Azerbaycan Bayrağına

Azerbaycan Bayrağına
13-10-2023

GİRİŞ…

1937-1938 döneminde Stalin tarafından SSCB bünyesindeki Türk illerinde gerçekleştirilen Büyük Tasfiye, Büyük Temizlik ya da Repressiya bağlamında sözde mahkemelerde mesnetsiz ithamlarla yargılanıp ölüme mahkûm edilen aydınlardan biri de 13 Ekim 1937 tarihinde kurşuna dizilerek öldürülen Azerbaycan Türkü, Azerbaycan Milli Marşı’nın güfte yazarı, Azerbaycan’ın yerli ve millî aydını Ahmed Cevad (1892-1937)’dır.

Bugünkü makalemizde Merhum Ahmed Cevad’ın öz ve edebî yaşamı, bir şiiri ve bu şiirin bağlamını okurlarımızla paylaşacağız.

 

ÖZ VE EDEBÎ YAŞAMI

Azerbaycanlı şair. Azerbaycan Millî Marşı'nın güfte yazarı ve Bolşevik-Ermeni işgâli altındaki Azerbaycan topraklarını kurtarmak üzere Kafkas İslam Ordusu Gence’ye geldiğinde duyduğu tarifsiz sevinç üzerine ‘Selam Türkün Bayrağına’ başlıklı şiirini Türk askerine armağan eden şair, çevirmen, 1933 yılında Azerbaycan Yazarlar Birliğinin üyesi ve profesör.

İlk şiirleri 1913 yılında yayınlanır.  İlk şiirlerinde I. Dünya Savaşı’na girmiş olan kardeş Türk halkına olan sevgilerini de dile getirmiştir.  ‘Çırpınırdın Karadeniz’ adlı şiirini de işte bu yıllarda yazar. 1916 yılında ise ilk şiir kitabı olan ‘Koşma’ adlı kitabı yayımlanır. 1919 yılında ise ikinci kitabı olan ‘Dalga’ adlı kitabı yayınlanmıştır.

Balkan Savaşı esnasında İstanbul’a gelerek İstanbul’da kurulan Kafkas Gönüllü Kıtalarına katılarak Trakya Cephesindeki muharebelere katılır. Azerbaycan’a döndüğünde Sarıkamış Harekâtı sonrası ve Doğu Anadolu’nun Ruslar tarafından işgâli üzerine Azerbaycan’da kardeş Türk halkına yardım amaçlı kurulan Azerbaycan Hayriye Cemiyetinin faaliyetlerine aktif bir şekilde destek olur. I. Dünya Savaşı’nın sonuna doğru Kafkas İslam Ordusu bünyesindeki Azerbaycan birlikleri ile Bakü’ye kadar gelir.  Bu dönemde, Bakü’nün Yasamal Dağında düşmanlarla yapılan muharebelere de Kafkas İslam Ordusu saflarında fiilen katılır.

Şairin ünlü ‘İstiklâl Uğruna Şiirler’ kitabı 1928 yılında İstanbul’da yayınlanır. 1920-1922 döneminde Kuba Halk Maarif (Eğitim) Müdürü olarak görev yapmış, 1922-1927 döneminde de Pedagoji (Eğitim Bilimi) Enstitüsünün Tarih ve Filoloji Fakültesinde eğitim almıştır. 1930-1933 döneminde de Gence'de Azerbaycan Tarım Enstitüsünde Azerbaycan ve Rus dilleri kürsüsünde öğretmen, doçent ve kürsü başkanı olarak görev yapmıştır. 

1934 yılında Azerbaycan Devlet Yayınlarının tercüme bölümünde editör, 1935-1936 döneminde de ‘Azerbaycan’ stüdyosunda Belgeseller Şubesi Müdürü olarak görev yapmıştır. Özgürlük ve Azerbaycan halkının istiklâli konusunda verdiği mücâdeleler, yazdığı şiirler ve düşüncelerinden dolayı Proleter Yazıcılar Teşkilatı tarafından “karşı devrimci” olarak suçlanmaya başlanmış, Stalin’in ‘Büyük Temizlik’ adıyla bilinen tasfiye hareketi sonucunda, ‘karşı devrimci’ olarak suçlanıp hapse atılmış, hapsedildikten sonra korkunç işkenceler görmüş, idam cezasına çarptırılmış, 13 Ekim 1937 tarihinde de idam edilmiştir.

