Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 19 Ekim'de yapılan cumhurbaşkanı seçiminden zaferler çıkan muhalefet lideri Tufan Erhürman, göreve başlamasının ardından, seçim öncesinde söylediği şekilde, Kıbrıs çözüm müzakerelerinin yeniden başlaması için düğmeye bastı.
Ancak bu sefer önceki sol eğilimli cumhurbaşkanlarının aksine, masaya koşulsuz oturmayacağını söyledi ve dört madde sıraladı.
Bu maddelere Rum tarafı "ön koşul" adını verse de, Erhürman ve ekibi dört maddenin metodoloji koşulları olduğunu söylemekte ve ön koşul olmadığı vurgusu yapmakta.
Erhürman'ın sunduğu dört madde özet olarak,
1) Siyasi eşitliğin ve dönüşümlü başkanlığın kabulü,
2) Müzakerelerin başlaması halinde bir takvime bağlanması,
3) Bugüne kadarki yakınlaşmaların kabulü,
4) Rum tarafının masadan kalkması halinde Türk tarafının yeniden eski statüsünde kalmayacağının ve statüsünün ne olacağının en başta karara bağlanması.
KKTC Cumhurbaşkanı bu önerileri geçtiğimiz hafta yapılan görüşmede Rum tarafına iletti.
Ardından bu öneriler BM'nin de katılımıyla bu hafta yapılan üçlü görüşmede ele alındı.
İlk etapta Rum tarafı siyasi eşitliğe yeşil ışık yaktı ve üçlü görüşme sonrasındaki ortak metinde bu durum yer aldı.
Ancak, "BM parametrelerine bağlı ve siyasi eşitlik temelindeki çözüm" ifadesi Kuzey'de tartışma yarattı.
Her ne kadar da Erhürman bu ifadelerin "federasyon modelli bir çözüm" anlamı taşımadığını söylese de, bazı çevreler söz konusu ifadelerin federasyonun konuşulmasının kabulü anlamı taşıdığını iddia etmekte.
Bu noktada bir hatrılatma yapmakta fayda var.
Şöyle ki, beş yıl önceki seçimde göreve gelen Cumhurbaşkanı Tatar, federasyon modelinin artık görüşülmeyeceğini ve onun yerine iki devlete dayanan bir çözümün artık masaya gelmesini gerektiğini söylemiş ve bu politikayı savunmuştu.
Türkiye de hem söz konusu modele destek vermis ve hem de federasyon modelinin Kıbrıs için artık mümkün olamayacağı vurgusu yapmıştı.
Bu durum başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Fidan olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti'nin en üst düzey isimleri tarafından da bir çok kez dile getirilmişti.
Peki şimdi ne oldu da Erhürman içerisinde federasyon modelinin de bulunduğu zarfı açmış ve oradan BM parametrelerinde bir çözüm ve siyasi eşitlik ifadelerinin çıkmasını sağladı..?
Bu zarfın hem önceki KKTC yönetimi hem de TC tarafından mühürlenmiş olduğunu biliyoruz.
Bu noktada iki soru yanıt beklemekte:
1) Erhürman zarfın mührünün Türkiye'nin de olurunun alarak mı söktü, yoksa tamamen kendi karar mıdır..?
2) Zarftan başka hangi ifadeler çıkacak, federasyon zarfta mı kalacak..?
İşte bu iki sorunun erken bir zamanda yanıt bulması lazım.
Yoksa KKTC yine çok ciddi iç tartışmalara teslim olacak...