Gece saat 2:00 uyumak ve kahve içmek arasındaki o ince çizgideyim. Kazanan: Kahve….
Eren, Gizem ve koyu bir sohbet de kahvenin bu geceki ikramı. Açılışı Pegasus çalışanlarının sosyal medya paylaşımlarındaki işten çıkarmayı hak edip etmedikleri ile başlıyoruz. Masadaki her kafadan farklı bir ses, farklı bir yorum…
Kimi iyi olmuş hayatlarının dersini aldılar diyor kimi sosyal medya paylaşımları mesleği nasıl bu kadar etkilerci kimi hukuki terimler hazırladığı makalesini paylaşıyor heyecanla. Bu tartışma konusunun bizi buluşturduğu ortak payda; sosyal medyanın artık kimliğimizin bir parçası olduğu hatta pek yakında nüfus cüzdanlarımızın yanına ek olarak sosyal medya kimliklerimizinde çıkarılacağı oluyor. Sosyal medyadan başlayan oturum yazılım mühendisliği ve yeni dünya yetkinlikleri ile son buluyor.
Ben Eren’in hikayesini aldım o gün cebime, uykusuz kaldığına değer bir hikayeydi…
Yıldız Teknik Üniversitesinde Kimya Mühendisliği bölümünü birincilikle bitiriyor; sene 2009. Tam o yıl babasını kaybedince kardeşlerinin kolu kanadı olmak, okutmak, iyi yerlere getirmek tek gayesi oluyor. Kız kardeşinin motivasyonunu sağlamak için üniversite sınavına birlikte giriyorlar hatta dönem boyunca birlikte hazırlanıyorlar; kimin daha çok net yapacağı tartışmalarıyla geçen dönemde iki kardeşte derece yaparak çıkıyor sınavdan. Eren’in ikinci üniversite serüveni de bu şekilde başlıyor. Tam rahat bir nefes aldığını düşünürken kardeşinin “Ben bu bölümü okumak istemiyorum.” diyerek üniversitesi bırakması, kardeşi için var olan kaygıları yeniden yüklüyor. Kardeşine bir süre dinlenmesi için süre vererek yurt dışı görevine gidiyor. Üç ay sonra ülkeye döndüğünde kardeşinin 20.000 TL maaşla bir yazılım şirketinde çalışan olması en güzel hediye oluyor. (O yıllarda asgari ücret 1.300 TL sıydı yani 20.000 TL o yıllarda hele ki lise mezunu biri için çok güzel bir paraydı.)
Bilgisayar oyunlarının bağımlısı bu küçük hanım günlerce bilgisayarın başından kalkmıyor. Gece gündüz… Bu sefer bilgisayar oyunlarına farklı bir pencereden bakmak için. Amacı bir meslek sahibi olmak değil. Yalnızca MERAK onu uykularından eden. Kısa sürede de internet üzerinden yazılımla ilgili var ne yok öğreniyor. Programlama dillerini,bilgisayarın sistemini,yazılım tasarımını…. Kendi tasarladığı uygulamayı bir yazılım şirketine sunulmasıyla birlikte rotasını belirlemiş oluyor. Eren tüm bunları dinledikten sonra kolları sıvayıp kardeşinin nasıl öğrendiğini kaydederek Pdf dönüştürüyor. Pdf anlatamayacağı kısımlar için de kardeşinin gençleri desteklemesini istiyor. “Bu ülkeye bir borcumuz onu da eğitimle ödeyeceğiz.” diyerek tanıdığı tanımadığı herkese bu hikayeyi anlatıyor. İsteyenleri Pdf okuduktan sonra kardeşinin eğitim verebileceğini söylüyor. Bugüne kadar 20.000 TL maaşı duyan azimli 20 genç Pdf alıyor. Alıyorlar almasına da sonrasında Eren’i arayan kaç kişi olmuş derseniz sıfır yani hiç… Üzülüyorum dinlerken ama Eren’in gözündeki ışık hiç sönmeyerek devam ediyor:
“Biliyorum ki bir gün içlerinden biri beni arayacak ve ben borcumu ödeyeceğim.” diyor.
Eren’e göre yeni dünya düzeninde bilişime hakim olmayan toplumlar bıçak sırtında kalacak. Yeni çağ bilişim teknolojilerine hakim olanların olacak. Peki ya sence?
Adem KURUN 2 yıl önce