Bir kadının “hayır”ı…
Basit bir kelime, ama bazı erkekler için en büyük meydan okuma.
O iki hece, kimi için sınır; kimi için kışkırtıcı bir oyun.
Ve işte tam da burada başlıyor dünyanın en tehlikeli yanılsaması:
Kadının reddi, “rıza eksikliği” değil, “avın direnci” gibi görülüyor.
Ne kadar konuşursak konuşalım, eerkek egemen sistem hâlâ kadının bedenini “kamusal mülk” gibi yönetmeye devam ediyor. Ve her dokunuş, her bakış, her “şaka” aslında aynı şeyi söylüyor: “Senin sınırın benim keyfimle belirlenir.” Dünya değişiyor ama zihinler hâlâ mağarada.
Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum’un tacize uğrayıp “Bu tüm kadınlara yönelik bir saldırıdır” demesi, yalnızca bir bireyin öfkesini değil; yüzyıllardır süren sessizliğin çığlığını da temsil ediyor. Devletin zirvesindeki bir kadın bile, kalabalığın ortasında bedenine uzanan izinsiz eli durduramıyorsa, sıradan bir kadının sokağa güvenle çıkma ihtimali ne kadar?
Bu taciz olayı bu hastalıklı zihniyetin vitrini.
Bir erkek, “hayır” kelimesini işitince geri çekilmek yerine ileri atılıyor.
Çünkü ona çocukluğundan beri şunu öğrettiler:
“Kadın naz yapar.”
“Biraz diretirse olur.”
“Hayır, aslında evettir.”
Bu ezber, yalnızca kadınları değil, erkekleri de çürüttü.
Cinsellik bir paylaşım değil, bir fetih haline geldi.
Sevgiyle değil, güçle ölçülür oldu.
Oysa rıza, insanlığın en basit ama en derin anlaşmasıdır.
Ve o anlaşma bozulduğunda, hiçbir temas masum değildir.
Bir kadının “hayır”ı, aslında onun en net kimlik beyanıdır:
“Ben varım, benim sınırım var.’’
Ama bazı erkekler, bu cümleyi tehdit gibi algılıyor.
Çünkü kadının sınırı, erkeğin alıştığı üstünlüğü sarsıyor.
Ve bu sarsılma, kimi zihinlerde erotik bir güç oyununa dönüşüyor.
Oysa hiçbir “hayır”, flört değildir.
Hiçbir “dur”, oyun değildir.
Ve hiçbir kadının reddi, erkekliğe saldırı değildir.
Kadının “hayır”ı tahrik etmemeli öğretmeli.
Sınırın, rızanın, saygının anlamını öğretmeli.
Çünkü o iki hece, insan olmanın en basit sınavıdır.
Ve ne yazık ki dünya hâlâ bu sınavdan geçemiyor.
“Taciz, bir suçtur.” Bu cümle artık sadece bir yasa maddesi değil, bir direniş manifestosu olmalı.
