Giriş…
İki bölümden ibaret bu makale dizisinin konusu İsrail’in kurulmasına temel teşkil eden “Balfour Deklarasyonu” konusunda okuyuculara bilgi paylaşımında bulunmaktır. Makale dizisinin bugünkü ilk bölümünde Siyonizmin ne olduğu ve kuruluş sürecindeki gelişmeler, Balfour Deklarasyonuna giden süreçte iki önemli figür olan Arthur James Balfour ve Lord Walter Rothschild ile Balfour tarafından Rothschild’a gönderilecek mektubun kökenlerinin ortaya çıkışı, devam eden I. Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin artan savaş giderlerinin finansesi için arayış ile siyasî elitlerdeki Siyonizm yanlısı güçlü duygulardan bahsedilmektedir.
Siyonizm Nedir?
19. yüzyılın sonlarında Avrupa’daki Yahudi karşıtı ve dışlayıcı milliyetçi hareketler “Haskalah” denen Yahudi Aydınlanmasına ve siyasî bir hareket olan Siyonizme sebep olmuştur. Siyonizm, Yahudilerin, tarihteki Yahudi devletinin sınırları içinde, kendi kaderini tayin etme hakkını bir devlet kurarak gerçekleştirme ülküsünün ideolojisidir.
Siyonizmin Kurulması…
1896 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nda yaşayan Yahudi gazeteci Theodor Herzl, siyasî Siyonizmin kurucu metni olan “Der Judenstaat” (Yahudilerin Devleti) isimli bir broşür yayımladı. Bu metinde, Avrupa'daki Yahudî Sorununa ve artan Antisemitizme ilişkin yegâne çözümün Yahudiler için bir devlet kurulması ileri sürülmekteydi.
Basel Programı…
27-30 Ağustos 1897 tarihlerinde hazırlanan ve 30 Ağustos 1897 tarihinde İsviçre’nin Basel kentinde gerçekleşen I. Siyonist Kongresi’nde [1] de onaylanan Basel Raporu’nun ilk satırı da şu şekildeydi; “Siyonizm, Filistin'de Yahudi halkı için kamu hukuku altında güvence altına alınmış bir yurt kurmayı amaçlamaktadır.”
WZO…
Bir Yahudi yurdu kurulması amacına yönelik olarak aynı kongrede kısa adı WZO olan World Zionist Organization (Dünya Siyonist Teşkilatı) kurulmuş, önerilen önlemler arasında, Filistin’de Yahudi yerleşiminin teşvik edilmesi, diasporadaki Yahudilerin örgütlenmesi , Yahudi duygu ve bilincinin güçlendirilmesi ve gerekli hükûmet hibelerini elde etmek için hazırlık adımları atılması yer almıştır.
Herzl’in Ölümü…
Herzl , önerdiği Yahudi devleti olan İsrail Devleti’nin kurulmasından 44 yıl önce, gündemini yürütmek için gereken siyasi konumu elde edemeden 1904 yılında ölmüştür.
Weizmann ve Faaliyetleri…
Herzl’den sonra WZO başkanı olan Dr. Chaim (Haim) Weizmann'ın [2] 1904 yılında İsviçre'den İngiltere’ye taşınmış, o dönemde başbakanlıktan istifa ettikten sonra 1905-1906 seçim kampanyasını yeni başlatmış olan Muhafazakâr Parti lideri Arthur Balfour ile Yahudi seçim bölgesi temsilcisi Charles Dreyfus tarafından düzenlenen bir oturumda görüşmüş, İngiltere siyasî elitlerinin Yahudilere, İngiltere sömürgesi Uganda toprakları üzerinde bir Yahudi devleti kurulması planı 1907 yılındaki 7. Siyonist Kongresinde reddedilmiş ve Weizmann “İngilizlerin Londra için Yahudilerin de Kudüs için olduğuna inandığını” söylemiştir.
Weizmann’ın Baron Edmond de Rothschild’le Tanışması…
Ocak 1914 ayında Weizmann, Rothschild Ailesinin Fransız kolundan bir üye ve Siyonist hareketin önde gelen savunucularından biri olan Baron Edmond de Rothschild ile ilk kez Kudüs'te bir İbranî üniversitesi inşa etme projesiyle ilgili olarak tanışmıştır.
Baron’un Katkıları…
Baron Rothschild, her ne kadar WZO’nun üyesi olmamakla birlikte “Birinci Aliyah” olarak bilinen 1881-1903 döneminde Osmanlı idaresindeki Filistin’e Yahudi göçü ve orada kurulan Yahudî tarım kolonilerini finanse etmiş ve bunları 1899 yılında (amacı Yahudilerin baskı ve pogromlara mâruz kaldığı Rusya ve diğer Doğu Avrupa ülkelerinden kitlesel göçünü kolaylaştırmak ve onları Kanada, ABD, Arjantin, Brezilya ve Osmanlı İmparatorluğuna bağlı olan Filistin’de 1891 satın alınan tarım yerleşmelerine yerleştirmek üzere 1891 yılında kurulmuş olan) Yahudi Kolonizasyon Derneğine devretmişti.
