Liyakat

13-01-2022

Liyakat

Türk Dil Kurumu’nun internet sitesinde liyakat kelimesini arattırdığımızda karşımızda aşağıdaki tanımlar çıkıyor.
- Bir kişinin, kendine iş verilirken güven duyulmasını elde ettiren kalitesi, o işe yaraşması, değim
- Yeterlilik.
- Layık olma, uygunluk, yaraşır olma, değim.
Bir devletin devlet memuru seçerken veya bir pozisyona atama yaparken en başta dikkat etmesi gereken noktadır liyakat. 
Türkiye Cumhuriyeti’nin günümüzde en büyük problemlerinden biridir liyakat. 
Hiçbir diplomasi, bürokrasi tecrübesi olmayan eski milletvekillerini büyükelçi olarak atama adeti liyakatin en üst düzeyde olması gereken Dış İşleri Bakanlığı’nın zayıflamasına neden oluyor mesela…
Atamaların, görevlendirmelerin kişilerin bilgi, birikim ve yeterliliği ile değil iktidarda olan partiye olan yakınlıklarıyla ilgili olduğunu artık bilmeyen, hissetmeyen kalmadı. 
Bu olmaz. 
Tam da bu yüzden insanların umutsuzlukları artıyor, tam da bu yüzden oy verdiği parti seçim kaybettiğinde seçmen her şeyini kaybetmiş hissediyor.
Biliyor ki devlet memuru olması mümkün değil. 
KPSS sınavından kaç alırsa alsın, mülakatta elenecek.
Doğru olmadığını farz etsek bile vatandaşın böyle hissetmesi bir problemin olması için yeterli.
Daha geçen hafta mülakat skandalı ortaya çıkmadı mı?
Ne oldu peki? Bir cevap veren oldu mu?
Benim Tekmeci Yusuf lakabı ile ismini zikrettiğim Soma Maden Faciasında yakınını kaybeden bir protestocuya attığı tekmeyle tanınan, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel’in Almanya Frankfurt Ticaret Ataşesi olarak atanması da tam da liyakat konusuyla ilgili.
Ticari bürokrasi ile ilgili hiçbir eğitimi, deneyimi olmayan birini böyle kritik bir pozisyona atamak zaten problemli bir hareket ama daha vahim olanı bu kişinin geçmişteki kötü imajı atama yapılırken hiç mi düşünülmedi?
Almanya bu kişiye akreditasyon vermedi. 
Almanya’ya teşekkür ediyorum. 
Türk Maden İşçisinin onurunu korudukları için…
İşçi tekmelemekten diplomatlığa giden bir kariyere en azından kendi ülkelerinde dur dedikleri için…
Ama eminim ki devlet yetkilileri bugün, yarın “Ey Almanya sen kimsin ya!” diyerek iç işlerimize karışmamaları konusunda uyarılacaklar. 
Neden böyle bir şey yapıldığına bakılmadan iç siyaset için söylem geliştirecekler. 
Yapmayın.
*** 
Ailesinin zoruyla tarikat evinde kalan Enes Kara’nın intiharı tüm Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Aslında herkesin bu kadar ayağa kalkmasının sebebi Enes’in arkasında bir video bırakmasıydı. Belki de haberimiz olmayan nice Enes’ler var bu ülkede…
İçimiz yandı. 
Bu konuyla ilgili çok şey yazıldı, çizildi. Ben olayı analiz etmeyeceğim. 
Benim bu konuda görüşüm çok net. 
Referansım da yine aynı kişi.
Atatürk…
“Ey millet! İyi biliniz ki,Türkiye Cumhuriyeti,şeyhler,dervişler,müritler, mensuplar memleketi olamaz.En doğru, en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır."
1925 yılında Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Hakkındaki 677 sayılı kanun açıktır…
Ama belli ki bu kanunu uygulamak kimsenin işine gelmiyor bari böyle evlere izin verilmesin. 
Tüm özel yurtlar derhal kamulaştırılsın! 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?