfen…
Siz Almanya’daki hayatınıza bakın…
Türkiye hakkında lütfen ekonomi değerlendirmesi yapmayın!
Not: Ben de Almanya’da yaşıyorum…
