Konunun Özünden Kopmamak Gerek

02-09-2022

Ortada bir suç ya da suç iddiası varsa iddiayı ortaya koyan kişi tartışılmadan konu savcılar tarafından araştırılmalıdır. Örneğin birinin bir şey çaldığı videoya alınmışsa videoyu paylaşan kişinin sevilen veya örnek gösterilen bir kişi olmaması videodaki eylemin önüne geçemez…

Hukukçu değilim. Hukuk değerlendirmesi olarak değil yazmıyorum bunları. Vatandaşın devletten beklentisi budur.

Ama Türkiye’de bir buçuk yıldır Sedat Peker’in ortaya attığı yenilir yutulur cinsten olmayan türlü iddialar Sedat Peker’in yeraltı dünyasından biri olduğu gerekçe gösterilerek görmezden geliniyor.

Savcılar nerede diye sorulduğunda da “Mafyadan mı medet umuyorsun?”, “Bunlar Fetö taktikleri” gibi cümlelerle karşılaşılıyor.

En son AKP milletvekilinin ve Saray danışmanlarının içinde olduğu çeşitli yolsuzluk iddialarını gizli çekilmiş bir videoyla paylaşan Sedat Peker’in paylaştığı videonun içeriğini araştırmak, konuşmak yerine video milletvekilinin tesettürsüz halinin paylaşılmasından dolayı namahremine saldırı olarak nitelendirildi.

Bunun üzerine de dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli "Son gelişmeler göstermiştir ki sosyal medyanın denetim altına alınması şarttır” dedi. Ben bu açıklamayı MHP ve Devlet Bahçeli adına çok talihsiz bir açıklama olarak görüyorum.

Hâlbuki AKP’liliği tartışma götürmez biri olan Bülent Arınç’ın twitterdan yaptığı açıklamaya benzer bir açıklama yapılsaydı diğer partilerin seçmenlerinin MHP ve Devlet Bahçeli’ye bakışı şuan bambaşka olabilirdi.

Ne dedi Bülent Arınç?

“Bugün de yapılması gereken nettir. Kapsamlı bir hukukî süreç başlatılmalı ve iktidarı kendilerine zırh edinerek yasadışı işlere tevessül eden her kim var ise adalete teslim edilmelidir.”

Kendisini tebrik ediyorum. Eğer bir açıklama yapılacaksa böyle bir açıklama yapılmalıydı.

Artık halkın adalete güveninin tesis edilmesi elzemdir.

Bir tarafta 9 yaşındaki çocukların ırzına göz diyen sapık sözde hocalar ifadeye çağrılıp “ifade özgürlüğü” bahanesiyle serbest bırakılıyor diğer tarafta ise Gülşen veya Gülşen gibi binlerce kişi hükümetin hoşuna gitmeyen sözlerinden dolayı tutuklanıyorsa orada hukuka güven kalmaz.

Gülşen saçmaladı, genelleme cümleleri yanlıştı. Ama tutuklanacak bir şey yapmadı.

Ayrıca İmam Hatip kutsal bir değer değil. İmam ve Hatip yetiştirmek üzerine kurulmuş bir okul. Bana kalsa yüzde 90’ını kapatırım.

İmam ve Hatip ihtiyacına göre sadece İmam ve Hatip yetiştirmek için belli sayıda okulu açık bırakır, ilahiyat fakültesine giriş için de özel katsayı avantajı getiririm.

Ama meslek lisesi statüsünden başka bir statü vermem.

Diğer Meslek liseleri gibi…

Son söz olarak da şunu ifade etmek istiyorum.  Devlet Bahçeli’nin her konuşmasında AKP ve MHP dışındaki tüm partilere hakaret etmesi, bu partilerin seçmenlerini kırıyor.

Bunu görmüyor olması mümkün değil.

O yüzden kendisine kendi tarzıyla şunu sormak istiyorum.

Devlet Bahçeli bu açıklamalarıyla ne istemekte, neyi amaçlamaktadır?

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?