Dünya Nereye Biz Nereye?

23-07-2022

Alışılmış çaresizlikler çağını yaşıyoruz. Zihinlerimiz kurgulandığı noktaları aşmakta zorlanıyor. Algılarımızla oynanmış gibi davranıyoruz. Üzerimizde sergilenen oyunlara karşı direniş göstereceğimize hepten  teslim oluyoruz. Aşmamız gereken engeller yıkmamız gereken duvarlar var. Bugün küresel oyun kurucuların fikri saldırılarına karşı mağlubiyet pskolojisine girersek yarın her türlü işgale karşı boyun eğmek zorunda bırakılacağız.

 Dünyanın gelecek 40 yılına dair insanlık üzerinde fıtrata aykırı bir şekilde planlamalar yapıldığı bilimsel deneylerin uygulandığını artık bilmeyenimiz yok.  Mevcut insan tipinden yenibir cins ortaya çıkarma projesi son sürat devam ediyor. Bilim adamları bizi yanıltmıyorsa ki öyle bir durum gözükmüyor. Cüneyit Zapsu’nun Youtube’taki konuşması felaketin bütün detaylarını izah ediyor. Zapsu’nun  izlenimlerine göre  Sadece zihinleri değil  ortaya çıkan yeni insan modellinin bütün iradesi elinden alınacak iradesi elinden alınmış toplulukların toprakları dahil olmak üzere varlık alanları perişanlaştırılacak. Yenidünya düzenini küçük bir elit grup yönetecek ve bağımsız düşünebilen insan soyunu yok edecekler.

 Yani  Dünya yeni bir yöne doğru evriliyor. Biz ise kısır çatışmaların küçük çalışmaların büyük gürültüsünde bir türlü yönümüzü bulamıyor yerimizi tayin edemiyoruz.  Türkiye’nin idaresine talip milletvekillerinin şehirlerin idaresine talip başkan adaylarının  tartışmalarına kavgalarına baktığımda eyvah diyorum eyvah. Dünya nerede bizimkiler nerede.  Aday olamadığ ya da başkan seçilemediğinde ı zaman dünyanın sonunun geldiği pskolojisine giren ucuz politika aktörleri ortalığı kaplamış durumda. Oysaki bizim büyük dertlerimiz büyük meselelerimiz var. İnsanın fıri haline saldırılıyor insanlık yok edilmeye çalışılıyor ama beyefendileri  o koltuğa oturmazsa kıyametin kopacağı havasını verebiliyor.  Beyinlerin heklendiği sistemlerin kilitlendiği ülkelerin işgal edildiği bir zamanda oturduğunuz o koltukları da size bırakmayacaklar beyler.

 Ne zaman Türkiye evrensel manada söz söyleme iradesine doğru yönelse iç karışıklıklar artırılıyor suni gündemler oluşturuluyor ve biz tekrar başa dönüyoruz. Her darbe bizi elli yıl sonrasına geri götürüyor. O yüzden yirmi yılı geçmeden darebelere maruz bırakılıyoruz. Fakat bizim teslim olmamaız küçük hesaplardan sıyrılıp büyük planları tasarlamamız gerektiğini evrensel gelişmeler bize gösteriyor.

 Ülke olarak kalıplarımızdan ve kalıplaşmış düşüncelerden sıyrılıp bilimde sata kültürde sınırları aşmamız gereken günleri yaşıyoruz. Sadece bizim için değil sorumluluğunu omzumuzda hissettiğimiz ümmet coğrafyası içinde buna mecburuz. Ufkumuzu yükseltmeli  hedefimizi büyütmeliyiz. Yerel seçimler gelir geçer genel seçimler gelir geçer ama dünyayla olan yarışımız bitmez. Dünyayla yarış içine giremeyen artık kendi içindeki yarışı da kaybeder durumun fotografı budur.

 Türkiye için düşünen Türkiye içi,n üreten siyaseçilerimize sanatçılarımıza bilim adamlarımıza zaman zaman bu büyük ödevleri hatırlatmakta fayda var. Çünkü Türkiye artık eski Türkiye değil. Yeni, Türkiye devler liginde müsabakaya girmeli alnının akıyla insanlık için kendini motive etmelidir.

Yeni bir ivmeye doğru evrildiğimiz şu çağda Türk milletinin oyun ve eğlenceye suni gündemlere küçük işlere vakti yoktur ve olmamalıdır da. Yeni Türkiye’ye  İstikbal ve istiklal sevdalalılarına  Üstadın  meşhur şiirindeki gibi selenmenin tam vaktidir:

 Sen bir devsin yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?