DURDURULAMAYAN RUS HEGEMONYASI

20-12-2021

DURDURULAMAYAN RUS HEGEMONYASI

Gelinen noktada Rusya artık kendi stratejik hamlelerini teker teker atarak ilerleme düşüncesinde olduğu anlaşılmakta. Çünkü Batı İttifakı Rusya karışısında artık ciddi bir caydırıcı güç değildir.

Bu stratejik hamlelerin temel hedefi Rusya tarafından ‘yakın sınırdışı bölgeleri’ olarak adlandırılan eski Sovyet coğrafyasında Rus hegemonyasını sağlamak, gerekirse askeri güç kullanarak veyahut bu ülkelerin etnik çeşitliliğini Dağlık Karabağ, Moldova veya Donbas’ta olduğu gibi fırsata dönüştürerek Batı İttifakı’nı buranın dışında tutmaktır.

Satranç oyununun en fazla sevildiği ülkelerden biri olan Rusya adımlarını bir satranç ustası gibi atmaya devam edecek. Doğalgazı elinde bir koz olarak tutarak Batı İttifakı’nın sınırlarını zorlamaya devam edecektir. Son haftalarda Bosna-Hersek’te kurulu olan hassas dengeyi bozmak için Sırpları kışkırtarak AB’nin çok önem verdiği Batı Balkan coğrafyasında nifak bombasının pimini çekmiş bulunmakta. Bu durum Rusya’nın tahrip gücünün boyutunu gözler önüne sermektedir.

Beyaz Rusya’yı yıllardır Avrupa kurumlarından tecrit ederek,sözde muhalefeti ülkenin ‘otokrat’ yönetimine karşı maddi ve manevi olarak destekleyerek Rusya’nın kucağına oturtan Batı Birliği, Ukrayna’da da ikircikli davranmaya devam ediyor. 1990’ların başında Ukrayna, Belarus (Beyaz Rusya) ve Kazakistan’ı ellerinde Sovyetler’den kalan nükleer silahları Rusya’ya teslim etmeye güvenlik karşılığında ikna etmişlerdi.Ukrayna ve diğer ülkelere yönelik herhangi bir askeri saldırı veyatehdit anında destek sözü vermişlerdi. Bu sözün ancak güçlü ve hiç görülmemiş ‘yaptırım’ olduğunu ABD başkanı Biden geçenlerde bizzat açıkladı. Yani sahada Ukrayna üstün Rus kuvvetlerine yem olacak, Batı İttifakı ise kınama ve yaptırımlarla yetinecek. Ve tabii ki Rusya’dan mümkün mertebe doğal gaz tedariğine devam edilecektir.

Ukrayna hududunda Soğuk Savaş’ın bitiminden beri 170 bin askerile görülen en büyük yığınak maalesef iyiye alamet değil. Ukrayna’ya gireceği kesin gözüyle bakılsa da, Rusya başkanı Putin aslında burada Batı İttifakı’nın tepkisinin sınırlarını test etmektedir. Ukrayna’ya açılacak her hangi bir askeri harekâtın Batı İttifakı’nın ciddiyet ve tereddütlerini de ortaya koyacaktır. Şayet Ukrayna göz göre göre Rusya’nın insafına terk edilirse, Putin Rusyası burada durmayacak Eski Sovyet İmparatorluğu’nu kurmak için stratejik satranç hamlelerine devam edecektir. Bu durumda Polonya ve Baltık cumhuriyetleri Batı İttifakı tarafından ne derece askeri olarak korunabileceği sorgulanacaktır.

Ukrayna Batı İttifakı’nın pasif tutumundan ne kadar hayal kırıklığına uğramış olsa da Türkiye’den temin ettiği Bayraktar TB2 ınsansız uçaklara güvenmek zorunda. Çünkü bunların İkinci Karabağ Savaşı, Libya İç Savaşı ve Türkiye’nin Suriye harekâtlarında gösterdikleri üstün performans bir umut ışığı olabilir. Ancak envanterdeki 12 adet Bayraktar TB2 Ukrayna’nın hedeflediği 48 adet bile olsa Rusya’nın devasa yığınağına karşı ne kadar etkili olabliceği şüphelidir. Putin’in İkinci Çeçenistan Savaşı’ndan tanıdığımız acımasızlığı ise son derece ürkütücü.Görünen o ki bilfiil Batı’nın askeri desteğini alamayan Ukrayna Rusya’nın 170 bin kişilik yoğun ve acımasız askeri baskısına karşı aciz kalacağıdır.

Bunun neticesinde Polonya, Baltık ülkeleri ve Kazakistan dahi kendilerini Rusya’nın uzun vadeli emellerinin hedefinde göreceklerdir. Ancak bu ülkeler Ukrayna’yı savunamayan bir Batı İttifakı’nın kendilerini ne derece savunabileceğini sorgulamalıdır.Ukrayna’da durdurulamayan Rusya diğer ülkelerin de istikrarını aynı yöntemlerle bozacağı aşikârdır. Bu ülkelerdeki Rus etnik varlığını Ukrayna’daki gibi tahrik etmek Putin gibi karizmatik bir lider için zor olmasa gerek.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?