Yine Fener'e Hüsran

27-11-2021

Yine Fener'e Hüsran

Fenerbahçe derbi galibiyetinin ardından büyük bir moral ve motivasyonla gitmişti Atina’ya. Bir nevi koltuğunu sağlama aldığını hisseden Vitor Pereira’nın takımı ekstra bir motivasyonla maça hazırlayacağını düşünüyordum.

Mesut Özil’in sakatlığı moral bozsa da takımdaki kaliteli ayakların fazlalığı bu zor deplasmanda üç puanı getirebilirdi. 

Aslında maça etkili başlayan taraf da Fenerbahçe oldu. Taraftarın ve Ali Koç’un baskısıyla 4lü savunma anlayışına geçen Pereira sol bek de Novak’ı sağ bek de ise Osayi-Samuel’i sahaya sürdü. Tandemde ise Kim ile Tisserand vardı. Bu noktada şunu söylemekte fayda var. Fenerbahçe sezon başı transfer döneminde 4lü savunma kurgusuna uygun hiçbir oyuncu transfer etmedi. Sol bekte Novak ve sağ bekte Nazım dışında diğer oyuncuların bek oyuncuları değiller. Dolayısıyla aslında alternatifsiz bir savunma hattı olduğunu söyleyebiliriz. Bu dizilişte devam edilecekse ara transfer döneminde mutlaka iki kanada da bek transferi şart diye düşünüyorum.

Rakibin sol tarafında tanıdık bir yüz olan Onyekuru’nunsüratini Osayi-Samuel ile durdurma planı işe yaradı. Defansif özellikleri çok zayıf olsa da Osayi Onyekuru’ya geçit vermedi. 

İlk 20 dakika Fenerbahçe istediği oyunu da oynadı. Ancak futbolda gol atmadığınız sürece topla ne kadar oynadığınızınne kadar şut çektiğinizin bir anlamı olmadığı da malumunuz. Keza yüzde 75 topla oynayan Fenerbahçe’de İrfan Can’ın direkten dönen şutu ve yine aynı İrfan’ın Berisha’ya servisi sonrasında kaçan fırsat Fenerbahçe’nin bir şekilde golü bulacağı izlenimi veriyordu. 

Ancak beklediğimiz gibi olmadı. Olympiakos ilerleyen dakikalarda oyunu dengeledi ve Fenerbahçe’nin baskısını kırdı. Takımın bal yapmayan arıları Zajc ve Rossi’nin etkisiz oyunu, Sosa’nın arka arkaya iki maç çıkaracak kondisyonunun olmaması takımın ileride çoğalmasını engelledi. 

Mert Hakan’ın enerjisi futbol zekası eksikliğinden dolayı istenileni veremedi. Berisha ise top kontrol etmeyi unutmuşa benziyordu.

Türk Futbolunun en büyük probleminin de fiziksel güç olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Gelirleri Türk Lirası giderleri Euro olan kulüplerimiz futbolculara Hollanda takımlarından daha fazla maaş veriyor. Ama sahada oynanan oyunun ciddi bir fiziksel güç eksikliği olduğunu gözlemlemek zor değil. Durarak futbol oynuyoruz. Ve bu fiziksel yetersizlik ekonomik yetersizlikle birleşince önümüzdeki yıllarda bizi giderek geriye düşürecek.

Tekrar maça dönecek olursak maçın son anına kadar aslında iki takımda skoru değiştirecek üretkenlikten uzak bir görüntü çiziyordu. Pereira’nın gol bulmak için 3lüye dönmesini anlamaya çalışsam da yedekte oyunu değiştirebilecek Serdar Dursun ve Valencia gibi hücum oyuncularının olmaması Fenerbahçe ofansını negatif etkiledi. 

Sonuç olarak Fenerbahçe’ye 1 puan tam olarak yetmiyordu ama son dakikada gelen golle Avrupa macerası bir alt turnuva olan Konferans Ligi’nde devam edecek. 

Açıkçası Fenerbahçe’nin geçen haftalardaki gibi aşırı kötü oynadığını düşünmüyorum. Ama bugün eksik olan şeyin bireysel olarak oyuncuların performanslarının düşük olmasına bağlıyorum. 

Son söz…

Ne zaman arka arkaya iki maç oynayacaksın Mesut?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?