1955 yılında SSCB başsavcısı Ahmed Cevad’a karşı ileri sürülen bütün suçlamaların asılsız olduğunu belirtmiş ve ölümünden sonra beraat kararı vermiştir. KGB baskısı altındaki ailesi de ancak 1950 yılından sonra zindandan kurtulabilmiştir.

Bugün Bakü’de Parlamento binasına giden cadde üzerinde Ahmed Cevad’ın görkemli heykeli yükselmekte, doğduğu Şemkir’de adına bir müze ile Ünlüler Mezarlığı’nda da temsilî mezarı bulunmaktadır.

Basılmış şiir kitapları da Koşma (Bakü 1916), Dalga (Bakü 1919), İstiklâl Uğruna (İstanbul 1928), Şiirler (Bakü 1958), Çırpınırdı Karadeniz (Ankara 1990, hzl. Servet Gürcan), Sen Ağlama Ben Ağlaram (Bakü 1991), Hak Bağıran Ses (Bakü 1991), Seçilmiş Eserleri I-II (Bakü 1992) şeklindedir.

 

AZERBAYCAN BAYRAĞINA

“Bu şiir, 10 Nisan 1919 tarihinde Azerbaycan Parlamentosu binası üzerinde dalgalanan millî bayrağa söylenmiştir.”    Ahmet Cevad Ahundzâde

 

Türkistan yelleri öpüp alnını

Söylüyor derdini sana, bayrağım!

Üç rengin aksini Kuzgun Denizden

Armağan yollasın yâre, bayrağım!

 

Giderken Turan’a çıktın karşıma,

Gölgen devlet kuşu, kondu başıma!

İzin ver gözümde coşan yaşıma

Dinletsin derdini aha, bayrağım!

 

Kayı Han soyundan aldığın rengi,

Kocalmış İlhan’la Müslüman beyi.

İlhan’ın evladı, dinin direği,

İlhan’ın evladı gönlüme sefâ, bayrağım!

 

Göğsümde tufanlar geldim ileri,

Öpeyim gölgen düşen mübârek yeri!

Allah’ın yıldızı, o güzel peri,

Sığınmış koynunda aya, bayrağım!

 

ŞİİRİN BAĞLAMI

Şair, şiirin ilk kıtasının ilk iki satırında

 

“Türkistan yelleri öpüp alnını

Söylüyor derdini sana, bayrağım!”

 

demektedir. Bu iki dizenin bağlamı kısaca aşağıda sunulmuştur.

