Savaş muhabirleri, savaşan ülkelerin silahlı kuvvetlerine mensup olmadıkları halde ve savaşmadıkları halde tüm operasyonlara dahil olan medya temsilcileridir. Savaş muhabirleri, ilgili ülkelerin kurumlarından savaş muhabiri olduklarına dair gerekli yasal izinleri alınmasının ardından, savaş bölgesine girmelerine müsaade edilen ve uluslararası hukuk kuralları ile Cenevre sözleşmesinin ilgili maddeleri gereği korunan uzman gazetecilerdir. Muhabirler savaşa dair sıcak çatışmaların yaşandığı savunma hattında ordunun koruması altında görev yaparlar. Savaş muhabirlerinin birincil görevleri savaş bölgesinde yaşananlarla ilgili olarak tüm doğru bilgileri hızlı bir şekilde sosyal medya aracılığıyla kamuoyunu bilgilendirmek, yaşanan felaketler ile zulüm ve adaletsizliklerin bir an önce durdurulması ve insanların yaşadığı acıların sonlandırılması için sivil inisiyatifi harekete geçirip, kamuoyu oluşturmaktır. Savaş muhabirleri başta olmak üzere dünyadaki tüm iyi insanların varlık sebebi, kötü insanların yapabileceği zulüm ve haksızlıkların önüne geçebilmek için bir sigorta görevi üstlenmektir. Bu sebeple savaş muhabirleri savaş ortamında yaşanan tüm zorlukları, acıları sosyal medya kuruluşları aracılığıyla canları pahasına yaptıkları haber sayesinde bizlere aktararak, savaşın biran önce sonlandırılmasının gerekliliğine inanan iyi insanları harekete geçirmeyi sağlayacak ilk adımı, ilk ivmeyi, ilk güç gösterisini ve ilk farkındalık yürüyüşünü başlatabilen insanlardır. Savaş muhabirlerinin yaptıkları kutsal görev sayesinde savaş hattında olup, bitenleri tüm çıplaklığıyla insanlığın gözleri önüne serebildikleri için kitleler yaşanan zulmü, dehşeti, haksızlığı görüp ancak bu sayede harekete geçebilir. Yoksa savaş bölgesinde yaşananları bilemediğimiz için savaş kimsenin umurunda olmazdı. Savaş muhabirlerinin mesai mevhumu olmaksızın yaptıkları görev sayesinde savaş bölgesinde yaşananları görüyor ve biliyoruz. Yoksa kimsenin tahmin bile edemeyeceği işkencelerin asla önüne geçilemezdi. Ancak iyi insanlar başka milletleri oluşturan insanlarının yaşadığı zorlukları, haksızlıklarını anlayabilirler. İyi insanlar, iyi insanlar, insanların dini, dili, kültürü yaşam tarzı her ne olursa olsun savaş nedeniyle zarar gören tarafların masum çocuklar, kadınlar, masum insanlar ve hayvanlar ile tabiat ana olduğunu görebilirler. Yaşanan adaletsizliğe maruz kalan, milletlerin neler yaşadığını ancak savaş muhabirleri sosyal medya kanalları vasıtasıyla bizlere yansıtıp, o zorlukları bizlere anlatabilir. Bizlerin yaşanan acıları ruhumuzda hissetmemizi ve masum insanların çığlıklarını kulaklarımızla duymamızı sağlayabilirler. Bugün Ukrayna da Filistin de yada dünyanın her hangi bir yerinde süren savaşların etkilerini ve yaşananları her yönüyle bizlere gösterip, yaşanan acıları durdurabilmemiz için elimizi taşın altına koyup, harekete geçmemizi ve savaşın soğuk yüzünü farklı bir bakış açısıyla dünyanın vicdanına sunan savaşın diğer bir tarafı olan savaş muhabirleri ve televizyoncuları sayesinde öğrenip, görebilmekteyiz. Ayrıca savaşın ortasında kalan o insanların başlarına gelenleri bizlerin anlamasını, gerektiğinde yaşananları duygusal ve psikolojik olarak anlamlandırmamızı ve hareket geçip, savaşı durdurmak adına verilebilecek mücadeleyi tetiklemek için canhıraş görev yapan tüm savaş muhabirleri yaptıkları görevin insanlık adına olduğunu, bizlerin gözü kulağı olmak için yaptıkları görevin niteliğini, yüceliğini üstün cesaretleri ile kanıtlayan birer barış elçisi olduklarını, savaş hattında görüntü ve bilgileri elde etmeye çalışırken bazen savaşan tarafların bombardımanı ve silahlı güçlerin yaptığı silahlı savunma neticesinde yaralanabildiklerini, hatta hayatlarını kaybettiklerini görmekteyiz. Savaş muhabirleri bu görevi yerine getirirken bu durumu bilerek hareket etmektedirler. Muhabirler, savaş bölgelerinde eziyet gören sivil halkın susturulup, zarar görmemesi için verdikleri çaba olağan üstü ve çok büyük anlam taşımaktadır. Savaşın tüm ayrıntılarıyla bizlere ulaşmasını sağlayan bu insanlarında tıpkı askerler gibi madalyayı hak eden savaşın gizli kahramanları olduklarını tüm dünyanın görmesi gerekmektedir.
Özellikle bu dönemde dünya zorlu bir süreçten geçmektedir. Savaşlar, bütün dünyanın dengelerini değiştirecek ve dünya kamuoyunda farklı etkilerde bulunacaktır. Şu anda örnek olarak, İsrail ve Filistin arasındaki yapılan savaşta canlı medya yayınlarında; Türk gazetecileri çok büyük fedakarlıklar göstererek, yayınlarını medya kuruluşlarına ve izleyicilere ulaştırmaktadır. İki Araştırma şirketine göre, Türkiye de 13 - 16 Ekim arasında en çok izlenen savaş canlı yayınlarını, CNN Fulya Öztürk 2,60 izlenme oranı - Habertürk Çetiner Çetin 2,02 izlenme oranı - Habertürk Mehmet Akif Ersoy 2,01 izlenme oranı - TGRT Emre Diner 1,96 izlenme oranı gerçekleşmiştir. Bu oranlar Tüm Türk gazetecilerinin başarısının da göstergesi olmuştur.
