Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler'in 80'inci genel kurul toplantısında yapmış olduğu konuşma bir kez daha göstermiştir ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs konusunda ne istediğini çok iyi bilmekte ve ne yaptığını da çok iyi planlamaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özellikle çözüm modeli üzerine söyledikleri hem Kıbrıs'taki Türkler hem de neredeyse aynı oranda Rumlar için de son derece önemli ve de değerlidir.
Sayın Erdoğan'ın federasyon modelinin artık olmayacağının kanıtlandığını ve bu model üzerine bir arayışa tekrar geri dönülmeyeceğini söylemesi tarihi bir dönüm noktasıdır.
Bu tarihi dönemeç Kıbrıs'taki Türkleri kendi devletlerine ve egemenliklerine sahip olacakları mecraya doğru yöneltecektir.
Kıbrıs Türkleri böylelikle hem kendi devletlerine ve egemenliklerine sahip olacaklar, hem de yıllardır maruz kaldıkları ambargo ve izolasyonlardan da kurtularak hak ettikleri ekonomik seviye yanında kültürel ve sportif haklara da kavuşacaklardır.
Tüm bunlar temel insan haklarıdır ve kimse Kıbrıs Türklerinin bu taleplerinin karşısında duramaz.
Aynı zamanda Kıbrıslı Rumlar için de büyük bir fırsat kapısıdır.
Yıllardır sürdürdükleri "mağdur" edebiyatından artık kurtulacaklar ve hayali korkuları nedeniyle sürdürdükleri başka ülkelerin kuyruğuna takılı kalma durumu da sona erecektir.
Gasp ettikleri devletin haklarından sağladıkları ekonomik refahın sefasını çok daha rahat sürebileceklerdir.
İşte Türkiye hem Kıbrıs Türklerine hem de Kıbrıslı Rumlara daha iyi bir gelecek sağlayacak olan yeni bir çözüm modelinin güçlü destekçisi olmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu modelin, yani egemen eşitliğe dayanan iki devletli çözüm modelinin artık konuşulması gerektiğini, eski ve tükenmiş modellerinin bir daha gündeme gelmeyeceğinin altını çizmiştir.
Federasyon modeli 2017 yılında gerçekleşen ve Rum tarafının masayı terk etmesiyle sonuçsuz kalan Crans Montana zirvesinde ömrünü tamamlamış bir modeldir.
Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da bunu o günkü açıklamasında teyit etmiştir.
Mustafa Akıncı siyasi ömrünü federasyon üzerine bir çözüm arayışı ile tüketmiş bir siyasidir. Ve o bile Crans Montana sonrası "bizim nesil için son şanstı, artık yeni nesiller yeni modeller üzerinde durmalıdır" sözlerini sarf etmişti.
İşte bu gerçekler ışığında bugün artık TC ile KKTC'nin uyum içerisinde yürüttükleri yeni bir politika yürürlüktedir.
Bundan sonraki tüm adımlar bu çerçevede atılacaktır.
Görünen odur ki, Türkiye bu konuda son derece ileri bir projeksiyon ile hareket etmektedir.
Bugüne kadar kat edilen olumlu mesafe de bunun göstergesidir.