Yazar Serkan Günel

Biraz sizi tanıyabilir miyiz?

39 yaşındayım, bekarım, birlikte yaşadığım muhteşem bir kızım var. Hayatımın ilk 20 yılı İzmir’de geçti. Yüksek öğrenim içim Bolu’ya taşındım. Matematik eğitimi almam soyut düşünme yeteneğimi geliştirdi.

Çocukluk yıllarında bilime ve edebiyata ilgim başladı. Orta öğretim ve lise yıllarından beri çok sayıda yayın takip ederim. Bugünkü gibi internet çağında yaşamadığımız için çeviri yapılmış yerli yayınların az sayıda ve yetersizdi. 

Bildiğim yabancı diller sayesinde yurtdışında çıkan akademik yayınları eş zamanlı takip etme fırsatı yakaladım. İnternetin hayatımıza girmesiyle çok daha kolay oldu. Yazmaya olan merakım aslında okumayla başladı. Yazmadan önce okuma olduğu aşikar. Okumaya ilgimin babam sayesinde başladığını söyleyebilirim. Klasikleri, Türk ve yabancı yazarları sonradan okusam da bilimsel makaleler asıl ilgi alanımdı. Yazmak kesinlikle çok büyük bir eylemdir. Yazdıklarınızın nesiller sonrasında bile okunabilecek olması asıl motivasyon kaynağım. Okumanın insana çok yönlü düşünme fırsatı yarattığını deneyimlemiş biri olarak bilimsel yayınlarda atıf yapılan farklı türdeki eserleri de inceledim. Sanat tarihi, tasavvuf ve felsefe bunlardan bazıları. Okumanın kattığı bilgileri sorgulamak ve bilimin cevap aradığı soruları düşünmek beni felsefeye yönlendirdi. Bilimin cevaplamadığı hakikat arayışı, varoluş ve zaman gibi konular hakkında düşünmem felsefenin gerekli olduğu inancımı güçlendirdi. Din ve bilimin bıraktığı tüm boşlukları felsefenin doldurduğunu gördüm.

Yazmanın manevi bir haz verdiği ortada. Yazmamın temelinde şu var aslında, Serkan Günel bir insan ve Bergama’da doğdu. Bolu’da okumuş bir adam. Yazdığım zaman yarattığım karaktere dönüşüyorum. Kitaplarımda ne kadar çok karakter varsa hepsi benim aslında, yazmak benim için kendimle konuşmak ve bir ihtiyaç. Yazdığım romanlarda kurduğum farklı evrenlerde yaşamak ise büyük bir haz. Yazmadan önce okumak gerektiği kaçınılmazdır. Yazdıklarımın edebi bir dilde olması benim için önemli. Kitaplarımda edebi teknikleri kullanmak biten bir eseri zamansız yaptığını savunuyorum. Evrensel ve zamansız eser bırakmanın ilk kuralı kesinlikle budur. Yazdıklarımı ben hissedersem okuyucu da hissedeceği düşüncesi okurun kurguda benimle olmasını hissettirdiğinden olmazsa olmazım.

Kitabınız yeni çıktı biraz içerik alabilir miyim?

Frekanslar Ülkesi, diğer romanlarım gibi bir bilimkurgu romanı. Eseri kaleme almadan önce geniş bir araştırma ve düşünme süreci geçirdim. Katı bilimkurgu türünde yazdığım bir eser olduğundan bilime bağlı kalmam olmazsa olmazımdı. Kitap boyunca okuyucunun merakını canlı tutacak bir karakter yarattım. Kitap aslında ezoterik bir kurgu. İnsanın varoluşuna ve zamana aşkın olabilmesine ilişkin bir tür zihin oyunu. Ana karakterin sıradan hayatının değişime uğramasıyla okuyucunun karakter dönüşümüne tanıklık edecek ve serüvene ortak olacaksınız.

Alternatif zamanlarda geçen kurgu boyunca düşünmenin büyük bir eylem olduğu ve gerçeğin kendisi olduğunu hissedeceksiniz. Fizik ötesine uzanan zihin oyunlarını okuyucunun sezgisine bıraktım.

İlk kitabınız mı?