Baron Rothschild’in (1845-1934) oğlu James’in de 25 Kasım 1914 tarihinde Weizmann ile bir toplantı talep etmesiyle çabalar meyvesini vermiş, James Rothschild, Weizmann’ı Filistin'e ilişkin Siyonist gündem konusunda İngiliz hükümeti içinde olumlu karşılayacağı düşünülen kişileri etkilemek için görevlendirmiştir.
James, Nathan ve Walter…
James'in Rothschild’in Yahudi eşi Dorothy aracılığıyla Weizmannn, James Rotschild’i, Rothschild Ailesinin İngiliz koluyla tanıştıran Rozsika Rothschild (1870-1940), onun ağabeyi ve aynı zamanda olan zoolog ve eski parlamento üyesi olan ağabeyi Walter Rothschild (1868-1937) ile tanıştırmıştır. Ailenin İngiliz kolunun başı olan ve Siyonizme karşı temkinli bir tutum içinde olan babaları Nathan Rothschild (1840-1915) Mart 1915 ayında ölünce unvanı oğlu Walter’a miras kalmıştır.
Siyonizme İlgi Duyan Önemli Bir İngiliz Siyasî Figür…
1902-1906 döneminde İngiltere’de Muhafazakâr Parti Hükûmetinin başında olan ve I. Dünya Savaşı döneminde de koalisyon hükûmetlerinde dışişleri bakanlığı yapan Lord Arthur James Balfour, [3] 1906 yılında İngiliz Siyonizminin lideri Weizmann ile tanıştığından beri Yahudî millî hareketine ilgi duymaktaydı.
Lord Walter Rothschild…
Lord Walter Rothschild (1868-1937), Rothschild Ailesinin bir üyesi, İngiliz bankacı, politikacı, zoolog ve askerdi. Rothschild Ailesinin İngiliz kolunun başı olan Baron Nathan Rothschild’in (1840-1915) Mart 1915 ayında ölmesi üzerine kamusal ve aile içindeki unvanları oğlu Walter’a miras kalmıştır. Walter Rothschild, 1899 yılından Ocak 1910 genel seçimlerinde siyaseten emekli olana dek Aylesbury’den Liberal Birlik Partisi Parlamento Üyesi olarak görevi yapmıştır.
Mektubun Kökenlerinin Ortaya Çıkışı…
Rothschild Ailesinin İngiltere kolunun başında bulunan Lord Walter Rothscild’in, 1917 yılında Dışişleri Bakanı Balfour’a gönderdiği ve Balfour Deklarasyonu’na da sebebiyet veren meşhur mektubun kökenleri, 1904 yılında Manchester (İngiltere)'a yerleştikten kısa bir süre sonra, İngiltere'de Siyonizm'in önde gelen sözcüsü olan Dr. Chaim (Haim) Weizmann'ın İngiliz halkından ve siyasî elitlerinden destek istemeye başlamasıyla 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır.
Savaşın Artan Giderlerinin Finansesi İçin Arayış…
Devam eden I. Dünya Savaşı’nda İngiltere 1916 yılından itibaren Siyonizme verdiği destek karşılığında giderek ağırlaşan savaşın giderlerini "Yahudilerin" finanse edeceklerini umuyorlardı. Daha da önemlisi, Dışişleri Bakanlığındaki politika yapıcılar, Yahudilerin ABD’yi savaşa katılmaya iknâ edebileceklerine inanıyorlardı.
Siyasî Elitlerdeki Siyonizm Yanlısı Güçlü Duygular…
Bu dönemde İngiltere’deki siyasî elitlerin çoğunda Siyonizm yanlısı güçlü duygular vardı. Başbakan David Lloyd George [4] ve Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour da dâhil olmak üzere birçok İngiliz lider, Yahudilere ve tarihlerine karşı derin bir sempati besliyordu. Koyu dindar Hristiyan Siyonist olan bu şahıslar Modern Siyonizmin ilahî bir vaadi yerine getireceğine ve Yahudileri kadim atalarının topraklarına yeniden yerleştireceğine inanıyorlardı.
Not: Makalenin devamı bir sonraki makaleye planlanmıştır.
© 2025 Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.
