Medeniyetler Kuran Muallimler Nerede?

07-08-2022

Eğitimin varoluşu insanlık tarihi kadar eskidir. Eğitim meselesi geçmişten günümüze hep gündemde olmuş bundan sonra da olmaya devam edecektir. 

İnsanın bütün faaliyetlerinde her türlü sosyal ve ferdî hareketlerin başında eğitim gelir. Eğitim fıtri bir ihtiyaçtır. İnsanlar yeteneklerini eğitimle artırır, birikimlerini eğitimle çoğaltırlar.

Türkiye’nin modernleşme serüveninde en çok konuşulan meselelerin başında eğitim gelmektedir. Eğitim meselesi düzelirse bütün sorunların çözüleceği anlayışıyla sürekli arayış içine girilmiştir ve bugüne geldiğimizde de bu yöndeki arayışlar devam etmektedir.

Tarih boyunca her toplumda, kendi nesillerine sahip olduğu değerleri aktarma noktasında eğitimin gücünden yararlanılmıştır. Biz de millet olarak büyük bir medeniyet mirasından ve geniş kültür birikimimizden süzülerek gelen değerleri gençlerimize aktarmalıyız. 

 Benmerkezci, içinde yaşadığı toplumun meselelerinden uzak, kazanma uğruna dostlarını harcayabilecek karakterlerin çoğalması eğitimin temel meselelerindendir. Sokrates "İnsan bilerek kötülük işlemez, kötülüğün kaynağı cehalettir." der. Bu söz derin anlamlar taşımaktadır. 

Kendi medeniyet ve kültürümüzün insana yüklediği anlamı, değerleri ve faziletli davranış kalıplarını mutlaka yeni nesillere aktarmalıyız.

 

Tarihimiz model şahsiyetlerin örnekleriyle doludur. Eğitim sistemimiz bu örnek şahsiyetlerin rol modelliğini öne çıkarmalı, onların üstün karakterlerini özendirici hâle getirmelidir.

Eğitimde en büyük sorumluluk her zaman olduğu gibi kıymetli öğretmenlerimizdedir. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki Fatih Sultan Mehmed’in tarihin sayfalarına altın harflerle yerleşmesinde en büyük pay hocasında, yani öğretmenindedir. Yavuz Sultan Selim gibi bir cihan padişahı yalnızca hocasının önünde eğilmiş, dünyaya gücünü ispat etmiş bir sultan iken hocasına hürmetinde hiç kusur etmemiştir.

Eğitimin önemli meselelerinden birisi de öğretmen yetiştiren eğitim fakülteleridir. Bu fakülteler, mezun ettikleri öğretmenlerin mesleki alandaki verimlilikleri ve eksiklikleri hakkında sağlıklı bir tespitte bulunarak çözümler üretmelidir. Eğitim fakülteleri bu toplumun değer yargılarına uygun medeniyet mirasını reddetmeyen ders kitaplarını çoğaltmalı, öğrencilerini de bu anlayışla yetiştirmelidir.

 

Eğitim kurumlarımız da öğrencilerimize bir insan bir dünya anlayışıyla yaklaşmalıdır. Her şeyden önce çocuklarımızı hayata hazırlamalı, sadece sınav merkezli yetiştirmemeli, mutlak başarıya şartlandırmamalıdır. Başarı sadece testlerle, bol maaşlı mesleklerle sağlanmaz. Küçük yaşlardan itibaren yarışa sokulan çocuklarımız, çocukluklarını yaşamamakta, hayallerinden mahrum kalmakta, çocuklukta yaşaması gereken güzelliklerden koparılmaktadır.

 

Sadece sınavlarda çıkacak sorularla sınırlı kalınmayıp hayatın her alanında ihtiyaç duyacakları erdemle de buluşturulmaları gerekir. Gönüllerini hoşgörü ve sevgiyle dolduracak esasta çalışmalar yapılmalı, Mevlâna gibi, Yunus Emre gibi öncüler rol model olarak sunulmalıdır. Bu sevgi ve hoşgörü ihtiyaç duyulduğu kadar işlenirse aileden başlayarak bütün topluma dalga dalga yayılır ve yaşanabilir bir dünyanın önü açılır.

 

 

 

Devletimiz büyük gayretle okul ihtiyacını gidermekte, okullarımızın teknik ihtiyaçların giderilmesi noktasında gözle görülür ilerleme kaydedilmektedir. Okul binalarımız artmakla birlikte yarının Türkiye’sinin örnek ve öncü gençlerini yetiştirme heyecanı içinde olacak öğretmenlerimizin motivasyonları da artmalıdır. Çünkü dünyanın en iyi okulunu yapın, içini çağın teknolojisine uygun bütün gereçlerle doldurun, eğer öğretmen faktörünü gözardı ederseniz hiçbir anlamı yoktur. Ne mutlu ki gittiğimiz okullarda ülkemizin yarınlarını yoğuran öğretmenlerimizin istikbalimiz olan çocuklarımızı en iyi şekilde eğitmek için çırpınışları ve gayretleri bize ümit vermektedir. Eğitimde öğretmenin rolü büyüktür.

Öğretmenin sadece bir öğrenciyi ve sadece bir okulu değil bütün toplumu dönüştürücü gücü vardır. Çeşitli başarılara imza atmış okullarımıza baktığımızda başarının ardında fedakâr ve idealist öğretmenlerimiz olduğunu görürüz.

 

Eğitim üzerine kafa yoran, fikir yürüten düşünce adamlarımızdan Nurettin Topçu'nun öğretmene yüklediği anlam derindir. Merhum Topçu şöyle der:

 

“Kaderimizin hakikatinin işleyicisi, karakterimizin yapıcısı, kalbimizin çevrildiği her yönde kurucusu odur. Fertler gibi, nesiller de onun eseridir. Farkında olsun olmasın, her ferdin şahsî tarihinde muallimin izleri bulunur. Devletleri ve medeniyetleri yapan da, yıkan da muallimlerdir.”

 

Hülasa eğitim alanında önemli adımlar atılmış, muhtevayı iyileştirmek için sürekli bir gayret sarf edilmiş olsa da eğitimin sorunlarına yönelik çözümler sürekli gündemde tutulmalıdır. Teknolojinin ve zamanın getirdiği hızlı değişimin önce eğitim alanında dikkate alınması gerekir. İstikbalimiz eğitimle doğrudan bağlantılıdır. Biz de bu sebeple önce eğitim önce eğitimci diyoruz. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?