Bir Müjde de Benden...

Bir Müjde de Benden...
30-12-2022

Yaşı elli ve yukarısında olanlar çok iyi hatırlar. Ne zaman mevcut siyasal iktidar kan kaybetse yada oy kaybedeceği kaygısında olsa neredeyse her gün bir yerlerde petrol bulurdu. Ülkenin kazılmadık yeri kalmazdı neredeyse. Toplum bu şekilde avutulur, yaşanılan sıkıntı bir şekilde geçiştirilirdi. Ve günün sonunda istedikleri neredeyse olurdu. Seçim geçer, kazanır ve söylenenler, bulunan rezervler bir daha konuşulmazdı. Ta ki aynı kaygılar yeniden ortaya çıkana kadar ya da seçim yaklaşana kadar. Şimdi bakıyoruz da aradan geçen onca zamana rağmen zihniyet değişmemiş. Sanırsın Türkiye petrol ve doğalgaz denizi üzerinde yüzüyor. Haliyle insan soruyor. Nerede o kadar bulunan kaynaklar? Hazır doğalgaz demişken bakın aklıma ne geldi. Geçtiğimiz günlerde yine bir müjde verildi.  Fatih Sondaj Gemisi, Çaycuma-1 sondajında denizin 3 bin 23 metre altında “58 milyar metreküplük doğal gaz rezervini keşfetti”. Gelin çok basit ve kaba bir matematik yapalım. Günlük 10 milyon m3 deniliyor. Yılda 3.6 milyar m3 eder. 2030’a kadar bu kadar ondan sonra da günlük 1.5 milyon m3 üretileceğini söylüyor bakan. Bunları toplayınca 110 milyar m3 ediyor. Erdoğan’ın verdiği rakam toplam hacimdir. Kimse bunun tamamını üretemez. Dünyada hiçbir banka bu gibi aramaları finanse etmez çünkü çok risklidir.

Türkiye, halihazırda doğalgaz ithali için yapılmış uzun dönemli anlaşmalar dolar üzerinden yapıldığı için kötü giden ekonomi ve yükselen döviz kuru nedeniyle gaz fiyatlarının da yükseldiği bir gerçek. Bu nedenle özellikle Rusya’dan indirim, taksitli ödeme veya yerel paralarla gaz ticareti yapılması için müzakere edildiği haberleri sürekli basında yer buluyor. Petrol ve doğalgaz aramalarında 19 yıldır verilen müjdelerin vatandaşa yansıması ise genelde zamlarla oluyor. Enerji patronlarının zararının karşılanması için faturalara yapılan zamlar yetmiyor, üstüne hükümet BOTAŞ üzerinden sübvansiyon yaparak gazi şirketlerinin kârını artırmaya çabalıyor. Bu durum birkaç yıl öncesine kadar en çok kâr eden kuruluşlardan biri olan BOTAŞ’ın zarar etmesine sebep oldu. Şimdi gelelim en can alıcı yere. Karadeniz’de  bahsedildiği kadar gazımız var mı bilmem ama millet olarak gazla çalıştığımız kesin. Bir şirket var ki çok enteresan hikayesi var. Tam ismi. Trillion Energy. Kanadalı bir şirket bu. Bu şirket,  tamamı Türkiye ait olan “ Mavi Vatan” sınırı içindeki Akçakoca sahasının yüzde 49’una ortak edildi. Şimdi anladınız mı müjde kime verildi? Henüz çıkarılmamış kaynaklarımızın yarısını bu şirket alacak. Sevr’i imzalayanlar daha namusluydu dediğimde de bana küsüyorlar. İçine sokulduğumuz durumun Osmanlı’nın son zamanlarıdan ne farkı var?  Bu şirketin adı aslında, Park Place Energy'di. Tesadüf olsa gerek Akçakoca sahası TPOA tarafından 2004 yılında keşfedildi, Park Place Energy şirketi de tam da bu tarihte kuruldu. 9 yıl gözle görünür bir faaliyet yapmadı desek yeridir hani. 2013 yılında, Akçakoca sahasının yüzde 37'sini satın aldı. 2017 yılında, şak, Akçakoca sahasındaki payını yüzde 49'a yükseltti. 2019 yılında, adını değiştirdi, Trillion Energy oldu.

Akılda kalan sorular?

Mavi vatan'daki haklarımıza ortak edilen trilyon şirketi neyin nesi?

Bu imtiyazı kim verdi?

Hangi anlaşmayla verildi?

Niye bu şirkete verildi?

Akdeniz’deki doğalgaz haklarımız için neredeyse her ülkeyle savaşı göze alıyoruz da Karadeniz'deki doğalgaz haklarımızı niye Kanada'ya veriyoruz?

MEMLEKETİN DAHİLİNDE İKTİDARA SAHİP OLANANLAR GAFLET, DALALET VE HATTA İHANET , İÇİNDE OLABİLİRLER.HATTA BU İKTİDAR SAHİPLERİ,ŞAHSİ MENFAATLERİNİ MESTEVLİLERİN SİYASİ EMELLERİ İLE TEVDİT EDEBİLİR. MİLLET, FAKRUZARURET İÇİNDE HARAP VE BİTAP DÜŞMÜŞ OLABİLİR.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?