Anne, Bir Sanatçıdır. En Güzel Eseri de Yavrusudur.

Anne, Bir Sanatçıdır. En Güzel Eseri de Yavrusudur.
13-05-2023

Hayat, bir annenin sizi sevmesidir. Bahar yelinin hafif hafif ruhunuzda esmesidir. Güneşin, batmadan evvel gökyüzüne renklerini resmetmesidir. Bir dostunuzun, sizi desteklemesidir. Aynı zamanda hayat, annenizin ölmesi, fırtınalı bir gün, bahçenizdeki ürünlerin tarumar olması, bir dostunuzun ihaneti, yalnızlık ve yetersizliktir. Yüce Yaratıcı ezeli ilmi, kudreti ve iradesi ile insana bir hayat bahşetmiştir. Kaderini yazıp, önce ruhlar alemine oradan da dünyaya göndererek onu muhteşem bir yolculuğa çıkarmıştır. O kaderin sana yazdığının ne kadarını yazabilirsin ki satırlara?

Buna güç yetmez... Dünyaya, yani akıl almaz bir çeşitliliğin olduğu bir pazara düşen insan, o pazardan yalnızca bir kefen alıp mezara düşer. Ömür denilen zaman tünelinden geçerken de, acı tatlı bütün anıları adeta gölge gibi peşinden gelir. O gölgedeki en büyük pay annenindir. Yüce Yaratıcı, önce dünyayı, ardından insanı yaratmıştır. Bu yaratma eylemi, varoluşa duyulan ilk saygı, ilgi, onay ve bir çeşit sergidir. Hem de hayranlık uyandıran bir sergi. Yüce Yaratıcı, kendi varlığına kıyasla çok küçük olan bu sergisini daha da açar ve varlığın taa ötesine geçer, ruhuna işler. Adeta ince ince nakış yapar. O, muhteşem yaratmasıyla her an sanki, "iyi oldu", demektedir. Bahar geldikçe, yağmur taneleri toprağa düştükçe, çiçek açtıkça, bebek doğdukça, "iyi oldu" demektedir. "O, her an bir iş üzeredir," (Rahman suresi, 30) ayeti, bu iyiliğin kendisinden kaynaklı olduğunu ve o iyiliği düzenli olarak pekiştirdiğini ifade eder. Bu iyiliğin en görünür olanı, anne ilgisi ve sevgisidir. Anne, kalbinde coşkun bir şekilde kaynaşan duygularla her an çocuğuna, "dünyaya gelmek ne de iyiymiş" duygusunu aşılar.

Çocuğa sadece bakım sunarak hayatta kalma isteğini değil, ilgi ve neşesiyle, yaşama sevincini de aşılar. Nazım Hikmet'in kaleme aldığı şu dizeler tam da bunu ifade eder:

"Fevkalâde memnunum dünyaya geldiğime.

Toprağını, aydınlığını, kavgasını ve ekmeğini seviyorum".

Onun gibi pek çok insan, hayatın her çilesini çektiği halde iyimserliğini kaybetmemiş, üretkenliğini son nefesine kadar devam ettirmiştir. Böyle insanların en büyük nasibi, yaşama tutkusu yüksek bir annenin evladı olmaktır. Kutsal kitaplarda takvâ sahibi olanlara vâd edilen yer/ cennet bahçesi/ toprak parçası (toprak her zaman ananın simgesidir) güzel bir mekan olmanın yanında, sevincin ve huzurun da doyasıya yaşandığı bir iklimdir. Bozulmayan tadı, değişmeyen özellikleriyle süt ırmakları ve süzme bal ırmaklarının aktığı yer olarak tanımlanan cennet nimetleri, sadece bedenleri doyurmaz. Ruhları da kana kana doyurur. (Muhammed suresi, 15). Hem bu dünyada hem de ahirette süt, sevginin ilk aktığı kaynaktır. İlgi ve onaylamanın simgesidir. Bal ise yaşamın tatlılığını ve mutluluğunu simgeler. Annelerin büyük çoğunluğu, bebek doğar doğmaz, sevginin ilk görünümü olan sütü verebilmektedir ama pek azı bal da ekleyebilmektedir. Annenin bal verebilme yetisine sahip olabilmesi için sadece iyi anne olması yetmez, mutlu bir kişi de olması gerekir. Bu noktaya erişen annelerin sayısı maalesef ki pek fazla değildir.

Çünkü bazı anneler, geçmişte veya şu anda yaşadığı olumsuzlukların etkisinden kendilerini kurtaramayıp mutsuzluğun pençesine düşerler. Ya da çevreleri tarafından düşürülürler. Bi bırakmazlar ki anne mutlu olsun! Ne acıdır ki insan, en yakınlarından yanar. Ve, mutluluk gibi mutsuzluk da bulaşıcıdır, çocuğa da bulaşır. Ayaklarının altına cennet serilen anneler, her ne olursa olsun, işte o sütü ve balı birlikte vermeye gayret gösteren annelerdir. Bu gayret kendisine de iyi gelecektir. Gerçekten de hem çocuklarda hem de yetişkinlerde, sadece süt emenlerle, süt ve balı beraberce alanları birbirinden ayırmak hiç de zor değildir. (Erich Fromm) Süt ve balı beraberce alanlar, huzurlu, yapıcı ve yaratıcıdır. Sadece süt emenler ise yıkıcı ve baskıcıdır. Öyle yıkıcı ki, kendi kusurlarıyla saklambaç oynarken, başkalarının kusurlarıyla sürekli yakalamaca oynar.

Yavrusuyla konuşurken ağzından bal damlayan, yavrusunu konuştururken de lafını bal ile kesen annelere ne mutlu...

Anneler gününüz kutlu olsun...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?