Kıbrıs Rum yönetimi Ukrayna-Rusya olası anlaşmasının "Toprak" başlığı "emsal olur" kaygısı içerisinde kıvranmaya başladı.
Avrupalı liderlerin Ukrayna'nın sınırlarının değişmesi olasılığındaki `U` dönüşü bu yöndeki kaygıları beslemekte.
Ukrayna ile Rusya arasında varılması beklenen anlaşmada yer alacak "Toprak" başlığı altında Ukrayna'da sınırların değişmesi olasılığı bulunması ve bunun Kıbrıs sorununda emsal olabileceği Rum yönetiminde endişe yarattı.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, bu korku ekseninde, ana konusu Ukrayna meselesine barışçıl çözüm arayışları olan üç ayrı telekonferansta Ukrayna'nın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini istedi.
Bu noktada Hristodulidis'in kastettiği toprak bütünlüğünün aslında Ukrayna olmadığını, 1960 yılında kurulan ve 1963 yılında yıkılmasına rağmen hala gasp altında tuttukları "Kıbrıs Cumhuriyeti" toprakları olduğunu elbette çok iyi bilmekteyiz.
Ukrayna'daki gelişmeleri ve Rusya ile olası bir anlaşmanın Kıbrıs'a yönelik yan etkiler yapabileceği bilinciyle hareket eden Rum hükümeti bir anda koşulsuz bir Ukrayna savunucusu haline dönüşüverdi.
Ne kadar enteresandır ki, bu tutumları ile yılların müttefiki ve aynı zamanda aralarında Ortodoks kardeşliği bulunan Rusya ile karşı karşıya gelmeyi bile göze aldılar.
Hatta gidişata göre, Ukrayna ile Rusya arasında varılacak bir anlaşmaya destek verecek olan Amerikan Yönetimi ve Avrupa Birliği ile de ters düşmeyi göze almışlar.
Elbette bunu göze alamazlar, alamayacaklar da.
Ancak görünen köy de kılavuz istemez.
Rusya'nın anlaşma şartlarının ilk maddesi, savaş sonrası sınırlarının kabul edilmesi. Bundan asla geri adım atılmayacak.
Bu duruma savaşın sona ermesi hatırına ve belki de ilerleyen dönemlerde benzer durumları kendi çıkarlarına kullanmak üzere, ABD de sıcak bakıyor.
Hal böyleyken Rum hükümetinin çok fazla şansı bulunmuyor.
Çünkü Ukrayna-Rusya anlaşması elbette bir uluslararası anlaşma olacak ve sonrası için de benzer durumlarda emsal teşkil edecek.
En başta da Kıbrıs'ta.
Kıbrıs'ta 1974 Kıbrıs Barış harekatı ile oluşan durum halen korunmakta.
İmzalanan ateş kes anlaşması ile mevcut sınırlar içerisinde iki ayrı devlet kendi egemenliğinde varlığını sürdürmekte.
Geçen yüzyılın ortasında kalan BM Güvenlik Konseyi kararlarına dayanarak bugüne kadar gelmiş olan Rum hükümeti dünya üzerinde oluşacak yeni konjonktürler karşısında kalacağı çaresizliğin endişesini yaşamakta.
Bakalım Rusya-Ukrayna meselesi ne zaman hallolacak ve sıra Kıbrıs'a ne zaman gelecek..
Çok fazla zaman geçmeden bu aşamaya varacağımızın bilinciyle o döneme şimdiden hazır olmalıyız.