I. Dünya Savaşı’nda 30 Temmuz 1918 tarihinde Bakü’ye ulaşan ve kuşatmayı tamamlayan Kafkas İslam Ordusu ertesi gün taarruza başlar. Bu esnada Bakü Guberniyasının (idarî / mülkî biriminin) merkezi olan Bakü’de Bolşeviklerin ağırlıkta olduğu Bakü Sovyeti yönetime hâkimdir. Bakü’de 25 Temmuz’da yapılan Bakü Sovyeti’nin toplantısında Bakü Sovyeti lideri Stephan Şaumyan’ın da dâhil olduğu Bolşevik üyelerin muhâlefetine rağmen kentin savunması için oyçokluğuyla İngiliz kuvvetlerinin çağrılmasına ve bir koalisyon hükûmetinin kurulmasına karar verilir. 30 Temmuz’da Bakü’deki Ermeni Millî Şurâsı’nın liderleri Bolşeviklerden iktidarı bırakmasını ister. Bunun üzerine Şaumyan ertesi gün iktidarı bırakır. Akabinde Taşnak (Ermeni), Menşevik [1] ve Sosyalist Devrimci kesimlerin ittifakı ile kurulan Merkezî Hazar adlı koalisyon hükûmetinin ilk icraatlarından biri Hazar Denizinin güneyinde bir liman kenti olan Enzeli’de bulunan İngiliz Generali Dunsterville komutasındaki 39. İngiliz Tugayı ile irtibata geçerek onlardan yardım istemek olur. Enzeli Limanı’ndan deniz yoluyla ayrılan İngiliz kuvvetlerinin ilk birliği 5 Ağustos 1918 tarihinde Bakü’ye gelir. 39. İngiliz Tugayının arta kalan kuvvetleri de yine Enzeli üzerinden deniz yoluyla 17 Ağustos’ta Bakü Limanı’na gelir. Kuşatmayı sürdüren Kafkas İslam Ordusu 15 Eylül 1918 tarihinde Bakü’yü kurtarır. Bakü’deki mevcut durum nedeniyle yaklaşık beş aydır Gence’de faaliyetlerini sürdürmekte olan Mehmet Emin Resulzâde liderliğindeki Azerbaycan Halk Cumhuriyeti (AHC)nin icra organı olan Azerbaycan Millî Hükûmeti de Bakü’nün kurtarılması üzerine Bakü’ye gelerek faaliyetlerini buradan sürdürür. Bakü 27-28 Nisan 1920 gecesi Kızıl Ordu tarafından işgâl edilene dek AHC faaliyetini sürdürür. Sonrasında Azerbaycan’da Moskova’ya bağımlı bir sosyalist yönetim kurulur. Şâirin bu şiiri yazdığı esnada Azerbaycan’daki politik ve askerî şartlar bu şekildedir.

Çarlık Rusya’sının baskıcı uygulamalarına karşı Türkistan’daki Müslüman Türklerin en şiddetli isyanı 1916 yılında başlamıştır. Bu baskıcı uygulamalar arasında Rusların demografik yapıyı değiştirmek için bölgeye yerli halkın şartlarını daha da olumsuzlaştırma pahasına Rus göçmenleri yerleştirmesi, sürekli artırılan vergilerin bölge halkı için tahammül edilemez raddeye gelmesi ve son olarak Rusya’nın 1916 yılında Türkistanlılara yönelik askerlik muafiyetini kaldırarak onları cephe gerisindeki hizmetler için kullanmak istemesi tansiyonu yükselten hareket olmuştur. Ancak bu istek Türkistanlılar arasında protestolara neden olmuş ve önce 4 Temmuz’da Özbekistan’ın Hokand bölgesinde vahada başlayan isyan, daha sonra hızla diğer bölgelere de yayılır. Türkistan İsyanı ile I. Dünya Savaşında birçok cephede savaşmakta olan Ruslar için bir cephe daha açılmış ve bu sorunu çözmek isteyen Çarlık yönetimi, askerlerinin bir kısmını buraya kaydırırken bir taraftan da Rus köylülerini isyancılara karşı silahlandırmıştır. Sonuç olarak isyan Ekim ayında çok kanlı bir şekilde bastırılmış; Türkistanlıların bir kısmı Çin yönetimindeki Doğu Türkistan’a sığınmış diğer bir kısmı da yaşadıkları bölgelerde büyük eziyetler görmüştür. Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’ın kurucu unsur olduğu Güney Kafkasya Federal Cumhuriyetindeki kurucu unsurlar arasındaki görüş ayrılıklarının nedeniyle Federasyon 26 Mayıs 1918 tarihinde fesih kararı almış, aynı gün Gürcistan ve Ermenistan bağımsızlıklarını ilan etmiş, iki gün sonra da kurucu unsuru oluşturan üçüncü taraf olan Azerbaycanlılar tarafından AHC ilan edilmiştir. O dönemde Bakü ve havâlisi, Taşnak ve Bolşevik ittifakından oluşan Bakü Sovyeti yönetimi altında olduğundan Azerbaycan Hükûmeti faaliyetlerini Gence’de sürdürmüş, Kafkas İslam Ordusu tarafından 15 Eylül 1918 tarihinde Bakü’nün kurtarılmasının ardından Azerbaycan Hükûmeti de Gence’den Bakü’ye gelerek faaliyetlerini burada sürdürmüştür. Şair “Türkistan yelleri öpüp alnını” derken Türkistan’daki soydaşlarının Azerbaycan’ın bağımsızlığına kavuşmasına yönelik mutluluklarından gurur duyduklarını, “Söylüyor derdini sana, bayrağım” derken de Rusya İmparatorluğu egemenliğindeki Türkistan’daki soydaş halkların 1916 yılında çıkardıkları isyanın kanlı ve acımasız bir şekilde bastırılmasına atıfta bulunmaktadır.