Frekanslar Ülkesi okurlarımla buluşan üçüncü eserim. Bu romanım da bilimkurgu türünde. Yazma sürecim devam ederken bende okuyorum. Eserlerime kattığım yeni kurgular dışında tüm kitaplarımda ortak olan tek bir duygu var. Yeni kitabımın okuyucuyla buluşması ve onların takdirine sunmam.

Nelerden esinlendiniz bu çıkardığınız kitabınızda?

Frekanslar Ülkesi’ni kaleme alırken tüm yazarlar gibi benim de ilham kaynağım var. Bu benim için kesinlikle alternatif bakış açısı sunmaktır. Esin kaynağımı tek bir noktaya odaklamak doğru olmaz, çoklu okumalarım ve düşünme sürecimin ardından dışa vurum diyebilirim. Varoluşçu yazarların yaptığı gibi okuyucuyu düşünmeye yöneltmek yegane hedefim oldu.

Diger çıkardığınız kitaplarınız hakkında biraz bilgilendirir misiniz ?

Orph-10 (Zerzevan – Zamansallık) okurlarımla buluşan ilk kitabım olduğundan benim için özel. İlk romanım bilimkurgu türünde bir eser. Anadolu’da bulunan yüzlerce antik kentten biri olan Diyarbakır’da bulunan Zerzevan kalesinde yürütülen kazı çalışmaları sırasında kaleme aldığım eser Zerzevan kalesi hakkında yazılmış ilk roman olma özelliği taşıyor.

Kazı başkanı Doç. Dr Aytaç Coşkun hocama da teşekkür etmek isterim. Bu romanda zamanın bir yerinde gözlerini zerzevana açan bir soylunun gizli tarikatların kontrolünde inisiye edilmesinin ardından evreni kontrol edebilmesini okuyucuya sundum. Uzak bir gelecekte geçen ve bilimi lehine kullanan iktidar ve benlik mücadelesi veren kök zihnin savaşını anlattığım eser, insanlığın kendi gerçekliğine ulaşma mücedelesidir. Bilim ve teknolojinin kişisel hırslarla tekelleşmesini insanlığın sonraki adımı olarak sunduğum sürükleyici bir roman.

Bilim tek kişinin hizmetinde kötüye kullanıldığında insanoğlunun elinde sadece mutlak zihin kalır. Okuyucuya sunduğum distopik dünya mitolojiye bakış açınızı değiştireceği de kesin..

‘The Code of God’ ingilizce olarak kaleme aldığım bir eser bilindik bir yabancı platformda e-book ve dijital basım olarak dünya okuruna sunduğum ikinci romanım. Amazon’da 36 ülkede satışta olan kitap bir yazar olarak dünyaya açılmanın hazzını yaşattı. Bu romanım da fantastik öğelere yer vermiş olmam eserime farklı bir boyut kazandırdı. Zaman sorunsalını okuyucuya zihin felsefesi üzerinden sunarak derinlik kazandırdığım eserde tanrılaşan insanlığın tüm varlıkla savaşını ele aldım.

Yapmak istedikleriniz?

Serkan Günel ismiyle birçok roman sizleri bekliyor. Frekanslar Ülkesi yayınlanalı çok olmadı. Fizik ötesi konuları temel alarak sizlerle buluşacak eserlerimle sizlerle olacağım. İlk romanında geçen Zerzevan kalesi hakkında bir belgesel filmiyle sizlerle olmayı planlıyorum. Editörlüğünü yapacağım bir çok kitap da olacak. Yakın zamanda senaryosunu yazdığım bir eser ekranlarda olacak. Romanlarımın daha fazla okuyucula buluşması için yurtdışı bağlantılarımı arttırıyorum. Kalıcı eserler bırakmak ve sizlerle olmak istiyorum.

Uzak bir gelecekte geçen ‘Orph-10’, bilimi lehine kullanan iktidar ve benlik mücadelesi veren kök zihnin savaşıdır. İnsanlığın kendi gerçekliğine ulaşma mücadelesidir. Bilim ve teknolojinin kişisel hırslarla tekelleşmesi ve insanlığın sonraki adımıdır.

Değerli Yazar Serkan Günele Başarılarının devamını diliyoruz..