Cam Fanus Hayranlarına...

Cam Fanus Hayranlarına...
05-07-2023

Periler,cadılar,prensesler, süper kahramanlar ile büyüyen tüm küçüklere…En çok biz inandık masallara. En çok biz kırıldık o yüzden. Büyüdük en çok cam fanusta büyüyen küçüklere üzüldük. Çünkü en iyi biz biliyorduk o cam fanus kırıldığında canımızın nasıl acıyacağını.

Geçenlerde okula bir kitap geldi. Kim gönderdi? Bilmiyorum, yazmak istememiş adını belli ki. Üzerine çok da düşünmedim.

Beyinin ilizyonlarını anlatan makale tadında, duygusallığı içinde bir tutam dahi barındırmayan, tamamen bilimsel araştırmalara dayanan, tez tadındaki bu kitap; beni saatlerce ağlattı. Makale okurken ağlayan ilk ve tek canlı türüyüm ama incelenmeyi reddediyorum. Havadan nem kapmak mı özdeşim kurmak mı onu da bilmiyorum.

Henüz tabletin olmadığı, sabah bizimkilerin uyanması için elma şeklinde şirinler kitabını milyonlarca kez okuduğum yıllar. Ablamla bizimkilere kahvaltı hazırladık diye asla yenmesi mümkün olmayan karışımlarla uyanmalarını beklediğimiz yıllar… İşte ben o günlerde etrafımdaki herkesi bir masal kahramanına çevirmiştim. Öğretmenim bir cadıydı. Ödevimizi yapmadığımızda elinde cetveliyle gezen, uzun burunlu çirkin bir cadı. Asla uzun bir burnu oktu ama olsun cadıydı ve cadıların uzun burunları olurdu. Saçlarım kısa olduğu için beni mantara benzeten tüm çocuklar Gargamel’di. Bu liste uzar…

Ama bir de süper kahramanlarım vardı benim dünyamda. Hep iyiyi, doğruyu savunan, benim için yeryüzündeki cennetin gölgeleri. Kusurları var mıydı o zamanlarda da bilmiyorum.

Hiç görmedim… Onlar her zaman dev kadar büyük, Şirin Baba kadar bilge, Pamuk Prenses kadar güzellerdi. Ben hep öyle gördüm. Öyle inandım.

Bir gün nedeni bilinmez ama çıkmak istedim cam fanustan, keşke hiç çıkmasaydım ya da hiç yok olmasaydı kusursuzluklar ülkesi. Zihnin illüzyonu sonsuza kadar devam etseydi.

Süper Kahramanım kötü kalpli deve dönüşmeseydi. Tüm gerçekler bir anda batmasaydı ayaklarıma.

Neyse…( İşlerin içinden çıkamadığımda en sevdiğim sığınak olur kendisi.) Demem o ki, kim gönderdi bu kitabı bilmiyorum ama eğer bu satırları okuyorsa bir teşekkür olsun benden.

Aaa diğerlerimiz mi? Cam fanusta çıkmaya hazır olduğunuzda ayağınıza batan camları da ekleyin hesaba. Aaa bir de kalan diğerlerimi mi? Cam fanusta değil bırakın sokakta düşmeyi öğrensin çocuklar. 30 yaşında düşmeyi öğrendiklerinde canların daha çok acıyormuş. Ben öyle duydum…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?