 

Şiirin ilk kıtasının üçüncü ve dördüncü satırı

 

“Üç rengin aksini Kuzgun Denizden

Armağan yollasın yâre, bayrağım!”

 

şeklindedir. Üçüncü satırdaki ‘üç rengin’ ifadesiyle üstten alta doğru (özgürlüğü temsil eden) mavi, (özgürlük için akıtılan kanları temsil eden) kırmızı ve (Azerbaycan Türklerinin mensubu olduğu İslam’ı temsil eden) yeşil ile üzerindeki hilâl ve sekiz köşeli yıldızdan oluşan Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin bayrağındaki renklere atıf yapmakta, ‘aksini’ sözcüğü ‘yansıması’ anlamında, “Kuzgun Denizi” de ‘Hazar Denizi / Gölü’ anlamında kullanmaktadır. İfade toparlanacak olursa Azerbaycan bayrağındaki derin ve ulvî anlamlar içeren mavi, kırmızı ve yeşil renklerin Hazar Denizi üzerinden ülkesine Türkistan’dan gelen sevinç ve muhabbet rüzgârları ile yansımasını temenni etmektedir.

Şiirin ikinci kıtası aşağıdaki gibi olup Şair bu kıtanın ikinci satırında Azerbaycan bayrağı üzerinden mevcudiyetine atıfta bulunduğu Azerbaycan Halk Cumhuriyeti gölgesinde (bünyesinde, idaresinde) yaşamanın büyük bir esenlik olduğunu ifade etmektedir.

 

“Giderken Turan’a çıktın karşıma,

Gölgen devlet kuşu, kondu başıma!

İzin ver gözümde coşan yaşıma

Dinletsin derdini aha, bayrağım!”

 

Şiirin aşağıdaki üçüncü kıtasında Kayı Han ve İlhanlı Devletine değinilmektedir. Kayı Boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan, Kaşgarlı Mahmud'un Divân-ı Lügati't-Türk adlı eserine göre ise 22 Oğuz boyundan ikincisidir. Kayı güç, kuvvet ve kudret sahibi demektir. Kayı Han’ın babası Gün Han, dedesi Oğuz Han’dır Dolayısıyla Kayı Han, Oğuz’un Kayı boyunun ilk atasıdır. Cengiz Han’ın torunlarından Hülagu tarafından 1256 yılında kurulan İlhanlı Devleti de 1295 yılında Sultan Mahmut Gazan Han’ın Müslüman olması nedeniyle hızla Müslümanlaşmıştır. Şair, şiirin bu kıtasında bu duruma da atıfta bulunmaktadır.

 

“Kayı Han soyundan aldığın rengi,

Kocalmış İlhan’la Müslüman beyi.

İlhan’ın evladı, dinin direği,

İlhan’ın evladı gönlüme sefâ, bayrağım!”

 

Şiirin son kıtası da aşağıda olup bu kıtada da bin bir zorluk, zulüm, mezâlim, sıkıntı sürecinin ardından elde edilen bağımsızlığa, kurulan AHC’ye ve böylece sahip olunan vatana atfedilen ulviyete, Azerbaycan bayrağındaki ay ve yıldıza atfedilen aşkın anlama değinilmektedir.

 

“Göğsümde tufanlar geldim ileri,

Öpeyim gölgen düşen mübârek yeri!

Allah’ın yıldızı, o güzel peri,

Sığınmış koynunda aya, bayrağım!”

