Hedeflerine ulaşmak isterken kendi kendinin önüne taş koyduğunu hissettin mi? Belki de seni durduran, düşmanın değil… seni korumaya çalışan içsel sabotajcın.Bir yanın “artık değişeceğim” derken, diğer yanın “zaten yine yapamayacaksın” mı fısıldıyor?Her Pazartesi diyete başlamaya niyet edip bir sonraki Pazartesi’ye ertelediğin oldu mu?Eğer bu satırları okurken başını onaylar gibi salladıysan, içindeki sabote eden parçayla tanışma vaktin gelmiş demektir.Bilinç “artık sağlıklı olacağım” derken, bilinçaltı “ama bu çok zor, zaten hep geri dönüyorsun” diye direnç gösterir. İşte bu, bilinçle bilinçaltının sessiz mücadelesidir. Tüm gün diyete sadık kalırsın, akşam bir parça çikolatayla zincir kırılır. Sonra “olsun, küçük bir kaçamak” dersin. Ama bu tekrarlandıkça kendine olan güvenin sarsılır. Artık mesele irade değil, alışkanlıkların direncidir. Çünkü beynimiz, her zaman tanıdığı alanı güvenli bulur.Değişim tehdit gibi algılanır; bilinçaltı seni koruduğunu sanırken aslında aynı döngüye hapseder.Bu nedenle, verdiğin kiloları geri almak ya da başladığın işi yarım bırakmak, sadece motivasyon eksikliği değildir. Bu, beynin konfor alanını koruma refleksidir.
Fark Etmek Değişimin İlk Adımıdır
Kendini sabote ettiğini fark etmek, dönüşümün başlangıcıdır. Kendini yargılamak yerine, iç sesini dinle. O ses, seni durdurmaya çalışırken aslında korkularını anlatıyor olabilir.
Hatırla: Fark etmek, değişimin ilk adımıdır. Haftaya bu sabotajın düşünce ve davranış kalıplarını birlikte keşfedeceğiz.Sevgiyle ve farkındalıkla kal.