Öfke, artık sokakta, evde, işte her yerde!
Toplumda biriken öfke, ekonomik sıkıntılar, sosyal adaletsizlik, yozlaşan değerler, değer erozyonu…
Peki bu kısır döngü nasıl kırılacak?
KJ: ‘‘Marulu beğenmedi, market çırağını hastanelik etti’’
KJ: ‘‘Yaşlı kadının camını kırıp darp ettiler’’
KJ: ‘‘Esenyurt’ta kıraathaneye pompalı saldırı’’
KJ: ‘‘Valizini bulamayan kadın güvenliğe saldırdı’’
(KJ: Haberlerde veya programlarda ekranda, alt bantta gördüğümüz kısa başlıklara denir.)
Haberleri açtığımızda karşımıza çıkan bu manşetler artık günlük hayatın ‘’normal’’ bir parçası gibi sunuluyor. Vehaberleri izlerken ‘‘Acaba bugün hangi sebze veyahut eşyadan dolayı kavga çıktı?’’ Marulun tazeliği, valizin kaybolması yada tavla zarının yanlış gelmesi… Hepsi bir anda sokakta, markette, kahve de şiddette dönüşebiliyor.
Peki Neden Bu Hale Geldik?
Gelin tek tek irdeleyelim, irdeleylim ki daha iyi bir yaşam nasıl mümkün el ele verip bir şeyleri düzeltelim.
Ekonomik Stres: Geçim derdi belimizi bükmüş, elektrik, su, kira, market fişi derken milletin sinir teli kopma noktasına geldi. E haliyle sinirlerimiz 7/24 titreşim modunda
İletişim Beceriksizliği: İki çift laf etmeyi unutmuşuz. Eskiden gel bir çay içelim konuşalım vardı şimdi gel konuşalım deyince karşı taraf yumruk hazırlıyor.
Caydırıcılığın Zayıflığı: Ceza sistemi Netflix dizisi gibi 2 bölüm izliyorsun (2 gün içerde kalma) sonra sezona kaldığın yerden devam.
Medyanın Dili: Sevgili medyamız da sağ olsun. ‘’Pompalıya Bastı’’ manşeti öyle aksiyon havasında ki, neredeyse devamı yarın saat 20.00’de’’ diyecekler.
KJ: ‘Öfke bulaşıcı, sabır tedavi edici’
KJ: ‘Şiddetle değil, sözle çöz’
KJ: ‘Şiddet olayına yasal işlem’
Olayı haberden çok hikâye gibi süsleyen başlıklar yerinenormaleştirilmeyen bir dil kullanılmalı
Sosyal Medya Etkisi: Klavye delikanlılığı gerçek hayata taşındı. Sosyal medyada birbirine laf sokan, gerçek hayatta da yumruk atmaya başladı.
Dinlerin Şiddette Bakışı
Her fırsatta Müslümanlığımızla övünüyoruz ama dinimizin şiddete bakışı çoğu zaman unutuluyor.
Kur’an: ‘‘Allah adaleti, iyiliği ve yakınlara yardım etmeyi emreder; Hayasızlığı fenalığı ve azgınlığı yasaklar.’’(Nahl 90)
Peygamberimiz (s.a.v.) ‘‘ Müslüman elinden ve dilinden diğer Müslümanların emin olduğu kimsedir.’’ (Buhari, Müslim)
Şiddet yerine sabır, güzel söz, affetme tavsiye edilir.
Haksız yere cana kıymak, Kur’an’da tüm insanlığı öldürmekle eş değer tutulur (Maide 32)
‘‘Güçlü olan güreşte rakibini yenen değil, öfkesini yutabilendir’’
Gerçek bir Müslüman öfkesini yenen, merhameti önde tutan haksızlık karşısında adaletle hareket eden kişidir. Şiddet öfkenin sabırsızlığın ve imanın zayıflığının bir göstergesidir. Yani öfkeyi kontrol etmek, İslam da hem ahlaki hem de ibadet değeri taşıyan bir erdemdir.
Sadece İslam değil; Hristiyanlık, Yahudilik, Budizim,Hinduzim vb. bütün inanışlar hem insan hem hayvanlara karşı şiddeti yasaklar.
Şiddet aynı zamanda etik değerler açısından da kabul görmez.
Çözüm Var mı?
Var ancak kolay değil. Öncelikle:
Bu tarz olaylar karşısında bireysel olarak ne yapabiliriz?
Kendi öfkemizi fark edip durmalıyız. Tanık oluyorsak olayı provoke etmeden polisi aramalıyız. Şiddeti normalleştiren ‘AA İYİ YAPMIŞ ’ gibi söylemlerden uzak durmalıyız
Kendi çevremizde öfke anında geri adım atma kültürünü yaymalı, sosyal medyada şiddet videosu paylaşmak yerine çözüm önerileri paylaşmalıyız.
Toplum Olarak Ne Yapabiliriz?
Eğitim sistemine ‘Empati Öfke Kontrolü ve İletişim’ dersleri eklenmeli. Mahallelere arabuluculuk sistemleri kurulabilir, böylece olay polise gitmeden çözülebilir. Belediyelerde ücretsiz psikolog randevuları yaygınlaşmalı.Medya şiddeti teşvik eden içerikleri azaltmalı.
Devlet adalet sistemini hızlandırmalı ve caydırıcılığı artırmalı. Bununla birlikte kamuya açık yerde şiddetin net ve hızlı cezası olmalı. Komşumuzu, akrabamızı, arkadaşımızı koruyacak, sosyal bağlarımızı yeniden güçlendirmeliyiz.
Unutmayalım; Şiddet bir günde patlayan bir volkan değil o volkanı yıllarca besleyen ekonomik, sosyal ve kültürel fay hatları var. Eğer bu fay hatlarını onarmazsak, haber bültenlerimiz şiddet haberleriyle dolmaya devam edecek.