 

SONUÇ…

Azerbaycan Milli Marşı’nın güfte yazarı, yerli, milli ve mazlum aydını Ahmed Cevad’ı vefatının 86. yıldönümünde saygı ve rahmetle yâd ediyoruz.

© 2023. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.

SONNOT

[1] Menşevik: Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi (RSDİP)nin 1903 Kongresinde partinin üyelik tanımı üzerinde yaşanan ihtilaf sonucu meydana gelen ayrışma kapsamında parti bünyesindeki gruplardan Julius Martov’un liderlik ettiği grup (“azınlıkta kalanlar” anlamında kullanılan) Menşevikler olarak, Lenin’in liderlik ettiği grup da (“çoğunlukta kalanlar” anlamında kullanılan) Bolşevikler olarak adlandırılmıştır. RSDİP bünyesindeki bir başka SR olarak ifade edilen sosyalist devrimcilerdi. Bolşevikler toprağın devletleştirilmesine karşı, SR toprağın toplumsallaştırılmasını savunmuştur. SR, RSDİP’ten (Bolşevik ve Menşeviklerden) farklı olarak Marksist değildi. SR, ayrıca RSDİP’ten farklı olarak işçi sınıfının değil, çiftçi sınıfının Rusya'nın devrimci sınıfı olacağına inanıyordu. SR, 1917 yılından itibaren RSDİP’ten ayrılarak Bolşeviklerden yana tavır alan bir siyasî grup olmakla birlikte Ekim (1917) Devrimi’nden sonra iktidardaki Bolşevikler ile ciddî bir ihtilafa düşmüş, Bolşevikleri devirmeye yönelik bir isyana kalkışmışsa da bu girişimleri bastırılmış ve tasfiye edilmiştir. Tasfiye edilen SR’ler, 1917-1921 döneminde yaşanan Rusya İç Savaşında Bolşeviklerin safında bulunmuşlar ve her ne kadar yeniden yönetime katılmışlarsa da artık bir grup olarak varlıklarını sürdürememişler ve Bolşeviklere dâhil olmuşlardır.

KAYNAKLAR

---; “Ahmet Cevat Semkir Hayatı ve Şiirleri”, https://edebiyatvesanat ve akademisi.com/sairler/ detay/ ah-met-cevad-semkir-hayati-ve-siirleri/ 1174, Erişim Tarihi: 11.10.2023.

Can, Turan; “Çırpınırdı Karadeniz ve Ahmed Cevad’ın Hikâyesi,” https://www. altayli. net/ahmed-cevadin-hikayesi.html, Erişim Tarihi: 11.02.2019.

Paksoy, İrfan; “Tarihe Kayıt Düşen Bir Ziyâlı: Ahmed Cevad Ahundzâde”, 04.05.2021, http://www.dibace.net/irfan-paksoy/tarihe-kayit-dusen-bir-ziyali-ahmed-cevad-ahundzade/, Erişim Tarihi: 12.10.2023.

Paksoy, İrfan; “Bir Kitap, Bir Şair, Bir Şiir”, 09.12.2021, http://www.dibace.net/kitaplik/bir-kitap-bir-sair-ve-bir-siir/, Erişim Tarihi: 12.10.2023.

Paksoy, İrfan; Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 2018..

Paksoy, İrfan; Azerbaycan Aydınları, Alka Yayınevi, Trabzon 2021.

Paksoy, İrfan; Türkistan’dan Balkanlara, Basılmamış Eser.

Şimşek, Ayşe; “Portre: Azerbaycan'ın milli şairi Ahmet Cevad”, 13.10.2022, https://www.trthaber.com/haber/yasam/ portre-azerbaycanin-milli-sairi-ahmet-cevad-616449.html, Erişim Tarihi: 12.10.2023.

Tan, Nail; “Azerbaycan’ın Millî Şairi Ahmed Cavad 120 Yaşında”, Türk Dili Dergisi, C. 3, S. 79, Eylül 2012.

Zeyrek, Yunus, “Azerbaycan Millî Şairi: Şehid Ahmed Cevad (1892-1937)”, Bizim Ahıska, Bahar 2012.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?