SONNOTLAR
[1] Dünya Siyonist Kongresi (Word Zionist Congress – WZC) 1897 yılında Theodor Herzl tarafından Dünya Siyonist Örgütü (Wold Zionist Organization - WZO)’nün en üst organı ve yasama organı olarak kurulmuştur. WZC, görevlileri seçer ve WZO ile dünyanın en büyü Yahudi sivil toplum kuruluşu olan Yahudi Ajansı’nın politikalarına ve fonların tahsisine karar verir. I. Siyonist Kongresi 1897 yılında İsviçre'nin Basel kentinde düzenlenmiş, bunun ardından Siyonist Kongresi 1901 yılında kadar her yıl, ardından 1903-1913 ve 1921-1939 yılları arasında iki yılda bir toplanmış, 1946'ya kadar Kongre, iki Dünya Savaşı sırasındaki kesintiler dışında her iki yılda bir çeşitli Avrupa şehirlerinde toplanmıştır. WZC’nin birincil amacı Filistin'deki Yahudi yerleşiminin ilerlemesi için bir altyapı oluşturmak ve Filistin’de bir Yahudi devleti kurulmasını sağlamaktı. II. Dünya Savaşı'ndan bu yana, toplantılar yaklaşık dört yılda bir yapılmaktadır. Ayrıca, İsrail Devleti'nin kuruluşundan (1948) bu yana Kongre her dört veya beş yılda bir Kudüs'te toplanmaktadır.
[2] Chaim / Haim Weizmann (1874-1952). Siyonist lider ve İsrail’in ilk Cumhurbaşkanıdır. 1897 yılındaki ilk Siyonist Kongresi’ni kaçırmış olmakla birlikte diğerlerine katılmıştır. Balfour Deklarasyonu'nun yayımlanması için uğraşmış, 1920-1931 ve 1935-1946 yılları arasında Siyonist Hareketin başkanlığı yapmış, 1948 yılında İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesi üzerine İsrail’in cumhurbaşkanlığına seçilmiş, bu görevi Kasım 1952 ayında ölene dek sürdürmüştür
[3] Arthur James Balfour (1848-1930). bir İngiliz politikacıdır. 1874 yılında İngiliz parlamentosuna girmiş, 1891 ve 1895 yıllarında üst üste Maliye Bakanı, 1902 yılında Başbakan olmuş,1905 yılındaki seçimlerden yenilgiyle çıkmış, 1911 yılında Muhafazakâr Parti liderliğini bırakmış, 1915 yılında kurulan koalisyon hükûmetine katılmış, 1916-1919 döneminde Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunmuş, 1919-1922 ve 1925-1929 yıllarında da Lordlar Kamarası danışmanlığı yapmıştır.
[4] David Lloyd George (1863-1956). David ön adı, Lloyd George ise soyadıdır. Liberal Partili bir İngiliz siyâsetçidir. 1905 yılında kabineye girmiş, 1908 yılında Maliye Bakanı olmuş, 1916-1922 arasında Başbakanlık yapmış, Başbakan Asquith liderliğindeki Liberal Parti 1916 yılında bölününce, Lloyd George, partinin bir kanadıyla birlikte ayrılarak Muhafazakâr Parti’nin desteklediği bir koalisyon hükûmeti kurmuş ve başbakan olmuştur (05.12.1916). I. Dünya Savaşı’nın son iki yılında, beş kişilik "Savaş Komitesi" ile İngiliz savaş politikasını yönetmiştir. Türk Kurtuluş Savaşı sürdüğü dönemde İngiliz Hükûmetini yönetmiş ve Osmanlı Türkiye’sine karşı son derece sert ve tâvizsiz bir politika izlemiştir. İzmir ve havalisinin, daha önce kendisine söz verilen güçlü İtalya’ya nazaran daha güçsüz olan Yunanistan’a verilmesi İngiltere’nin çıkarlarına daha uygun olduğundan Lloyd George, Yunanların İzmir ve havâlisini işgâl etmesine destek çıkmıştır. Ayrıca Sevr Barış Antlaşması , TBMM Hükûmetinin Sevr Barış Antlaşması’na direnmesi üzerine Yunan Ordusunun Anadolu’ya sürülmesi, 1921 Londra Konferansı’nda Sevr Barış Antlaşması’ndan tâviz verilmemesi, 1922 yazında Yunan Başbakanı Gunaris’in Anadolu’dan çekilme teklifinin reddi, Eylül 1922 ayında Çanakkale Boğazı nedeniyle Türkiye ile savaş noktasına kadar tırmanan gerilim hep Lloyd George’un şahsen yönettiği politikaların ürünüdür. Eylül 1922 ayında çıkan Çanakkale Krizi, Lloyd George’un başbakanlığının sonunu getirmiştir. Bu kriz döneminde sert politikası İngiltere’deki ve sömürgelerindeki politik elitler tarafından kabul görmeyince koalisyonun ortağı olan Muhafazakâr Parti 12 Ekim 1922 tarihinde hükûmetten çekilir. Böylece hem Lloyd George hem de lideri olduğu Liberal Parti İngiltere tarihinde siyâset sahnesinden kaybolur. Savaş sonrasında toplanan Paris Barış Konferansı, Lloyd George’un kariyerinin zirvesi olup. Paris’te kaldığı beş ay boyunca Fransa Başbakanı Clemenceau ve ABD Bşk. Wilson üzerinde kolay bir üstünlük kurar. Savaştan sonra başta Almanya ve Osmanlı Devleti olmak üzere, yeni kurulacak dünya düzenini belirlemekte başrolü oynar.
